"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şahs-ı mânevîdeki kuvvetin küçük bir numunesi

Ayşenur AKAY
04 Şubat 2018, Pazar
Tahdis-i nimet nev’inden sizinle yaşadığım bir İnayet-i İlâhiyeyi paylaşmak istiyorum.

Kur’ân dersinden geçemediğim için bir dönem okulu uzatmıştım. Tek ders sınavım da 1 Şubat’taydı. Erciyes Üniversitesi’nin Kur’ân sınavının zorluğundan bahsetmeyeceğim, bilenler bilir... Aslında beş tane Kur’ân dersim kalmıştı da, son yıl ilk defa başka üniversiteden yaz okulu alma hakkı tanıdılar. Bu da Cenâb-ı Hakk’ın başka bir ihsanı. Elhamdülillah o dersleri yazın verdim. Geriye sadece tek dersim kaldı. Sınava sıkı çalışmam lâzım. Fakat özellikle son bir aydır hizmetlerin yoğunluğundan çalışmaya vakit bulamıyordum. Yapacak kimse olmadığı için de işleri kimseye devredemedim.

Hâsılı, “Vazifeni yap, neticeye karışma” sırrınca az da olsa biraz çalışmaya çalıştım. Sınavdan bir gün önceye kadar okuma programı devam ediyor tabi. Sadece son gün ezberlerimi biraz okudum. Kalacağımı biliyorum, ama vicdanımı rahatlatmaya çalışıyorum. Olsun diyorum, hiçbir şey yapmadım demezsin en azından. Kalacağımı bile bile sınava gittim. Ezberlerim yarım yamalak. Bir sûreyi hiç ezberlemedim. Sınava bir defa girdim. Sürekli derslerinden kaldığım iki hoca yok. Biri umreye gitmiş, diğeri izindeymiş. Sonra sınav başladı. Ezberlemediğim sûreyi hoca da hatırlayamadı. Sonra komisyondaki diğer hoca başka sûreden devam et dedi. 

Diğer sordukları sûreleri takılarak da olsa ezberden okudum. ‘Yüzüne okuma’dan açtığım tefeülde kolay bir yer geldi. Tecvid uygulamalarından da bildiğim yerler çıktı. Meale çalışmamıştım, onu da sormayı unuttular. Sonra sınavın bitti, “geçtin” dediler.

Şaşkınlıktan saatlerce kendime gelemedim. Hâlâ da gelebilmiş değilim. Kalmak için girdiğim sınava geçip geldim. Sonra öğrendim ki, farklı illerden haberim olmadan arkamdan cemaatteki çoğu kişi sürekli duâ etmiş. Bir kişinin duâsı bin olmuş. Şahs-ı mânevînin kuvvetiyle, Cenâb-ı Hak hak etmediğim halde bana mezun olmayı nasip etti. Haza min fazli Rabbi. 

“Derd-i maişetim ziyadeleştiği için Risale-i Nur’a çalışamıyorum” diyen talebeye, “Risale-i Nur’a çalışmadığın için derd-i maişet ziyadeleşti” diyor Üstad. Risale-i Nur’un dünyevî beş faydasını da eğitim hayatım boyunca tezahürleri sınırsız. Anlatsam roman olabilir. Üniversiteyi şahs-ı mânevînin duâsıyla kazandım, yine şahs-ı mânevînin duâsıyla bitirdim Allah’ın izniyle. 

Üniversite okuduğu için Risale-i Nur hizmetlerine yetişemediğini söyleyen kardeşlerim! Siz birinci dereceye iman ve Kur’ân hizmetini koyarsanız, inanın okul dersleri de o nispette daha kolay oluyor. Babam hep, ‘hizmet ön planda olsun’ derdi. Allah ondan razı olsun bu bilinci verdiği için. 

Bu teveccüh-ü Rabbani için Cenâb-ı Hakk’a ne kadar şükretsem az. Şahs-ı maneviye ne kadar duâ etsem az. Vazifemiz hizmet. Biz ücrete tabi değiliz. Allah biliyor ya hiç bir zaman öyle bir ücret talebim (maddî-manevî) olmadı. Fakat Rabbim lütuflarını da hiçbir zaman eksik bırakmadı. Bu güzel ihsanlar hizmette daha çok aktif olmama bir teşvik kamçısı oldu diyebilirim. 

Rabbim bizi bu daireden ve istikametten ayırmasın inşallah.

Okunma Sayısı: 3106
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı