Geçen haftaki yazımızda anlattığımız AKgoritmanın üçüncü adımında, şikayetçinin sesi kısılabiliyorsa kısmak, olmuyorsa da zevahiri kurtarmaya yetecek, en kısa vadede uygulanabilecek, maliyeti düşük bir çözüm geliştirmekten bahsetmiştik.
Bu aşamada problemin köküne inen, etkili bir çözüm bulmak gerekli değildir. Yanlış olduğu bilinen bir cevabı göstererek doğrusunun o olmadığını söylemek yeterlidir. Uzun aritmetik işlemler sonucu çözümü bulunabilecek bir problemde işlemleri yapmak yerine, doğru cevap olmayacağı kesin olan bir rakamı söyleyip, “cevap bu değildir” dediğinizde söylediğiniz şey yanlış olmayacaktır. İtiraz edenler olursa, sonsuz sayıdaki yanlış cevaplardan bir başkasını seçip “O zaman, bu da değildir” dersiniz.
Şimdi bu adımla ilgili bazı günlük hayat örneklerine bakalım:
Problem: Üniversite sınavlarında adaylardan başarısız olup barajın altında kalan ve hatta sıfır puan alanların sayısı bir hayli fazla.
Etkili bir çözüm: Çocukların neden başarısız olduğunu tespit etmek, daha iyi bir eğitim öğretim için uygun metot ve araçları geliştirmek, okul müfredatında gerekli düzenlemeleri yapıp sınav sorularını da müfredata uygun hazırlamak gibi meşakkatli adımlar atmak.
Uygulanan çözüm: Barajı kaldırırsak kimse başarısız görünmez. Ortaokulda ve lisede de bol keseden puanlar dağıtalım. Yetmiyorsa her ilçeye bir üniversite açalım. Tosun Paşa filmindeki gibi herkese “Ben de paşayım, sen de paşasın, hepimiz paşayız...” diyelim.
Problem: Doktorlar yurtdışına göçüyor, gidemeyenler de özel hastanelere kaçıyor ve kamu hastanelerinde doktor açığı oluşuyor.
Etkili çözüm: Çalışma saatleri makul ve katlanılabilir sınırlara çekilebilir, maaşları iyileştirilebilir, emniyet tedbirleri artırılabilir, doktorlara şiddet uygulayanlara verilen cezalar ağırlaştırılabilir, önleyici sağlık tedbirleri sıkı uygulanıp, doktorların iş yükü azaltılabilir.
Uygulanan çözüm: Giderlerse gitsinler! Gerekirse hemşirelerin doktorluk yapmalarının önünü açarız. Mezun olan doktor sayısından fazla, uzmanlık kontenjanı açalım, herkesi kolayca uzman yapalım. Yine bir “Ben de paşayım, sen de paşasın...” usulü çözüm işimizi görür.
Problem: Virüs yoluyla kolayca bulaşabilen bir hastalık, halk sağlığını tehdit ediyor.
Uygulanan çözüm: Hastalığa yakalanmazsanız, kimseye de bulaştırmazsınız. Yakalanmayın!
Problem: Maaşlar arasında adaletsizlik var.
Uygulanan çözüm: Herkesin maaşını en az seviyede eşitleriz, adaletsizlik kalmaz.
Problem: Atanamayan öğretmenlerin sayısı katlanarak artıyor.
Etkili çözüm: İhtiyaç duyulan öğretmen sayıları ile mütenasip olarak eğitim fakültelerinin kontenjanları ayarlanabilir.
Uygulanan çözüm: Eksik öğretmen ihtiyacını sözleşmeli ve vekil öğretmen alarak çözelim. Hem işsiz sayılmayacaklar hem de onlara asgari ücretin de altında maaş verip meseleyi ucuza kapatmış oluruz.
Problem: Et ve süt başta olmak üzere, ziraî üretimde maliyetler çok fazla olduğu için ürün fiyatları da yükseliyor. Fiyatlar yükselince vatandaş bu ürünleri alamıyor.
Etkili çözüm: Ülkenin ihtiyaçlarına uygun bir üretim planlaması yapılır. Planlamaya uyulabilmesi için çiftçilere teşvikler verilir. İhtiyaca uygun üretimler fiyatların makul seviyelerde olmasını sağlar. Fazla üretimler toplanıp ihraç edilerek fiyat istikrarı sağlanır ve ülkeye döviz kazandırılır.
Uygulanan: Fiyatları aşağı çekmek için hemen ithalatın önünü açalım. Yerli üretici ayağını denk alsın artık. İthalat işini de bizim çocuklara bırakalım, kaymağını onlar yesin.