Yakın tarihimizde önemli bir sosyolog olan Cemil Meriç, pek çok yönüyle insanların hayata bakış açısını değiştirmiştir. Yazarımız Selahaddin Yaşar, Meriç’in hayatını konu alan biyografisiyle güzel bir çalışma ortaya çıkarmıştır.
Bununla ilgili özel bir çalışma yapmış ve tarihimizde önemli konumda olan bazı kişilerin biyografisini yazmış.
Kitap okumak eşsiz bir dünyaya açılan kapı gibi adeta. O dünyada insan kendini keşfediyor çoğu zaman, başka hayatları okusa da.
İnsanın hayata bakış açısının doğru istikamete yönelmesi için, tarihte önemli şahsiyetlerin hayatını bilmesi gerekir. Bu anlamda biyografiler bize yol gösterir. Yazarımız Selahaddin Yaşar bununla ilgili özel bir çalışma yapmış ve tarihimizde önemli konumda olan bazı kişilerin biyografisini yazmış. Yeni Asya Neşriyat’tan seri hâlinde çıkan bu eserlerle; Mimar Sinan, Yunus Emre, Erzurumlu İbrahim Hakkı, Fuzulî, Selahaddin Eyyubi, Mevlânâ, İmam-ı Rabbani, Mehmed Âkif, Yahya Kemâl, Adnan Menderes, Muhammed İkbal ve Cemil Meriç gibi büyük zatların ibretlik hayatlarını nazarımıza arz ediyor yazarımız. Dilini, üslûbunu iyi bildiğimiz Selahaddin Yaşar, tarihin bu önemli şahsiyetlerini biz gençlere gereği kadar tanıtmış. Ben bu ay serinin ‘Cemil Meriç’ kitabını tanıtacağım. Bu kitap yakın tarihimizde çok önemli bir sosyolog olan Cemil Meriç’in hayatını pek çok yönüyle sunuyor.
Çok okuyarak hidayeti bulmuş
Meriç tam bir kitap kurdu. Çocukluğundan ölümüne değin yaşadığı onca maddî-manevî sıkıntılara rağmen okumayı ve ilim öğrenmeyi hiç bırakmamış. Hayatının belli dönemlerinde öyle uç noktalarda fikir değişimleri yaşamış ki, hayret etmemek elde değil. Hatta onun bu kadar çok okuması, araştırması en sonunda doğru yolu bulup hidayete ermesine vesile olmuş, desem yanılmış sayılmam. Ayrıca çok kitap okumaktan genç yaşında gözleri görme kabiliyetini kaybetmiş. Yaşadığı bu büyük hastalık bile onu okumaktan alıkoymamış. Kendisini ve çevresini aydınlatmaya devam etmiş. Aydın tabirinin tam karşılığı Cemil Meriç. Kitabı okurken, Meriç’in hayat mücadelesi, insana azim, gayret ve ümit aşılıyor. Kitabın dili gayet sade ve akıcı bir özelliğe sahip. Su gibi hemen okuyup bitirebileceğiniz bu kitap tam iki yüz sayfa. Bu kitabı ve serinin diğer kitaplarını alıp okumanızı gönül rahatlığıyla önerebilirim. Selahaddin Yaşar, fuarda aldığım kitapları imzaladığında, ‘kitap başına bir yazı yazma’ şartıyla imzalamıştı. Biz de kitabının tanıtımını yaparak sözümüzü tutmuş oluyoruz her halde. Kendisine buradan selâm ve hürmetlerimi gönderiyor, sizi kitabın bazı güzel kesitleriyle baş başa bırakıyorum.
“Said Nursî: Deccal’lara meydan okuyan imanın remzi”
Salah Birsel, “Elit’e gelenlerin en kültürlüsü, en bilgilisi Cemil Meriç’ti. Fransızcanın elenikasını bilir, gece gündüz de okurdu. Bu yüzden gözlerinin gücünü her gün biraz daha yitirdi. Ne var ki o buna hiç aldırmaz, odasında masasının üzerine sandalyesini koyar, kendi de sandalyeye çıkarak kitabını ampule 30 cm uzaklıkta okurdu. Bunu, elektrik ampulünü aşağıya kadar iletecek kordona verecek parası olmadığı için yapardı. Bunca parasız oluşunun nedeni ise eline geçen paranın tümünü kitaba yatırması idi.”
“Söndürülmek istenen mukaddes ateş, onun güçlü nefesi ile meşaleleşir. Anadolu insanının gönlünde bir remiz olur. Said Nursî: Deccal’lara meydan okuyan imanın remzi. Karanlıkta bırakılan nesiller, Nur Risalelerini heceleyerek şuurlanırlar. Said Nursî’nin kuvveti yalnız hafızasından, yalnız bilgisinden, yalnız büyük cedel kabiliyetinden gelmiyor. Cesarete susayan insanımız, an’anevi irfanın bu pervasız temsilcisinde, asırlardır aradığı ihlâsı, feragati, bir dâvâ uğruna nefsini feda etmek celâdetini de buldu.”