"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman’ın dilinden Hz. Ali

Adil SÖYLEMEZ
15 Mayıs 2016, Pazar
Ehl-i Beyt’in en mümtaz şahsiyetlerinden birisi olan Hazret-i Ali (ra) kan bağı olarak Allah Rasulü’ne (asm) en yakın olan, vefatına kadar da O’nun (asm) yanında yiğitçe mücadele eden bir İslâm Mücahididir.

İslâm’a ilk inananlardan birisi olan Hazret-i Ali (ra) Bedir, Uhud, Hendek ve Hayber’de İslâm’ın sancaktarlığını yaparak bizlere ‘sahih Müslüman nasıl olunuru’ en canlı örneğiyle göstermiştir. Tarihte İslâm Âlimlerinden büyük çoğunluğu Hazret-i Ali’yi eserlerinde anlatmışlardır. Hazret-i Ali’nin faziletini, yiğitliğini, ilmin kapısı olması gibi özelliklerini eserlerinde işleyen İslâm Âlimleri ciltler dolusu muhtevayı bizlerin istifadesine sunmuşlardır. İşte, Hazret-i Ali’yi bize en güzel lisanla anlatan İslâm Âlimlerinden birisi de, Asrın müceddidi olan Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleridir.

Risale-i Nur Külliyatı’nın bir çok yerinde Hazret-i Ali ve onun faziletlerinden sıklıkla bahsedilmektedir. Öyle ki, Risale-i Nur’da ismi en çok zikredilen sahabi Hazret-i Ali’dir. Risale-i Nur’larda Hazret-i Ali’nin sıklıkla zikredilmesinin en mühim sebebi Kur’ân ve İslâm’a hizmet metodunun Üstad Hazretleri’nce Hazret-i Ali’nin şahs-ı manevisinin örnek alınmasından dolayıdır. Üstad Hazretleri, Kur’ân ve İslâm’a hizmet yolunda örnek alınacak şahsiyetlerin Ehl-i Beyt’ten olması gerektiğine büyük ehemmiyet vermiştir. Günümüzde de Nur Talebelerinin bu hususa hassasiyet göstermeleri çok önemlidir.

Bediüzzaman, hem kendisi hem de Risale-i Nur ve Nur Talebeleri ile Hz. Ali, Hz. Hasan ve başta Şâh-ı Geylani olmak üzere Ehl-i Beyt arasında ciddî mânevî bir münasebet görür. Bu hususta Risale-i Nur metinleri içinde telif edilmiş olan “Sekizinci Şuâ”, “On Sekizinci Lem’a”, “Yirmi Sekizinci Lem’a” ile Gavs-ı Âzâm’ın Kerâmet-i Gaybiyesi hakkındaki “Sekizinci Lem’a”da genişçe izahlar ve değerlendirmeler yapılmıştır.

Zaten Bediüzzaman Hazretleri de kendisini manevî olarak Ehl-i Beyt’in bir ferdi olarak görür. “Gerçi mânen ben Hz. Ali’nin (ra) bir veled-i manevisi hükmünde, ondan hakikat dersini aldım. Ve Âl-i Muhammed Aleyhisselâm’ın bir mânâda hakikî Nur şakirtlerine şamil olmasından ben de Âl-i Beyt’ten sayılırım” (Emirdağ Lâhikası) diyerek, bu rabıtanın sebebini de izah etmiştir.

Üstad Bediüzzaman Hazretleri, Hazret-i Ali’nin birçok yönden derin bir ilme vakıf olduğunu Risale-i Nur’larda anlatır. Özellikle esrar-ı huruf ve cifir ilminde mutlak üstad olduğunu açıkça zikreder. Hazret-i Ali’nin anlatılan diğer bir özelliği de adalet mefhumuna verdiği önemdir. Hazret-i Ali’nin hem kendi hilâfeti hem de kendinden önceki halifeler döneminde adlî işlerde ne kadar isabetli ve hakkaniyetli kararlar verdiği Risale-i Nur Külliyatı’nda zikredilir. Toparlarsak, Risale-i Nur’da Hazret-i Ali’nin İlim, Adalet, İhlâs ve Cesaret timsali olduğu çok açık bir şekilde anlatılır.

Bediüzzaman Hazretleri, Lem’alar’da, ‘’Hazret-i Ali’ye iki cihette bakılması gerekir’’ diye başlayan kısımda şunları ifade eder: “Hazret-i Ali’ye (ra) iki cihetle bakılmak gerektir. Bir ciheti; şahs-ı kemâlat ve mertebesi noktasından. İkinci cihet: Âl-i Beytin şahs-ı mânevisini temsil ettiği noktasındandır. Âl-i Beytin şahs-ı mânevisi ise, Resul-i Ekrem (asm) bir nevi mahiyetini gösteriyor. İşte birinci nokta itibariyle Hazret-i Ali (ra) başta olarak bütün ehl-i hakikat, Hazret-i Ebubekir ve Hazret-i Ömer’i (ra) takdim ediyorlar. Hizmet-i İslâmiyet’te ve kurbiyet-i İlâhiyede makamlarını daha yüksek görmüşler. İkinci nokta cihetinde Hazret-i Ali (ra) Âl-i Beytin şahs-ı manevisinin mümessili ve Âl-i Beytin şahs-ı manevisi ise, Hz. Muhammed’in (asm) hakikatini temsil ettiği cihetle, muvazeneye gelmez. İşte Hazret-i Ali (ra) hakkında söylenen fevkalâde methedici hadisler, bu ikinci noktaya bakıyorlar. Bu hakikati teyit eden  sahih bir hadis var ki; Resul-i Ekrem (asm) ferman etmiş: “Her Nebinin nesli kendindendir. Benim neslim, Ali’nin (ra) neslidir.” (Lem’alar, 23)

Risale-i Nur’dan verdiğimiz örnekleri daha da çoğaltmak mümkündür. Üstad Hazretleri’nin tabiriyle Nur şakirtlerinin Hazret-i Peygamber’den (asm) sonraki ikinci üstadı Allah’ın Arslan’ı olan Hazret-i Ali’dir. Allah’ın rahmeti ve bereketi Hazret-i Muhammed’e (asm ve onun Ehl-i Beyt’inin üzerine olsun!

Okunma Sayısı: 10453
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı