"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Meraklı hasta

Ahmet Cemil Çökren
12 Ekim 2024, Cumartesi
Sonbahar mevsimini yaşamaya başla-dığımız bu günlerde sıcaklıklar sürekli değişiyor. Âdeta hastalık havası... Üzerine okullar da açıldı.

Kar ya da hava soğuyana kadar hastalık sırayla evdeki fertleri dolaşacak. Çocuklarda öksürük, boğaz ağrısı hatta burunları akmaya başladı bile. Aile fertleri birbirlerine ister istemez bulaştırıyor. Zira çocuklara laf anlatamıyoruz. 

Bazı hastalıklar ise 1 haftadan fazla sürüyor. Bazı kişiler hastalığı “Birine satayım belki geçer” düşüncesinde olduklarını söylüyor. Ayrıca uzun soluklu hastalıklar da mevcut. Meselâ kireçleme, romatizma, kanser, diz ağrıları, kalp ağrısı, bronşit v.s.

Yani etrafımız hastalık/hastalarla çevrili. Ve sürekli yakalandığımız/bulaşan hastalıkların ne zaman bizden gideceğini ya da bizi öldürecek mi? Ya da doktorun evhamıyla kötüsü mü olacak? Yada komşuların teşhisleri mi tutacak? Allah muhafaza etsin.

Peki, sorunu bulduk. Hastalığın içeriğini merak ediyoruz. İnternette sörf yaptık. Ve bu sefer içimiz daha da kararıyor. Bu hastalık neden geldi? Kötü mü? Ne zaman gidecek? İz bırakacak mı? Merak, merak, merak...

İşte Asrın imamı Bediüzzaman Hazretleri 45 dakikada yazdırdığı Hastalar Risalesi’nin Onuncu Devası’nda diyor ki;

“Ey lüzumsuz merak eden hasta! Sen, hastalığın ağırlığından merak ediyorsun. O merakın, senin hastalığını ağırlaştırır. Hastalığın hafifleşmesini istersen, merak etmemeye çalış. Yani hastalığın faidelerini, sevabını ve çabuk geçeceğini düşün, merakı kaldır, hastalığın kökünü kes. 

“Evet merak, hastalığı ikileştirir; maddî hastalığın altında merak ile manevî bir hastalığı kalbine verir; maddî hastalık ona dayanır, devam eder.”

Geçenlerde iki kadın aralarında konuşuyorlar. Röntgeni (Akciğer filmi) biri havaya kaldırmış. Diyor ki: “Doktor anlamamış bak burada bir beyazlık var. Geçen bizim eniştede de aynısı vardı. Kanser çıktı ve adam öldü. Bu doktor seni anlamamış git başka doktora”. Haydaa!..

Bediüzzaman Hazretleri devamında “... Eğer teslimiyetle, rıza ile, hastalığın hikmetini düşünmekle o merak gitse, o maddî hastalığın mühim bir kökü kesilir, hafifleşir, kısmen gider. Hususan evhamla bir dirhem maddî hastalık, bazen merak vasıtasıyla on dirhem kadar büyür. Merak kesilmesiyle, o hastalığın onda dokuzu gider.”

Merak, hastalığı çoğaltığı gibi, Cenab-ı Hakk’ın hikmetini suçlama (neden ben?) ve Allah’ın rahmetini tenkid (bana acımadın mı?) ve Şefkatli Yaratıcıdan (diğer kuluna) şikayet gibi gözüktüğü için, amacını tersiyle tokat yer, hastalığını çoğaltır. Yahu Cenab-ı Hak bunu sana niye vermiş. Hiç düşündün mü? Belki ondan çok uzaklaştın. Dünyaya daldın. Bak şimdi evinde iki büklüm Yaradan’a dönmüş yalvarıyorsun. Asıl vazifen bu değil mi? 

Son olarak Bediüzzaman Hazretlerinin “Madem hikmetini, faidesini bildin; o merhemi meraka sür, kurtul. ‘Âh!’ yerine ‘Oh!’ de, ‘Vâ-esefâ (yazıklar olsun)!’ yerine ‘Elhamdülillahi alâküllihal’ söyle.” diyerek çareyi gösterdiğini hatırlatalım.

Tüm hastalara ve bundan sonra olacaklara şimdiden Allah acil şifalar versin!

Okunma Sayısı: 313
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı