Risale-i Nur Talebelerinin vasıfları nelerdir, diye sorulacak bir soruya verilebilecek en doğru cevap şu olacaktır:
Risale-i Nur Talebeleri kalplerinde barındırdıkları sarsılmaz bir îmân ve engin bir şefkatle kendilerini insanlığın hususen bu vatan evlâdının dünyevî ve uhrevî saadetine adamış mâna erleridir. En önce şunu belirtmek gerekir ki Risale-i Nur Talebeleri veya kısaca Nur Talebelerinin gaye edindikleri tek şey Allah’a iyi bir kul olmak ve ellerindeki Kur’ân hakikatlerini muhtaçlara ulaştırmak hizmetinde, en evvel İslâmiyet’in tebliğcisi ve Cenab-ı Hakk’ın en son ve en sevgili peygamberi Hz. Muhammed’i (asm) kendilerine bir model almışlardır. Onların Efendimizin sünnetine sıkı sık yapışmaları da şu zamanda tam bir Ehli Sünnet ve'l Cemaat olduklarının en kuvvetli delildir. Risale-i Nur dairesinde muhtelif makam ve mertebeler vardır. Bu dairede bulunanların sadakat ve samimiyet noktasından mertebesi ve makamı eşit değildir. Çekirdekten ağaca kadar mertebe ve makamlar vardır. Kiminin makamı çekirdek gibi cüz’î iken, kiminin makamı da ağaç gibi külliyet kazanmıştır. İşte sadakat ve ihlâs bu makam ve mertebelere işaret eden iki unvan ve iki terimdir.
Sadık bir talebe olmak sadakatli bir şekilde Risale-i Nurlar’a sahip çıkmak ve ihlâslı bir şekilde, yani beklenti ve menfaat olmaksızın iman ve Kur’ân hizmetinde çabalamak demektir. Bu iman hizmeti dairesine kim sadakat ve ihlâs ile tâbi olursa, manevî kazancı ve Allah katındaki kıymet ve değeri çok büyük olur demektir. Mesela, Risale-i Nur talebelerinin şahs-ı manevîsi manevî bir şirkettir. Bu şirkete ortak olmanın ilk ve zarurî şartları sadakat ve ihlâstır. Yani o daireye sadakat ile yapışıp samimiyet ile hizmet ederse o şirketin hakikî ve hakikatli bir hissedarı olur ve büyük bir kazanç elde eder demektir. Üstad Hazretleri Risale-i Nur’da talebe olmanın şartlarını ve özelliklerini beyan etmiştir.
Bu şartları üzerinde gösteren herkes Nur talebesidir inşallah. Bu şartları Üstad Hazretleri şöyle beyan etmiş; “Talebeliğin hassası ve şartı şudur ki: Sözleri kendi malı ve telifi gibi hissedip sahip çıksın ve en mühim vazife-i hayatiye sini onun neşir ve hizmeti bilsin.” Yirmi Altıncı Söz’de ise, Nur talebelerinin uyması gereken temel kriterleri şöyle ifade etmektedir: “Şu kısa tarikin evradı ittiba-ı sünnettir; feraizi işlemek, kebairi terk etmektir. Ve bilhassa, namazı tadil-i erkânla kılmak, namazın arkasındaki tesbihatı yapmaktır.” Nur Talebesinin öne çıkan özellikleri şöyle sıralanabilir: -Her şeyden önce iyi bir Risale-i Nur okuyucusudur. Günlük okumalarını ihmal etmez. Okuyamadığı günleri daha sonra telâfi eder.
Zübeyir Ağabeyin ifadesiyle günde 10 sayfa okuyan kendini kurtarır. 15 sayfa okuyan şevke gelir. 20 sayfa okuyan hizmet eder. Okuduğu hakikatleri hazmeder, sonra hayatına uygular. Olaylara Risale-i Nur penceresiyle bakar. Nurlar’dan aldığı tahkikî imanla (araştırmaya dayanan ve duygulara sirayet ederek oralarda kökleşen iman ile) her hadisede Cenab-ı Hakk’ın rahmetinin izini görür. Şahıslara değil, şahs-ı manevîye bağlanır. Bir buz parçası hükmündeki enaniyetini şahs-ı manevînin havuzunda eritir. “Ben” değil, “Biz” der. Enaniyeti büyük tehlikelerden biri olarak bilirler. Bu asrın enaniyet asrı olduğunu bilir ve ondan yılandan, akrepten kaçar gibi kaçarlar Meşveret ile hizmet eder. Bağlı olduğu ve şahs-ı manevînin tecelli ettiği mahallî ve umumî meşveret heyetlerinin aldıkları kararı kabul eder ve uygular. Bu kararları meşveret zeminleri dışındaki yerlerde tenkit etmez. - Ehl-i tahkiktir. Her söylenen sözün kalbe girmesine müsaade etmez. Kim tarafından söylenirse söylensin, söylenen sözleri Kur’ân, hadis ve Risale-i Nur mihengine vurur. Onlara uygunsa kabul eder. - Namazlarını baştan savma değil, zamanında, ihlâsla, huşu ve huzur içinde, tadil-i erkâna riayet ederek eda eder.
—Devam Edecek—