"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mevlânâ Celâleddin-i Rumî ve Bedîüzzamân (ra)-1

Abdülbakî ÇİMİÇ
20 Mart 2017, Pazartesi 00:01
Üstâd Bedîüzzamân Hazretleri der ki; Bil ki, ben hayatta sağ kaldıkça Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî (ks) Hazretleri’nin dediği gibi derim: ”Ben, hayatta kaldıkça, Kur’ân’ın bendesiyim. Ben Muhammed-i Muhtar’ın (asm) yolunun toprağıyım.”

Evet, çünkü ben Kur’ân-ı Hakîm’i bütün feyz ve nurların menbaı görüyorum. Ve benim eserlerimde hakaikın güzelliklerinden her ne ki varsa, ancak Kur’ân’ın feyzinden muktebestirler. İşte bunun içindir ki, bütün eserlerimin i’câz-ı Kur’ân’ın mezayâsından bir nebze zikretmesinden hâlî kalmasına kalbim razı olmuyor.” ifadesiyle Kur’ân’a hizmette üstâdı olarak addettiği Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî (ks) Hazretleri’nin metodu ile hizmet etmeyi ihtiyar ettiğini anlıyoruz. Belki de bu sırdan dolayı olmalı ki “Son Şahitlerden merhum    Ahmet Gümüş Ağabey de hâtıralarında  Bediüzzaman Hazretleri’nin “Hz. Mevlânâ benim zamanımda gelseydi, Risâle-i Nur’u yazardı. Ben de Hz. Mevlânâ zamanında gelseydim, Mesnevî’yi yazardım, o zaman hizmet Mesnevî tarzındaydı, şimdi Risâle-i Nur tarzındadır” dediğini ifade eder. 

 Bedîüzzamân Hazretleri de Mesnevî-i Şerif ve Risâle-i Nur arasındaki münâsebeti şöyle ifade eder: “Kardeşlerim, kalbime ihtâr edildi ki: Nasıl ki, Mesnevî-i Şerif şems-i Kur’ân’dan tezâhür eden yedi hakîkatinden bir hakîkatin âyinesi olmuş, kudsî bir şerâfet almış, Mevlevîlerden başka daha çok ehl-i kalbin lâyemut bir mürşidi olmuş; öyle de, Risâle-i Nur, Şems-i Kur’âniyenin ziyasındaki elvan-ı seb’ayı ve o güneşteki renk renk, çeşit çeşit yedi nuru birden âyinesinde temessül ettirdiğinden, inşâallah, yedi cihetle şerif ve kudsî ve yedi Mesnevî kadar ehl-i hakîkate bâkî bir rehber ve bir mürşit olacak.” Buradan anlaşılan odur ki, Risâle-i Nur, Şems-i Kur’âniyenin ziyasındaki elvan-ı seb’ayı (yedi rengi) ve o güneşteki renk renk, çeşit çeşit yedi nuru birden âyinesinde temessül ettirmiştir. Böylece asr-ı ahirzamanda i’câz-ı Kur’ân’ın mezayâsından mülhem olan Risâle-i Nur, Kur’ân’ı mânevî mu’cîzesine tam mazhar olmuştur diyebiliriz.

Yine Mesnevî-i Şerif ve Mesnevî Nuriye arasındaki münâsebete de şu izahlarla temas eder: “Aslı Farisî, sonra Türkçe olan Mesnevî-i Şerif gibi, o da Arapça, bir nevi Mesnevî hükmünde Katre, Hubab, Habbe, Zühre, Zerre, Şemme, Şu’le, Lem’alar, Reşhalar, Lâsiyyemalar ve sair dersleri ve Türkçede o vakit Nokta ve Lemeatı gayet kısa bir surette yazmış; fırsat buldukça da tab etmiş. Yarım asra yakın o mesleği Risâle-i Nur suretinde, fakat dahilî nefs ve şeytanla mücadeleye bedel, hariçte muhtaç mütehayyirlere ve dalâlete giden ehl-i felsefeye karşı, Risâle-i Nur, geniş ve küllî Mesnevîler hükmüne geçti.” 

Bedîüzzamân Hazretleri Mevlânâ Celâleddin-i Rumî için “Üstâdlarımdan birisi olan Mevlânâ Celâleddin-i Rumî”  ifadesini kullanarak O’nu üstâdları arasında sayar. Ayrıca hâtıralarda belirtildiği gibi söz “Mevlânâ Câmî’den açılınca, ‘Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî, Molla Ahmed-i Cizrî ve Mevlânâ Câmî, her üçünün de makamı birdir. Bunların üçü de mânen bir seviyededir’ diye buyurduğu” ifade edilir. Mevlânâ Câmi de, Mevlânâ Celâleddin-i Rumî  hakkında şöyle der: “O yüce zâtı tavsif etme konusunda ben ne söyleyeyim? Peygamber değildir, fakat Kitabı vardır.”  

Mevlânâ Celâleddin-i Rumî Hazretleri tefsîr sahibi bir âlimdir. 

Selef-i salihinin bıraktığı kudsî tefsîrler iki kısımdır: Bir kısmı ahkâma dair tefsîrlerdir, diğer bir kısmı da âyat-ı Kur’âniyenin hikmetlerini ve îmân hakîkatlerini tefsîr ve îzah ederler. Selef-i salihinin bu türlü tefsîrleri çoktur. Hususan Gavs-ı Azam Şah-ı Geylânî, İmâm-ı Gazalî, Muhyiddin-i Arabî, İmâm-ı Rabbânî gibi zevat-ı kiramın eserleri, bu kısım tefsîrlerdir. Bilhassa Mevlânâ Celâleddin-i Rumî Hazretleri’nin Mesnevî-i Şerif’i de bu tarz, bir nev’i mânevî tefsîrdir. İşte, Risâle-i Nur, bu tarz tefsîrlerin en yükseği, en mümtazı ve en müstesnasıdır. İşte, madem bu tarz tefsîrler mütedavildir, kimse ilişmiyor; Risâle-i Nur’a da ilişmemek lâzımdır. İlişenler Kur’ân’a ve ecdada düşmanlıklarından ilişirler.

Bedîüzzamân Hazretleri Konya’da Mevlânâ Hazretleri’nin Türbesi’ni ziyaret ettiğinde Mevlânâ Hazretleri Üstâdı ruhaniyatı ile kapıda karşılar. 

Hadisenin detayı şöyledir: “1950’lerde Konya’ya giden Bedîüzzamân, kardeşinin yanı sıra Mevlânâ’yı da ziyaret eder. Mevlânâ Celâleddin’in Türbesi’ni değil, onu ziyaret etmek ister. Devrin valisi müsaade etmez. Ziyaretini yapamadan geri döner. Bir yıl sonra meşakkatli bir yolculuktan sonra yeniden ziyarete gider, etrafı kalabalıktır. Bedîüzzamân Hazretleri kapıda durur ve içeri girmez. Talebeleri bu durumu merak ederler. Hâlbuki mâneviyat âleminde Mevlânâ Hazretleri, Bedîüzzamân’ı kapıda karşılamıştır. Gerçekten orda iki âlem bir arada yaşanmaktadır. Mevlânâ’yı ve Bedîüzzamân’ı böylesi bir mânâda anlayarak sevgiyi paylaşmalı, sevgiyi asıl mecrasına çekmeliyiz. Mevlânâlar ve Bedîüzzamânlar insanlığın muhabbete bakan yüzleridir. Kendilerine zulümle davrananlara bile sevgiyle bakmışlardır.”

Haftaya devam edelim inşâallah…

Konuyla ilgili haber ve makaleler:

İslamofobiye karşı Mevlana ve Asrımızın Mevlanası Bediüzzaman örnek verilmeli

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/islamofobiye-karsi-mevlana-ve-asrimizin-mevlanasi-bediuzzaman-ornek-verilmeli_422474

İslamofobiye rağmen en hızlı yayılan din: İnsaniyet-i kübra olan İslamiyet

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/islamofobiye-ragmen-en-hizli-yayilan-din-insaniyet-i-kubra-olan-islamiyet_390557

Etiketler: bediüzzaman, mevlana
Okunma Sayısı: 7806
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı