Geçen haftalarda Yeni Asya’nın kuruluşunun 53. Yıl dönümü kutlandı.
Kendimi bildim bileli eve gelen gazetelerden biridir. Gazete diğer gazetelerden farklı olarak uzun süre kaldığı halde okunabilme özelliği taşıyor. Ekmek yaparken ateşi tutuşturmak için aldığım gazeteyi okumaya gömüldüğümü çok hatırlarım. Günlük gazetelerin muhtevaları genelde güncel siyasî haberler olurken Yeni Asya muhteva olarak daha zengin yayınlar yapmaktadır. Lâhika, ilmihal bilgileri, kültür sanat haberler ve yazıları ile herkesin kendini bulacağı bir gazete olmuştur.
Asıl önemli olan hakkaniyet ilkesi doğrultusunda hiçbir zaman taviz vermemiş olmasıdır. Her zaman doğruluk ilkesinden şaşmamıştır. Suriye iç savaşının başlangıcı sırasında ileri görüşlü yazarlarının bu savaştan uzak durmamız gerektiğini ısrarla yazdıklarını hatırlıyorum. Toplumun büyük bir kesiminin bu duruma duygusal baktığını, ama gelinen bu noktada yine rahatsız bir toplum görülmektedir.
Yeni Asya çizgisinin şaşmaz ilkelerinden biri hukukun üstünlüğü ilkesi olarak ferdin dokunulmaz haklarını savunmasıdır. Bunun İslâmî lügate göre kul hakkı diye vasıflandırabiliriz. Bunu yıllarca başörtüsü zulmüne verdiği mücadeleden günümüze KHK mağdurlarını örnek verebiliriz. Suçu kesinleşmemiş kişilerin haksız yere cezalandırılmasını hukuk ilkelerine aykırılığının her fırsatta dile getirmektedir. Bu düstura baktığımızda Hz. Ali Efendimizin (ra) masumiyet karinesi ilkesiyle uyuştuğunu görüyoruz.
Üniversite yıllarında bazen rehavete kapıldığımızda yazar abilerin, ablaların azimleri bizi her zaman heyecanlandırmış, şevk vermişti. Risale-i Nurlar’ın izinde bu zamanda iman hakikatlerini savundukları ve bu çizgiden taviz vermedikleri için tebrik ediyor ve daha nice nice 53. Yılların kutlanmasını temenni ediyorum.