Her yenilik beraberinde bazı tehlikeleri de getiriyor. İnternet ve cep telefonu gibi nimetlerin aynı zamanda insanları hayattan kopardığı ve ‘bağımlı’ hale getirdiği de bir gerçek.
Son zamanlarda bu mesele iyice tartışılır oldu. Cep telefonlarını yasaklayan okullardan, bazı sosyal ağlara erişim engeli koyan düzenlemelere kadar değişik ‘çare’ler aranıyor. Türkiye’de de mesele ‘masa’ya yatırılmış durumda. Ne kadar uygulanabileceği tartışmalı olsa da bazı sosyal ağların çocuklar için yasaklanması gündemde. Hemen hatırlatalım ki çok yaygın ve haklı bir uygulama olan ‘sigara yasağı’na bile çoğu ‘kahvehaneler’de uyulmuyor. ‘Digital yasak’ ne kadar uygulanabilir?
Çocukları ‘dijital tehlikeler’den korumak için adım atan ülkelerden biri de İspanya. İspanya’da azınlık sol hükümetinin, çocukları dijital teknolojinin olumsuz etkilerine karşı korumak için şubatta (2024) kurduğu “Uzman Komitesi”ne başkanlık eden Ana Caballero, uzmanların İspanya’da bu konuda çizdiği yol haritasını anlatmış.
İlgili haberde şöyle denilmiş: Caballero, toplumun en kırılgan kesimi genç nüfusun dijital platformlardan nasıl etkilendiğinin toplumda görünür olduğuna dikkati çekerek, “Dijital teknolojideki büyük firmalar, bu genç kırılgan nüfustan, kontrol ve kural eksikliğinden faydalanıyor” uyarısında bulundu.
“Uzman Komitesinin bir suçlu aramadığını ancak sosyal medyaya yön veren büyük firmaların sadece ticari yaklaşımla iş yapmalarının yaşattığı sorunların da ortada olduğunu belirten Caballero, şöyle devam etti: “Büyük teknoloji şirketlerinin günümüzde teknolojinin bilinçli kullanımında ebeveynlere, gençlere ve reşit olmayanlara yüklediği sorumluluk büyük bir yanılgıdır. Bu savaşta, algoritma her zaman kazanan, çocuklar ve yetişkinler de her zaman kaybeden olur. Reşit olmayan biri nörolojik gelişim açısından bakıldığında dijital teknoloji kullanımında sorumlu olamaz. Üstelik, Facebook, Instagram gibi tüm bu sahte iş modelleri çocuk hakları sözleşmesine de aykırıdır.”
“Teknoloji şirketlerinin yaklaşımına ilişkin ise Caballero, “Karanlık patronlar tarafından çocukların daha fazla süre ekrana bağlanmasını sağlayan bu tür uygulamalar ekonomik sömürüdür. Çünkü bu firmaları ilgilendiren tek şey çocukları çok erken yaştan tüketici olarak ilişkilendirmek.” değerlendirmesinde bulundu. Çocuklarda teknoloji kullanımına ilişkin Caballero, ayrıca “Bu zamana kadar cep telefonunda serbest bıraktığın bir nesli şimdi nasıl eğitebilirsin? Belki biraz ağır bir söz ama ‘kayıp bir nesil var.’ Ebeveynler sorunun şimdi farkına vardı ve önlem gerektiğinde çocuğunun nasıl tepki vereceğini ya da bu tepki karşısında kendisinin ne yapması gerektiğini bilmiyor. Sorunu önceden görmek ve eğitim programları koymak lazım. Bir babanın çocuğunu eğitmesi için olanlardan haberdar olması lazım ki öğretsin” diye konuştu.” (aa.com.tr, 20 Aralık 2024)
Şunu sormak ve tartışmak durumundayız: İspanya bile ‘kayıp nesil var’ diyerek çırpınırken bizdeki bu ‘rahatlık’ neyin alameti? İspanya için ‘tehlike’ olan ‘dijital dünya’ bizim için değil mi? Ne zaman çare arayacağız?