Musa Büyükballı: “Pek çok yerde öşür bilinmiyor. Öşür nedir? Şartları nelerdir?”
Öşr Nedir?
Öşr vergi değil, zekâttır. Kur’ân’da: “Ürün alındığı zaman hasat gününde onun hakkını verin.” 1 âyeti öşrü emrediyor.
Ürünün hakkı, onun üzerinde zekât alacak kimselerin hakkı olan öşürdür. Oran “onda bir” olması hasebiyle öşür olarak adlandırılmıştır.
Bu oran bazı durumlarda esnetilmiştir. Peygamber Efendimiz (asm), yağmur, nehir ve kaynak sularıyla kendiliğinden, masrafsız ve emeksiz olarak sulanan arazilerin ürününden onda bir; kova, dolap beygiri ve diğer vasıtalar ile masraf ve emek harcanarak sulanan arazilerin ürününden –masraf ve emeğe nispetle hafifletilmiş olarak- yirmide bir öşür verilmesini emrediyor.
Öşür nisabı bir vesktir. 2 Yani günümüz hesaplarıyla yaklaşık 653 kilogramdır. Yani, ekilen ve kendisinden istifâde edilen toprak mahsulü, 653 kg’dan az ise, öşür düşmez. 653 kg’dan fazla ise, zekâta (öşre) tâbidir.
Masraflar Ne Olacak?
Günümüzde tarım ürünleri üzerinde sulama masrafı olmasa bile, gübre, ilâçlama, mazot, traktör, işçilik ve muhtelif masrafların önemli yekûn tuttuğu bir vakıadır. Sulama masrafı dışındaki diğer masrafların, öşür oranını değiştirip değiştirmeyeceği âlimlerce tartışılmıştır.
Hanefî fukahası, tohum, amele ücreti ve sair masraflara bakılmadan, sadece sulama durumuna göre öşrün oranını esnetirken; Şâfîîlerden Remlî, arâzi için yapılan masraflar ile ekin için yapılan masrafları birbirinden ayırıyor. Ekin için yapılan masrafları sulamaya kıyas ederek böyle masraflarda oranı esnetiyor.
Meselâ su kanalı açılmasını –kanal kalıcı olduğundan- arâzi için bulan Remlî, el ile veya deve ile yapılan sulamayı ekin için bulur. Neticede el ile veya deve ile yapılan sulamada masraf ekin için yapıldığından, böyle masrafla yetişen ekinde, yapılan masrafa göre öşür oranı değişir. Yani tamamen el ile sulanırsa yirmide bire, yarısı yağmur suyu ile sulanırsa öşür oranı on beşte bire düşer. 3
Bu görüşten hareketle, günümüzde sulamaya denk bir masraf tutan ve sırf ekinin daha iyi yetişmesini sağlayan –ve arazi için olmayan-gübre ve ilâçlama masrafları yapıldığı takdirde, bunu sulama masrafına kıyas ederek, öşür oranına yansıtılması daha uygundur.
Buna göre, gübre ve ilâç verilerek yetiştirilen ve yağmur suyu ile beslenen ekinlerin ve kuru tarım ürünlerinin öşrünün “on beşte bir” verilmesinin uygun bulunduğu anlaşılmaktadır. 4
Öşür Verilmezse Kul Hakkı Olur
Ağaçtaki meyveler de aynı oran ve şartlarla öşre tâbidir. İmam-ı Azam ile Ahmed bin Hanbel’e göre, istifade edilen her toprak mahsulü öşre tâbidir. Öşrü verilmemiş hububattan veya ağaç üstündeki meyveden yemek Hanefîlere göre de, Şâfiîlere göre de câiz değildir. Yiyen günahkâr olur.
Öşrü verilmeyen malın içinde kul hakkı vardır. Ancak öşre esas olacak şekilde hesap ederek yerse ve yediği miktarı da sonradan öşür hesabı içine alırsa, yemek caiz olur.
Hediyeler, öşür verilebilecek yerlere, öşür niyetiyle verilirse öşür hesabına geçer. Bu durumda hasat mevsiminde, öşür verilebilecek sekiz sınıftan kendisince en uygun olan bir veya birkaç sınıfa, öşür niyetiyle muhtelif çuvallar halinde dağıtılan ürünler öşür hesabına geçer.
Tarla mahsulleri tarladan kaldırıldığında öşrü verilince, satılarak elde edilen toplu paraya artık zekât düşmez. Çünkü öşür olarak verilmiştir. Bir mala üst üste zekât tahakkuk etmez.
Öşür niyetini kalben yapmak yeterlidir. Dil ile ikrar etmek şart değildir. Fakat ihtiyaç varsa dil ile de niyet yapılabilir.
Allah kabul etsin. Âmin.
Dipnotlar:
1- En’am Sûresi, 6/141. 2- Nesâî, Zekat, 21, 22, 23. 3- N. Muhtâc, 3/77. 4- G.M.Fetvâlar, 1/238