İnsanoğlu daha dünyadayken ahiretteki yerini hazırlarmış, daha dünyadayken Cennetle müjdelenen Sahabeler, ya da Hz. Peygamber Efendimizin (asm) “Kim Cennetteki arkadaşımı görmek istiyorsa bu adama baksın” diyerek Cennetle müjdelediği Sahabe Hz. Ukkaşe’ye dikkat çekmesi bu sözün doğruluğunu ispatlar.
Bediüzzaman Hazretleri de Birinci Şua’da iki üç âyetin işârâtında, Risaletü’n-Nur’un sadık talebeleri imanla kabre gideceklerine ve ehl-i Cennet olacaklarına dair müjdeler ol-duğunu ifade etmiştir. Her davanın kendisine has özellikleri olduğu gibi o davanın sadık mensuplarının ve erlerinin de kendilerine has özellikleri ve vasıfları vardır.
Kur’ân davanın sadık şa-kirtlerden biri de Bursa’da i-kamet eden Hüseyin Dursun Ağabeyimizdi. Kendisine has mütebessim simasıyla sanki cisimleşmiş bir Cennet ehli gibi iman, ihlas, takva ehliydi. Hizmet İçin ne iş olursa olsun telefonun diğer ucunda bek-leyen Hüseyin Ağabey, hiç bir zaman mazeret üretmez, “Ta-mam geliyorum” der ve beklenen zamandan daha önce gelirdi. İman Kur’ân hizmetiyle ilgili fedakârca işleri hâllederdi. “Başka bir şey olursa hemen arayın, haberim olsun” deyip insanı rahatlatır. Bir iş çıktığında tereddütsüz sıkılmadan çekinmeden aranan ender insanlardan biriydi. Biz onun iman ve Kur’ân hizmetleri için yaptığı hizmetleri dualarla hatırlaya-cağız.
Kabir kapısına kadar yolcu ederken bahtiyar bir bir Nur talebesinin gülerek gittiği âlemleri tefekkür ettik. “Her nefis ölümü tadıcıdır.” Hakikati ile dünyanın fânî yüzünü hatırla-dık, ahiret âlemi için nasıl çalışılması gerektiğini o rahmetlinin hayatından ders aldık. Kabrin arkasında başta Hz. Peygamber Efendimiz (asm) Üstadımız ve saff-ı evvel Nur talebelerine Hüseyin Ağabeyin kavuşacağını dualarla ümit ve temenni ediyoruz. Güle güle Hüseyin ağabeyimiz. Allah senden razı olsun. Rabbim rahmet, merhamet ve şefkatiyle seni Cennetine alsın. Amin...