"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AB seçimlerinin getirdikleri/götürdükleri…

Şükrü BULUT
28 Haziran 2024, Cuma
Sosyalist Marksistlerin itibarsızlaştırmaya çalıştıkları AB seçimlerinin Avrupa hükümetleri için ne kadar önemli olduğu, Macron’un, hükümetini feshetmeye gitmesiyle dünya kamuoyuna yansıdı.

Ve Almanya kamuoyu ise; kırmızı, yeşil ve sarıdan oluşan koalisyonuna “topal eşek” muamelesi yapmaya başladı. Hele sosyal Marksistlerin Alman halkına siyasi partiler üzerinden kurdukları “Parçala, zayıflat ve global harekete monte et!” tuzağından habersiz Thüringen, Sachsen ve Brandenburg gibi Doğu eyaletlerinin, globalcilerin kokuşmuş siyasetlerine tepkileri büyük hadiselere yol açacak gibi. Bünyesindeki DAVOS kökenli siyasetçilerden dolayı doğru dürüst muhalefet yapmayan CDU’ya karşı; Merkel’in, Soros’un paralarıyla inşa ettiği AfD’ye muhafazakârların kaymaları ve Sosyal Demokratların ise Scholz’un beceriksizliğinden eski SPD başkanının karısı Sahra Wagenknecht’e (BSW) kayması, önemsiz gösterilmeye çalışılan seçimin Almanya siyasetindeki depreminin tesirini göstermiş oldu.

Okuyucularımız, böyle bir sonucu beklediğimizi geçmiş yazılarımızdan bilirler. Yalnız Avrupa’da değil, demokrasinin az çok işlediği bütün milli hükümetlerde, kapital ile oluşturdukları fitnelerle milletlerin meclislerini zayıflatan Global Marksist Sosyalistler bu oyunu çok yerde oynuyorlar. Kırk küsur seneden beri, devletin elleriyle inşa ettirdikleri Marksist Kürt hareketini Türkiye demokrasisinin önünde en büyük engel olarak kullandıkları gibi, Avrupa siyasetini de 1980’lerin başında Yeşiller’le bölüp parçalamaya koyuldular. Önce Sosyal Demokratlarla başlayan global Marksistler, sonra Hristiyan partilere de sızarak,milli ülkelerin idaresindeki bu kadroları; Sodomîlik, İsrail yandaşlığı, Afrika’dan ve Asya’dan Soros’un desteğiyle mültecileri Avrupa’ya taşıma, ekonomik krizler gibi şeyleri bahane ederek milli devletlerin sermayelerini global bankalara aktarma biçimindeki politikalarıyla itibarsızlaştırınca; oralardaki seçmenlerin çoğu da AfD gibi köksüz bir partiye gittiler. “Köksüz” dememizin sebebini okuyucularımız hatırlarlar. Yine Merkel’in ters vuruşlu desteği ve Neoliberallerin mali yardımlarıyla ortaya çıkan PEGİDA hareketi ve bu hareketin doğurduğu siyasi parti. (AfD)

Yiğit düştüğü yerden kalkar. Avrupa demokrasilerinin temelleri belli olduğu gibi, geleneği de kalın çizgilerle çizilmiştir. Neoliberaller; zaman içinde, ellerindeki kapitalin desteğiyle bu çizgileri belirsizleştirebileceğini sandı. İşte bu seçimler, Avrupa’nın küresel Marksist sosyalistlere teslim olmayacağının bir delilidir. AB’yi, Le Pen ile, Neonazilerle, ırkçı sağcılarla veya sağını solundan ayırt edemeyen Türkiyeli partilerle korkutamayacaklarını da zaman göstermiş oldu. Hayat genelde boşluk kabul etmediği gibi, siyaset veya sosyal hayat da boşluk kabul etmiyor. Sosyal Demokratlar Alman sosyalizmine ihanet ederlerse; CDU gibi, Avrupa’nın milli/manevi değerleri üzerinde kurulmuş partiler LGBTI’yi savunurlarsa ve halkın elindeki parasını/alın terini global Marksist sermayecilere transfer ederse; elbette, tepki üzerine kurulu AfD ile BSW, geleneksel köklü partilere nal toplatacaktır.

Avrupalı siyasetçilerin, AB seçimlerinden gerekli dersi çıkardıklarını düşünüyoruz. CDU içindeki neoliberallerin kredileri oldukça azaldı. AB sekreterliğinde direnen DAVOS’un kızı da, seçilmesine rağmen pozisyonlarını kaybedeceğe benziyor. Hristiyan Demokratlar, bilmecburiye Birinci Avrupa’nın değerlerine dönecektir. Sosyal Demokratlar da, ölüm döşeğinde kaldıkça kaybedeceklerini bildiklerinden, onlar da Neoliberallerle mücadeleye başlayacaklardır. Bu iki parti, asli değerlerine ve milletin istediği programlara yöneldikleri takdirde, önce Yeşiller sahneyi terk edeceklerdir. Yeşillerin marjinalleştiği bir siyaset sahnesinde ise, AfD’nin ömrü bir seçimlik bile olmaz.

Okunma Sayısı: 874
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • İbrahim

    29.6.2024 21:08:47

    Geniş dairedeki küresel dinsizlikin hakkında,inşaallah hristiyanlık gelecektir.

  • Yakup Cemal

    28.6.2024 12:56:45

    Dünyada, ismini koyamadığımız bir savaşın tablosunu andırıyor, AB seçimleri. Global dinsizlerin yahudi sermayesine dayanarak insanlığın temel hak ve hürriyetlerine açtığı savaş. İnsanlığını kaybetmek istemeyenler veya sevenleriyle birlikte yok olmak istemeyenler; konuşlanacakları yeri doğru seçmek xorundalar. Zira ölüm kalım savaşı bu.

  • Ahmet Said

    28.6.2024 12:49:29

    Dünya küçüldükçe, ictimai meselelei bir karede değerlendirmek hem kolaylaşıyor- bilenler için-, hem zorlaşıyor.

  • irfan

    28.6.2024 11:46:48

    Kıriminal bir incelemeyle bulanık olan zihinler deki puzulları yerlerine güzel bir şekilde yerleştiren bir yazı. Kalemine sağlık hocam.

  • Hüseyin T

    28.6.2024 10:05:54

    Küreselleşme ile birlikte ademoğlu her ne kadar birbirlerine yakınlaştıysa da bir o kadar birbirinden uzaklaştı. yalnızlığa, hastalığa, çaresizliğe iklim değişikliğine ve yoksulluğa yakalandı.Gün geçtikçe temiz havaya suya ve toprağa ve gıdaya hasret kaldı. Kapitalizm ve neoliberalizm kürei arzdaki kaynakları hızla tüketti ve ekosistemi geri getirilemez düzeltilemez bir oranda kalıcı olarak bozdu..Kürei arzın fabrika ayarlarına dönmesi imkansız hale geldi . Küresel ve yerel kapitalistler ile neoliberallerin dinleri dilleri kıtaları ve renkleri farklı olsa davranış tutum ve alışkanlık olarak birbirlerine çok benzerler...

  • Demokrat Avrupa

    28.6.2024 09:53:57

    Birinci ve ikinci Avrupa arasındaki mücadele bütün hızı ile devam ederken, bizdeki Süfyaniyet İkinci Avrupa ile beraber hareket ederek her türlü oyun içinde oyun oynayarak demokrasinin gelmesini geciktirerek Kemalizm’in ömrünü uzatmaya çalışıyor…Ehli tahkik olmayan bir çok müslüman da olayları ve cereyanları ayırt edemediğinden maalesef yanlış saflarda yer almaya devam ediyor…

  • Erhan

    28.6.2024 09:52:04

    Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin, geçmişte işaret etmiş olduğu gibi, bu yaşananlar inşallah Avrupa’nın gebe olduğu Müslüman toplumun zuhur etmesiyle alakalıdır.

  • Bülent Derviş

    28.6.2024 09:32:20

    Kaleminin mürekkebi bereketi hakkaniyetli kalmasını temeni eder dua ederim. Vatanımızda olduğu gibi tüm dünyadada decal boş durmuyor. Allah a.s.v. Efendimizin çizgisine tüm insanlı gelmesine nasip edsin...

  • Arif

    28.6.2024 00:16:20

    Hakikaten gayet açık ve nurlardan istifade ile yazılmış bir değerlendirme. Tebrikler yeni asyaya ve yazarlarına.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı