“Çocuğunuzun 7 yıl oyun oynamasına müsaade ediniz ve yedi yıl ona hayatın edebini öğretiniz.” Hz. Ali (ra)
Beynimiz üzerine ilginç araştırmaların yapıldığı günümüzde görünen o ki, keşfedilmeyi bekleyen daha çok şey var.
İnsanlarda baskın özelliklere göre sözel, matematiksel, görsel zekânın bulunduğunu keşfedeli fazla bir zaman olmadı. Yani bazı insanlar kendilerini kelimelerle başarıyla ifade edebilirken, bazılarının sayılarla, bazılarının haritalarla, güzel san’atlarla arası herkesten iyi. İşin ilginç yanı, insan gayret ederek, kendini eğiterek, okuyup, araştırarak zekâ türlerini çeşitlendirebiliyor. Bunlara sonradan duygusal zekâ türü de eklendi.
En son uzmanların üzerinde durduğu “ahlâkî zeka” kavramı ise bilim dünyasına yeni ufukları açacak görünüyor. Öyle ya matematiksel, sözel, görsel zekâsı süper, ama kendinden başkasını düşünmeyen ahlâksız bir insan toplum için ne anlam ifade edebilir ki?
YEDİ EDEP
Ahlâkî zekânın anlamı şu: Doğruyu yanlıştan ayırma kapasitesi, doğru ve izzetli davranmak için güçlü bir ahlâkî inanca, donanıma sahip olup bu doğrultuda davranabilmek.
Ahlâkî zekâ üzerinde araştırmalar yapan uzmanlardan biri eğitim psikoloğu olan Dr. Michele Borba. Borba, ahlâkî zekâ için ebeveynlerin özellikle 3-15 yaş arasında yedi erdemi çocuklarına mutlaka yerleştirmesi gerektiğini, bunların hayat boyu bir “doğruluk pusulası” gibi çocukları etkileyeceğini belirtiyor.
Ona göre anne babaların çocuklarına kazandırması gereken yedi erdem şöyle: Empati, vicdan, öz kontrol, hürmet, nezaket, hoşgörü ve hakkaniyet.
Empati sayesinde çocuklar şiddet ihtiva eden davranışlardan kaçınırlar. İnsanlara arkadaşça davranırlar, başkalarının acı ve üzüntülerinden etkilenirler. Ebeveynlerin çocuklarına bu konuda örnek olmaları, onları şiddet muhtevalı görüntülerden uzak tutmaları gerekir.
Vicdan ise çocuğun doğruyu yanlıştan ayırmasını sağlayan, yanlış yaptığında suçluluk duymasına yardım eden iç sestir. Bazı faktörler vicdanın sesini zayıflatır. Cinsel muhtevalı yayınların fazlalığı, madde bağımlılığı, şiddet, bazı şarkı sözleri, video oyunları, internette sayıları gittikçe artan nefret, satanist, terörist grupların sitelerinin yoğun bir şekilde artışları vicdanın sesini cılızlaştırır.
Ebeveynler nezaketi özendirmeli, çocuğa “lütfen, teşekkür ederim” gibi iyi davranışları kazandırmalıdır. Farklılıkları takdir edecek telkinlerde bulunmalı, önyargılı olmamayı öğretmelidir. Haklının yanında olmayı, haklı olanın güçlü olduğunu, adil davranmayı, haksızlık karşısında dik durma erdemini yaşayarak göstermelidir.
(kaynak: www.kemalsayar.com)
Evet, bir eğitim psikoloğunun ahlâklı çocuklar yetiştirmek için anne babalara yaptığı tavsiyeler bunlar.
İLMİN KAPISI
Peygamberimizin (asm) “İlmin kapısı” olarak tanımladığı Hz. Ali’den bir tavsiye (ra) okuduğum ilk andan itibaren zihnimden hiç çıkmıyor.
Şöyle diyor Hz. Ali: “Çocuğunuzun 7 yıl oyun oynamasına müsaade ediniz ve yedi yıl ona hayatın edebini öğretiniz. “
Bir baba olarak Hz. Hasan, Hz. Hüseyin, Hz. Zeynep gibi, zalimlere boyun eğmeyen, her zaman hakkın ve haklının yanında olan, gerekirse bu uğurda başını veren, karıncayı incitmekten çekinen evlâtlar yetiştiren Hz. Ali Efendimiz (ra) demek ki, hayatın edebini onlara çok güzel öğretti.
HÜLÂSA
“Rabbim beni edeblendirdi” diyen bir Peygamberin ümmetine edep yaraşır. Hele de ahlâksızlığın, zulmün binbir türlüsünün kol gezdiği günümüzde!