Rahman tecellileri, yeraltındaki 4500 derecedeki ateşte yaşayan bir canlıyı beslediği gibi, eksi kaç derecede soğukta bir mahlûku da besliyor.

Sevmediği inançsızları da yaşatıyor, besliyor, rızıklandırıyor; hayatlarının devamı için gerekli şartları sağlıyor. Taş, toprak, ağaç, hayvan ve sair varlıkları, yıldızları da besliyor. Rahmân ismi bu sahifelerde de tecelli eder. Allah’ın Rahmaniyeti her an her varlıkta tecelli etmektedir.

Râhim: Şefkat, yardım ve sevgi demektir. Rahîm isminin tecellisi, yâni bu üç özelliği, yarattıklarına karşı sonsuz bir şekilde tecelli etmektedir.

Rahîm isminin, en bâriz ve açık bir şekilde insânî annelerde, sonra hayvânî, nebâtî annelerde görülür. Evet, bu sayısız annelerdeki şefkat, yâni acıma, yardım ve sevgiler Rahîm isminden geliyor.

Eğer “anneler olmazsa” hiç kimse hayatını sürdüremez! Biz de hayatta olamazdık... Annelerimiz, en ziyade sevdikleri ruhlarını, hayatlarını bizim  için göz kırpmadan fedâ etmeleri; yine bizim rahatımız için rahatlarını, rahatça vermeleri; yine bu engin Rahîm isminin tezahürüdür. O’nun Rahmeti olmazsa, hiçbirimiz hayatımızı devam ettiremeyiz. Hiçbir canlı yaşayamazdı.

Kangurunun yavrusunu göğsündeki fıtrî torbasında muhafazası, tavuğun yavruları için hayatını fedâ etmesi, insânî annelerin çocuğun hayatî tehlikesi karşısında arabanın altına, ateşe, suya atlaması o geniş Rahmetin tezâhürüdür.

Ayrıca, Rahîm ismi, atomdan hücreye, ağaçlardan yıldızlara, samanyolundan galaksilere kadar her şeyde tecelli etmektedir. Herbir insanın simâsının ayrı olması bir Rahmet olduğu gibi, herkesin ses, saç teli, parmak izinin de farklı olması ve karışıklıkların olmaması yine bir Rahmet tecellisidir.

Yeryüzünde dört yüz bin muhtelif ayrı ayrı nebâtâtın, yâni bitkilerin ve hayvanâtın tâifelerini, hiçbirini unutmayarak, şaşırmayarak, vakti vaktine, mükemmel bir intizam ile, hikmet ve yardım ile terbiye ve idare eden ve dünyanın sîmâsında birlik mührünü vuran, koyan, açıkça ve belki bilmüşâhede, rahmettir. Ve o rahmetin vücudu, bu dünyanın sîmâsındaki mevcudâtın vücudları kadar kat’î olduğu gibi, o mevcudât adedince, tahakkukunun delilleri var.

Kur’ân, Allah’ın Rahmeti, Rahîm isminin tecellisi, târifini, 23 sûrede, 49 âyette verirken; pek çok sûre ve âyette de; Allah’ın rahmetinin bol olduğu, dünyada herkesi kuşattığı, Allah’ın mü’minlere ve dilediğine rahmet edeceği; âhirette kâfirlere rahmet etmeyeceği; O’nun rahmetine vesîle aramak gerektiği; rahmetinden ümit kesmemek icap ettiğini de haber vermektedir. Bunun yanında, Allah’ın rahmetini istemeyi emr ve teşvik ederken; kendisine itaat edenlere yolunda savaşanlara, kendisinden korkanlara, iyilik yapanlara, Kur’ân okuyanlara, zekât-sadâka verenlere, tevbe edenlere rahmet edeceği de bildirilmektedir.

Diğer taraftan, yağmur da, Kur’ân da, Peygamberimiz de (asm) rahmettir…

Ve Allah’ın rahimiyeti her en her varlıkta tecelli etmektedir.