Kur’ân-ı Kerîm; hem lâfız, hem mânâ, hem hüküm, hem kıssa, hem âyet, hem sure, hem ifâde, hem fesâhat, hem belâğât ve hem de kelimelerin dizilişi bakımından hârika ve mu’cize bir kitaptır. Tam bir bütünlük içinde sanki hepsi bir cümle gibidir.

İnsanların söz ve anlatımlarında noksan, kusur ve uslup hatâları olur. Fakat Kur’ân’ın ifâde ve uslûbunda mükemmel, kusursuz ve eşsiz bir güzellik vardır.

Kur’ân’ın insan eseri olmadığını ehl-i kitap âlimleri ve gayr-i müslimler bile itiraf etmişlerdir.

Meselâ kısa bir sûre olan Tebbet sûresini inceleyen pek çok gayr-müslim, müslüman olmuştur.

Çünkü Tebbet sûresinde Ebû Leheb’in, İslâm ve peygamber düşmanı olduğu için, “Cehenneme gireceği ve alevli bir ateşte yanacağı” anlatılmıştır. Bu sûre nâzil olduktan sonra Ebû Leheb 8 yıl daha yaşadı. Eğer bu sekiz yıl içinde Ebû Leheb, müslüman olmasa bile “Ben müslüman oldum!” diyebilirdi ve demedi. Eğer deseydi, o sure geçersiz sayılacak ve Kur’ân için şüpheler oluşacaktı. Fakat 8 yıl daha yaşayıp îmansız öldü.

İşte bu geçeği gören ve Kur’ân’ı inceleyen bilim adamları: “Ebû Leheb’in müslüman olmayacağını Allâh’tan başka kimse bilemez. İşte bu bakımdan Kurân Allâh’ın kelâmıdır!” diyerek müslüman olmuşlardır. Kur’ân’ın mucize oluşuna hayran kalmışlardır.

Âyette de ifâde edildiği gibi; Kur’ân, üzerinde düşünülüp ibret alınacak kıssa ve ifâdelerle dopdoludur. Zaman ihtiyarladıkça Kur’ân gençleşmekte ve âyetler daha iyi anlaşılmaktadır.

Çünkü; îman, istikâmet, ihlâs, adâlet, güzel ahlâk, hürriyet, zikir, fikir ve şükür kitâbı olan Kur’ân’ın hedefi ve gâyesi saâdet-i dâreyndir. Yani iki dünya mutluluğudur. Ona sarılan necat bulur ve cennete girer.

Calyle (Karlayl): “Kur’ân’ı bir kere dikkatlice okursanız, onun husûsiyetlerini izhâra başladığını görürsünüz. Kur’ân serâpâ samîmiyet ve hakkâniyetle doludur. Hz.Muhammed’in (asm) cihâna tebliğ ettiği dâvet hak ve hakîkattir.” diyor.

Corsele (Korsel) de: “Kur’ân öyle bir mucize ki, ölüleri diriltmekten daha yüksek bir mucizedir.” demiştir. Îman, istikâmet, Kurân ve sünnet üzere kalınız.