"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hürriyet olmadan asla! - Ân diyarı (80)

Ali HAKKOYMAZ
26 Ekim 2024, Cumartesi
Vesayet niye bitmiyor Bilgin Abi? Esaret yani?

Hamaset, istibdat, ben bilirim ben/sen ne bilirsin sen, inat, kin, nefret, düşmanlık, insanın insana ettiği, zalimlerin, münafıkların çalıp çırpması, narası, hırsı, şu pis cehalet, yakamıza yapışık fukaralık… niye böyle bitmeyecek gibi durur da durur? 

Cem Karaca’nın kulakları doyuran, dolduran kalın ve o tok sesiyle noktayı koyduğu; çıkmaz sokakların anlatıldığı mısralardan sonra: “Bıktım be!” deyişi haksızlığın suratına tokat işte!

Selim Ali, ha bugün ha yarın Hürriyet Şehri’ne, Adalet Ülkesi’ne, Hukuk Diyarı’na, Medeniyet-i Fazıla Devleti’ne yaklaştık yaklaşıyoruz derken Penelope’un o bitmeyen örgüsünün ta kendisi şu bizim adresimiz, işlerimiz.  

Hürriyet... pahalı bir şey ki kaç zamandır uğra-şıyoruz; ortalarda pek görünmüyor. Cehalet, fukaralık çok ucuz ki her köşe başında arz-ı endam eyliyor.

Düşünmeyen, düşündüğünü diyemeyen, deyince de olacaklara göğüs gerecekler çoğalsa da azalsa da o ülkede bir şeyler değil; çok şeyler yolunu kaybetmiş demektir.

Lemaat: “Düşünmek, deşmektir.” diyor da… ya düşünmüyorsak! Ya düşünmeyi öğretmemişlerse! Ya düşündüklerini söylemek zorsa veya suçsa! Ya düşünenlere yan gözle bakılıyorsa! Ya yazdın çizdin diye içerdeyse ve dışarda bile hapisteyse! 

Neyse düşünmenin “deşmek” olduğunu öğrendik ya... Yoksa nasıl ulaşırız sırların sırrına? Düşünmek, ana kimliği insanın. Düşünmüyorsak yoğuz ki... Farklı notalarla beste yapılır. Benim ses tonum sana benzemez. Yürüyüşünden bile ayırırsın birini ötekinden. Aman ha sen; ben olmayasın. Sen orda kal. Şuraya bir avuç şu deniz taşlarından topla da getir. Hepsinin kalbi ayrı vurmuş yüzlerine, bak! Bağımızdaki kayısı ağaçlarının hiçbiri öteki değil.

 Meyveleri de…

 Bir ağaç kadar ay(kırı)lığımıza göz dikenleri tanı gayrı, ha!

Selim Ali, ha hürriyetin yokluğu ha kıyametin kopuşu…

Bütün dünya tek renk olsun isteniyor. Niye? Çiçekler niye renk renk? 

Siyah önlük, beyaz yakalık... İlk mektep öyle bittiydi. Orta mektep şapkalıydı-k. Ayrı giyinmek yasaktı.

Hoca ne derse o. Soru sormak lüks hem cesaret ister. Otur, dedi mi otur.

İki kere iki dört diyorsa dört... Yaşamak, dert diyorsa dert... 

Dördü anladık da… yaşamak güzel bir hikâye, güleç bir şeyken hocam… siz niye çok gergin böyle çok sert? Yaşamak bir servet halbuki! Hayat herkese ayrı ayrı o muazzam hediye… Bu tam da bana göre…

Tertemiz niyet-ler pahalı mı Selim Ali?

Vitrinlerde görüp de alamadığım şeyler gibi mi?!

Fakat kimselere göstermeden yaprakları okşuyorum yollarda. Ağaçlara sarılıyorum. Yıldızlara göz kırpıyorum. Ay hilal mi dolunay mı diye başımı göklere dikiyorum. Gökyü-zünü çok seviyorum.

(Şimdilik vergisi yok bunların.) Dünyanın rengini silmeye soyunmuşlara inat olsun diye… Bunlar renk körü olmuşlarsa bana ne! Hürriyete giden yolları aramak adına böyle senaryoları yazıp oynamak yasak olmasa gerek. 

Bilgin Abi’nin gayet mütevekkil hâliyle hadiseleri süzdüğünü bilirdik. Her şeyi güzele yoran rahatlatıcı sözleri bizi günlerce tedavî ederdi. Olanda güzellik var, dedi. Belli belirsiz bir cümle daha döküldü o sakin dilinden: “Huzmâ safâ; da’ma keder!”

Öyle ya… yoksa heder olmak işten değil Selim Ali. Gel seninle bugün Ramiz Dayı’nın lokantasına gidelim.

Okunma Sayısı: 349
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı