Van’da yapımı tamamlanan Bediüzzaman Külliyesinin açılışı, onun davasına gönül vermiş herkesi memnun ederken, bazılarını da rahatsız etti ve bu rahatsızlığı, hiç ilgisi olmayan konularla irtibatlandırarak açığa vuranlar oldu.
Said Nursî’nin, hayatını vakfettiği ve vefatından sonra da çığ gibi büyümeye devam eden hizmetini başından beri kendileri için en büyük engel olarak görenlerin, gerek Van, gerek bölge, gerekse bütün Türkiye için son derece önemli olan bu hizmet mekanının açılışını da hazmedememeleri “normal.”
Bunu dile getirirken, her zamanki gibi saptırma ve çarpıtmalara başvurmaları da.
Bu vesileyle birkaç hatırlatma yapalım:
Öncelikle, söz konusu külliye Yeni Asya Vakfı’nın bir hizmet binası olarak inşa edilmiştir. Yeni Asya Vakfı da 54 yılı aşkındır “Risale-i Nur’un medyadaki dili” olarak yayınını devam ettiren Yeni Asya gazetesiyle anılan bir misyonun kurumlarından biridir.
Yeni Asya, fikir ve kültür hayatımıza yaptığı çok önemli hizmetlerin yanında, yayın hayatı boyunca her zaman her hal ve şartta demokrasiyi, hukuk ve adaleti, hak ve hürriyetleri savunan; masumiyet karinesi, suç ve cezanın şahsîliği, âdil yargılanma hakkı başta olmak üzere hukukun en temel prensiplerine vurgu yapan bir gazetedir.
15-20 Temmuz sürecinde de yaptığı budur.
Yeni Asya’nın başından beri mesafeli durduğu ve herkesin onunla görünmek için yarıştığı dönemlerde bile bu tavrını bozmadığı hedefteki yapı başta olmak üzere birilerini “aklamak” veya mahkûm etmek münhasıran bağımsız mahkemelerin yetkisinde olan bir husustur. Bağımsız yargı dışında hiçbir kişi veya merci böyle bir yetkiye sahip değildir.
Yeni Asya’nın bu süreçte uğradığı iftiralar, açılan dava ve soruşturmalarda verilen beraat ve takipsizlik kararlarıyla da çürütülmüştür.
Yeni Asya’nın bir başka önemli özelliği, resmî ideolojiye de, onu koruyup devam ettiren tek adam rejimi gibi yapılara da asla boyun eğmemesi, teslim olmaması ve biat etmemesidir.
Külliye açılışına gösterilen ilkel ve bağnaz tepki, hem onca baskı ve saldırılarına rağmen bir türlü değiştiremedikleri bu vakıadan, hem de bu süreçteki hukuksuz müdahale ve yönlendirmelerle rayından çıkarılan yargıda yeniden hukuka dönüş işaretlerinin artmasından duyulan derin hazımsızlığın yeni bir ifade ve tezahüründen başka birşey değildir.
Yeni Asya bu duruşunu bundan sonra da asla bozmadan yoluna devam edecek.
Birileri rahatsız olsa da...