Hayatında akla hayâle gelmeyecek işkencelere maruz bırakılan kutlu Nebi, kıyamete kadar gelecek insanlığa böyle seslenmiş, ilânatta bulunmuştu.
Ve peygamberliğini asla bir imtiyaz olarak kullanmamıştı. “Hakkınızı helâl edin, özür dilerim” diyerek ucuz ve basit bir yolu seçmiyor. Ki, böyle bir hitapta bulunsa, yüz binlerce insan, elbette cân-ı gönülden “Helâl ediyoruz” derlerdi.
Ama o, söyledi, söylediklerini tebliğ etmeden önce, kendi nefsinde yaşadı. Şu ifadeler o kutlu Nebinindir: Birgün gelecek, boynuzluluğunu, boynuzsuz koyuna haksızlık yapmada kullanan koyundan bile, boynuzsuz koyunun hakkı alınacaktır.3 Bu hadis-i şerîf, kâinatta câri olan Âdil-i Mutlak olan Allah’ın, âhirette mutlak adâletinin çok hassas ölçülerle tecelli edeceğine işâret etmiyor mu? Zalimi, Âdil-i mutlak ve Kahhar-ı Züllcelâl olan Allah’a havale eden şu ikaz karşısında kim titremez? Allah zâlimin zulmünü yanına bırakmaz.4
Başta Hulefâ-i Râşidîn olmak üzere, Sahabe-i Kirâmın, âdil Osmanlı padişahlarının, İslâm kumandanlarının, âlimlerin, müdakkiklerin, idârecilerin, kırıntısı bile başka milletlerde bulunmayan ve tarih sahifelerine altın harflerle yazdırdığı binlerce Kur’ânî adâlet ve hakperestlik örnekleri mevcuttur.
Adâlet, yalnızca mahkemelerde tecellî etmez. Hayatın bütün safhalarında geçerli olan ve olması gereken bir haslettir. Özellikle Adil-i mutlak olan Allah’a inanan bir Müslüman, hangi mevki ve makamda olursa olsun, âdil olmak zorunda. Bu, açık, kesin Kur’ânî bir emirdir:
Muhakkak ki, Allah, size emânetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Gerçekten Allah bu emriyle size ne güzel öğüt veriyor.5 Âyette geçen “insanlar” kelimesi önemlidir. “Müslümanlar” demiyor, hangi düşünce, inanç ve milletten olursa olsun, mutlaka adâletle hükmedilme hakkı vardır.
Mücessem bir Kur’ân olan kâinat ve içindeki bütün varlıklar, hâdiseler, unsurlar arasında cereyan eden ekolojik denge de, insanlara âdil ve dengeli olma dersi verir. İşi ehline vermek de, adâletin bir gereği.
Dipnotlar:
3- Müsned, 1: 72.
4- Müslim, Birr: 61.
5- Kur’ân, Nisâ, 58.