Payamlı İzmir Seferihisar’a bağlı arkası çam ormanlarına önü Ege Denizine (Ürkmez sahillerine) bakan muhteşem bir köy.
Payam-Badem anlamına gelse de köy portakal-mandalina ve limon ağaçları arasında kaybolmuş. İstanbul’a alışkın benim gibilere ‘şişeleyip götüresim var’ dedirtecek kadar parfüm sıkılmış gibi ilginç bir havası var. İçinize çektiğinizde yoğun bir şekilde çam, reçine, adaçayı, kekik ve denizden gelen iyot kokularını hissedebiliyorsunuz. (Tanıyıp tespit edebildiklerim bunlar aslında başka otların da eşlik ettiği yoğun bir şifalı kokusu var...)
Burada yer alan arkasını çam dağlarına yaslayan Yeni Asya Tesisleri ise belli ki büyük bir gayret çaba ve şevkle inşa edilmiş, misafirlerini ağırlamayı bekliyor. Biz gittiğimizde üniversiteli gençlerin Risale okuma programları yeni bitmişti.
Tesisi işleten fedakar Ufuk- Havva Özaktaş ailesi güler yüzleri ve içten davranışlarıyla bizi karşıladılar. Alt kat yemekhane, giriş kat karşılama- geniş ders salonu, kalmaya müsait odalar, küçük bir mutfak, ikinci kat ailelerin kalmasına müsait klimalı odalar, ders salonu, lavabolar ve mutfak, teras kat ise her zaman serin rüzgarlara açık geniş bir alan olarak inceden inceye tasarlanmış. Çok emek sarf edildiği belli.
Kütüphanesi uzun zamandır okumayı planladığım kitaplarla dolu olduğundan çok sevindim ve zamanımın çoğunu kitaplarla hemhal olarak geçirdim.
Öğle öncesi ve öğleden sonra yaptığımız dersimize Havva Özaktaş kardeşimiz de yoğun koşuşturması arasında iştirak etti. Seferihisar’dan sadece ders için gelen bir aile ‘İzmir Kitap Fuarı’nda kurulan dostluklar vesilesiyle Payamlı programından haberi olmuştu. Hanımefendi her öğle sonrası tesiste kalan diğer kardeşlerimizle birlikte dersimize katıldı. İzmir şefkat kahramanlarından bir gurup da son ders günümüzde gelerek bizi şenlendirdiler.
Ufuk Bey hemen her sabah elektrikli mini kamyonetiyle Ürkmez’e inip günlük mutfak alış verişini yapıyor. Bazen eşi Havva kardeşimiz de ona eşlik ediyor. Mini elektrikli kamyonet ‘Avustralya Nur Vakfı’ tarafından Payamlı Yeni Asya tesislerine hediye edilmiş. Gördüğüm kadarıyla çok işe yarıyor. Zira tesislerin yanı başında her zaman alışveriş yapabileceğiniz marketler yok. Bununla birlikte orası hızla gelişen bir köy. Yazlıkların sayısı da gün geçtikçe artıyor. (Bu demektir ki yakın bir gelecekte köyün çehresi değişecek. Alışveriş mekanları daha yakına gelecek.)
Ürkmez sahili tesislere çok yakın. Ege’nin en güzel sahillerinden biri olduğu belirtiliyor. Yüzerken karşıda Yunan adalarını görebiliyorsunuz. Arkadaşlar gülerek şişme botta uyuyakalıp Yunan karasularına giren ve polisler eşliğinde uyarı alıp getirilen dostlarından bahsediyorlar.(Yanı başımızdaki on iki adanın Yunan’a verilmesi kaderin garip bir cilvesi olarak bir zafer olarak sunulan Lozan Anlaşmasıyla gerçekleşmiş.)
Tesisin maskotları diyebileceğimiz kediler ve sevimli köpek misafirlere karşı çok edepliler. Korkutacak hiç bir ani hareketleri yok. Misafirlere utangaç bir bakış fırlatıp, yemek vakitlerinin geldiğini sevgili sahibeleri Havva’ya çok nazik bir şekilde hatırlatıyorlar. Aralarında muazzam bir sevgi bağı var. Havva gülerek ‘Bunları bırakıp ben İzmir’e nasıl dönerim?’ diyor.
HÜLASA
Dememiz o ki yaz mevsimi bitmeden yolunuzu Yeni Asya Payamlı Tesislerine düşürün. Gerçi Ege’de sezon uzun. Marmara gibi kısa değil. Sonbaharda bir hafta sonu yada resmi tatilleri şimdiden Payamlı için planlayın. Özellikle gurup olarak gitmenin birçok avantajı var. En başta ulaşımda rahat edeceksiniz. İzmir’e çok yakın mesafede bulunan Payamlı Yeni Asya Tesislerine ulaştığınızda eminim ‘şükür Allah’a iyi ki gelmişim!’ diyeceksiniz.
Not: Tesislerde irtibat için arayacağınız numara: Ufuk Özaktaş 05072175240