İftarınız nasıl geçiyor? Türkiye ile fark var mı? 

Evet var. Siz bir kere oturup yiyip kalkıyorsunuz. Ülkemde ise iftar yemeği ve akşam yemeği ayrıdır. İftarda biz hurma ve su ile orucumuzu açarız. Sonra çay, tatlılar bir şeyler atıştırırz. Fazla yemeyiz. Namaz kılıp tekrar oturup iftara devam ederiz. Çorba, tatlı vs. yenir isteğe göre. Yine az yeriz. Çünkü yatsı namazında zorlanmamak için. Yatsı namazı ve teravihten sonra genelde akşam yemeği yenir. İsraf etmeden yeriz. Sonra sohbet ederiz veya isteyen dışarı çıkar. Bir iki saat sonra yatılır. Çünkü sahur saat 04 ve ya 05'de olur. O saate kadar uyunur. Türkiye'de ki gibi sabahlayan pek olmaz. Sonra zaten herkes işine, okuluna gider. 

 İftar yemeği dâvetleri oluyor mu peki?

Evet. Her komşu birbirine gidiyor. Kimisi evinde pişirdiğinden de götürüyor. İftara dâvet edilmese de evinde pişenden komşusuna ikram eden olur bizde. 

Senin için Ramazanın önemi nedir?

Bu ayda kendimi daha huzurlu, rahat hissediyorum. Zengin, fakir herkesin su, yemek ve günahtan uzak durduğu bir ay. Keşke hep böyle kalsak diyorum. Fakirlerin yüzlerinin güldüğü bir ay olması da başka bir önemidir. 

Gençlerimize neler söylemek istersin bir genç olarak? 

Manevî işleri dünyevî işlerden daha önemsiz tuttuklarını görüyorum. Dünyevî şeyler bizi manevî şeylerden uzaklaştırır. Gençler kendi kültürünü ve medeniyetini korumalıdırlar. Yoksa Allah korusun başka medeniyetlerin altında yaşarlar. Biraz daha maneviyata önem vermelerini diliyorum.

Son olarak neler söylemek istersin?

Bütün Müslümanların Ramazan ayı mübarek olsun. Öncelikle Kayseri halkına Ramazan öncesi ve Ramazanlarda bizi yalnız bırakmadıkları ve misafirperverlikleri için teşekkür ediyorum. Türkiye halkına teşekkür ediyorum. Sizler bizim yanımızdasınız. Bizi düşündükçe Allah sizin bereketinizi bollaştıracaktır. Sırtınızı yere değdirmeyecektir. Son olarak Türkiye Diyanet Vakfı'na, emeği geçen herkese ve şahsınızda bu fırsatı veren Yeni Asya Gazetesi'ne teşekkür ederim. 

Biz teşekkür eder başarılarının devamını dileriz.