"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Peygamberimizin (asm) zevcesi Hz. Safiyye bint-i Huyey (ra)

Arzu KONAN
10 Nisan 2016, Pazar
Kadın olmak her konuda günümüzde çok zor. Verilen değer, gösterilen ilgi, yaşanılan olaylarla meydandadır. Fakat Peygamber eşi olmak..!

Özellikle Rasulullah’ın (asm) zevcesi olmak, O’nun (asm) her an yanında, hizmetinde bulunmak, nur yüzüne bakmak, gül kokusunu koklamak, sözleriyle donanıp, huzur bulmak tarif edilemez bir saadet olsa gerek. 

Safiyye bint-i Huyey (ra) bu zevcelerden biridir. Yahudi ve evli bir kadındı o önceleri. Fakat o da Allah’ın hakkında hayır murat ettiği kullarındandı. Zira peygamber eşi olacaktı. Hz. Safiyye Kinane ile evlendiği günün gecesinde Rasulullah’a (asm) dair bir rüya gördü. Bu rüya onun yüzünde bir iz bırakacaktı. Zira eşine rüyasını anlattığında eşi “Sen Hicaz hükümdarı Muhammed’e varmak mı istiyorsun?” dedikten sonra onun yüzüne sert bir tokat atmıştı. Bu tokatın yüzünde izi kaldı. Hz. Safiyye’nin  (ra) Hayber Savaşı’nda eşi Kinane ölünce Kâinatın Efendisi (asm) onu yanına getirtti. Kendisine İslâmı anlatıp Müslüman olduğu takdirde onu zevcesi olarak alacağını belirtip eğer Yahudi kalmayı seçerse kendisini serbest bırakacağını söyledi. Hz. Safiyye bu teklife çok sevindi. Zaten içinde İslâma dair bir kıvılcım vardı. Teklifi kabul edip zevcesi olma şerefine erişti. 

O, gözü gönlü tok bir hanımdı. Medine’ye geldiklerinde mücevherlerinin hepsini Peygamber Efendimizin (asm) diğer hanımlarına hediye etti. Safiyye validemiz de Resulullah’ı (asm) çok seviyordu. Bir gün Efendimiz (asm) itikâfta iken kendisini ziyarete gitti. Bir süre yanında kaldıktan sonra Efendimiz (asm) kendisini eve götürmek istedi ve yürümeye başladılar. Ümmü Seleme Validemizin (ra) odası önündeki mescit kapısına geldiklerinde Ensar’dan iki zat ile karşılaştılar. Selâmlaştılar. İki zat aceleyle uzaklaşmaya çalıştılar. Peygamber Efendimiz (asm) bu kişilerin suizanda bulunmayacaklarına emindi. Lâkin şeytan içlerine şüphe tohumu atmasın diye arkalarından seslenerek:

“Acele etmeyin, durun. Yanımdaki kadın Safiyye bint-i Huyey’dir.” dedi.

Bu olaya istinaden bütün ümmetine şöyle ikazda bulundu:

“Şeytan, insanın vücudunda dolaşan kan mesabesindedir. Ben haklı olarak gönüllerinize şeytanın şüphe atmasından korktum.” 

Rabbim şeytanın vesvesesinden, şerrinden cümle ümmeti korusun. Şeytan kanımız kadar yakın bize. Her an tetikte. Hiç dinlenmiyor, uyumuyor, tatil yapmıyor. “Şu Müslümanı nasıl kandırsam”ın derdinde. 

Hz. Safiyye (ra) Sevgililer Sevgilisi’nin (asm) rahatsızlanmasına da dayanamazdı. Bir gün Efendimiz (asm) rahatsızlandığında bu üzüntüsünü şöyle dile getirdi: 

“Ya Nebiyallah! Keşke sizin ağrılarınızı, acılarınızı ben çekseydim!...”

Peygamber eşi olmak, sevmek, zorluklara seve seve katlanmak bu olsa gerek. 

Peygamberimizin zevcesi Safiyye Validemiz Hicret’in 52. yılında Hz. Muaviye’nin hilâfeti zamanında vefat etti. Allah’ın rahmeti üzerine olsun. 

Okunma Sayısı: 21133
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı