Orijinali Yunanca “demokrasiya” olan demokrasinin kısa tarifi: Millî iradeye, hür seçime dayanan irade / yönetim şekli.
Demokrasi rejiminde halk, yöneticileri kendi seçer. Teşkilâtlanmış partilerce yürütülmesi, aralarında muvazaa (gizli anlaşma) bulunmayan en az iki partinin varlığı, askerin ve adliyenin hiçbir şekilde politikaya karışmaması; müdahil olmaması gibi temel şartları vardır, demokrasinin.
Demokrasi insanlığın bulabildiği en iyi, insan haysiyetine ve menfaatine en uygun siyasal idare şeklidir.
Demokrasilerde seçim hür, basın hür, yargı hür, fikir hür; din, vicdan, inanç, ibadet hürdür. Mülkiyet hakkı ve kıyafet hürriyeti, demokrasinin en mümeyyiz vasfıdır. Yani demokrasi, insanın, insanca yaşama standardının prospektüsüdür, sanki.
Böyle olmakla birlikte demokrasiyi, sadece siyasal irade ve devlet idaresi kalıbı içine sıkıştırmamak, onu, hayat tarzına dönüştürmek gerekir. Yukarıda ifade edildiği üzere, insanın var olduğu yerde, insanın hayat kalitesinin göz önünde bulunduruldu her yerde demokrasi gerekir. Bunun için de, önce, fert ölçeğinde demokrasiyi özümsemek, onu hazmetmek, onu talep eder olmak ve ona sahip çıkmak gerekir.
“Üstün bir demokrasinin huzur verici atmosferinden nasibini alan toplumlar, adalet ve eşitliğin hakikî manasını kavramış ve cemiyet nizamında onların dozunu tayin etmeyi başarmış olanlardır.”1
Demek ki, demokrasinin uygulanmasında, ondan yararlanmada adalet ve eşitlik kavramını iyi anlamak ve bunların dozunu iyi ayarlamak gerekiyor.
Ülke huzurunun ilk basamağı, toplum nizamının düzgün işleyişidir. Toplum nizamının düzgün işlemesinde önemli âmil, kurumların düzgün işlemesi, işlerin düzgün görülmesi, bunu yaparken de halkın taleplerinin görülmesi; onlara, düzgün muhasebe, düzgün muamele, düzgün mukabale edilmesidir.
Demokrasi, herkes için gerekli!
Kurumlara, birimlere lâzım olan demokrasi, bireyde de hüsnükabul görmeli. Her fert buna, önce kendinden yani kendi kişilik haklarından ve hürriyetlerinden başlayıp, başkalarını da aynı değerler manzumesi içinde gördükten sonra ıyalinde, sonra idaresinde bulunanlarda; evde, işte, okulda, mektepte, medresede demokrasiyi uygulama nezahetini, nezaketini gösterebilmeli; mutlaka, adaletle muamele edebilmeli.
Huzurun, sükûnun, mutluluğun; buna paralel olarak da itaatin hayat bulması, birbiri içinde mütedahil daireler gibi etkileşim halelerinin bütün topluma yansımasıyla mümkün olur.
“Demokrasi her şeyden evvel vatandaşın yani bireyin irade kuvvetine ve karakter terbiyesine dayanır.”2
Demek ki, önce, “demokratlaşmak” yani demokrasiyi hayatın her kademesinde uygular olmak, demokratik bir şekilde davranmak; bundan sonra da, “demokrat” olmak gerekiyor.
Evet, demokrat olmak!
Bunun için de demokrasiyi, isimden ve resimden ibaret olmadığının şuuruyla özümsemiş, yani hürriyetlerden yana; halka yakın, insana kıymet veren, olaylara objektif bakan ve “kadife” gönüllü kimse olmak.
Yani ezmemek, “Benden sonrası tufan” zihniyetiyle, insanları üzmemektir!
Dipnotlar:
1- İ. Kafesoğlu, Türk Milliyetçiliğinin Meseleleri, s. 143.
2- A. F. Başgil, Demokrasi Yolunda, s. 85.