Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), “2024 yılı Çocuklarda Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması”nın sonuçlarını açıklamış. Araştırma, 2013 ve 2021 yıllarında Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması’nın bir alt modülüyken bu yıl ilk kez bağımsız olarak uygulanmış. Araştırmaya göre, çocuklarda internet kullanımı 2021’de yüzde 82,7 iken 2024’te yüzde 91,3 olmuş. Çocukların yüzde 97,4’ünün interneti düzenli kullandığı kaydedilirken, bu oran 2021’de yüzde 98,6 gerçekleşmiş.

Dikkat çeken haberde şu bilgiler de var: “Düzenli internet kullanan çocukların yüzde 42,9’unun hafta içi, yüzde 53,6’sının ise hafta sonu günde yaklaşık iki saat ve daha fazla süre internette vakit geçirdiği belirlendi. Günde yaklaşık 2 saat ve daha fazla süre internet kullananlar yaş gruplarına göre incelendiğinde, kullanım oranı hafta içi 6-10 yaş grubunda yüzde 30,6, 11-15 yaş grubunda yüzde 54,4 oldu. Bu oran hafta sonu ise sırasıyla yüzde 43,2 ve yüzde 63,5 olarak hesaplandı. Düzenli internet kullanan çocukların en fazla yürüttüğü faaliyetler sırasıyla yüzde 83,9’la video izleme, yüzde 75’le ödev, öğrenme veya çevrim içi derslere katılma ve yüzde 72,7’yle oyun oynama veya oyun indirme olarak kayıtlara geçti. Sosyal medya kullanan çocukların oranı bu yıl 66,1 olarak belirlendi. Yaş gruplarına göre sosyal medya kullanımına bakıldığında bu oran 6-10 yaş grubunda yüzde 53,5, 11-15 yaş grubunda ise yüzde 79 oldu. Araştırmaya göre, çocukların yüzde 97,9’u sosyal medyayı düzenli kullanıyor. Bu çocuklardan sosyal medya platformlarında yaklaşık iki saat ve daha fazla süre geçirenlerin oranı hafta içi yüzde 37,1, hafta sonu yüzde 49,5 olarak kayıtlara geçti.” (AA, 23 Ekim 2024) 

Esasında internetten doğru şekilde istifade edilebilse büyük bir nimet olduğu görülür. Fakat ‘sanal dünya’yı uygun ve faydalı şekilde kullanmak için de iyi bir eğitim şarttır. Neyin faydalı neyin faydasız olduğu ölçmek her halde sağlam bir eğitimle ancak mümkün olur. Ayrıca bu ayırımı yapabilmek için belli bir yaş sınırı da gerekir. 3 ya da 5 yaşında bir çocuğun, “Şu site iyi, şu film kötü” demesini ve buna göre ‘sanal alem’de vakit harcamasını beklemek mümkün değil. Bu bakımdan önce büyükleri yani bizlerin ‘sanal alem’ konusunda bilgimiz ve sınırlarımız olmalı. 

‘Kontrolsüz sanal alem’ uygulaması bu şekilde devam ederse yarın bir gün daha feci neticeler ortaya çıkabilir. Türkiye’yi idare edenler başta olmak üzere bütün eğitimciler, bütün uzmanlar ve tabii ki bütün aileler bu mesele hakkında dikkatli olmak durumundadır. Neredeyse bütün çocukların ‘sanal alem’ tarafından ‘teslim’ alındığı bir ülke, bir eğitim ve aile yapısıyla “Büyük, hür ve demokrat” bir ülke seviyesine ulaşabilir miyiz?

Bu tabloya bakarak “Çocuklarımız tehlikede” demek belki doğru, ama esas tehlikede olan bizleriz, bunu da görelim...