Ölüm ötesi hayat hepimiz için bir muamma bazen kaybettiğimiz yakınlarımızın şu an nerede ne yaptıkları aklımıza takılıyor.
İslâmî inanca göre kişi öldükten sonra kabir hayatı başlıyor. Ve bu hayat kıyamete kadar sürüyor. Kıyametin kopmasından sonra haşir meydanında dirilen ruhlar sorgu sualden sonra amelleriyle hak ettikleri yere gidecekler.
Ancak bazı Ehl-i keşf ruhlar bu ruhların hallerini görebilmişlerdir. Van’da Bediüzzaman’ın talebelerinden Molla Resul’un anlattığına göre bir gün Üstad’la birlikte bir kabristandan geçiyorlarmış. Üstad’ın bir kabir başında durduğunu görünce ısrarla sormuş. Üstad ısrara binaen cevap vermiş: “Saliha bir kadının mezarının yanından geçiyordum. Bu kadın hayatta iken zinete, süse ve boncuğa biraz düşkünmüş. Dünyada iken gerdanlığı kırılmış, onu ipe dizerken vefat etmiş. Kabrinde hâlâ boncukları ipe dizmekle meşgul. İhtimal odur ki kıyamete kadar onunla meşgul olacak. Kıyamet koptuğunda da ne kadar çabuk koptu, daha boncuğumu dizip bitiremedim diyecek. Ben bunun için durup Cenab-ı Hakk’ın azametini seyrediyorum.”
Bir hadiste ise doğum esnasında vefat eden kadınlar için akan bir su yanında doğum esnasında kirlenen elbiselerini yıkayıp dururlar, diye geçmektedir. Doğum yaparken ölen kadınların da şehit hükmünde olduğu geçmektedir. Bir başka hadiste de kişi ne üzerine ölürse onunla dirilecektir sözüdür.
Şehitler ölmez onlara ölü demeyin
Şehitlik, Allah indinde en güzel mertebelerden bir tanesi. Kişi vatanı, dini, namusu veya masum olduğu halde zulmen öldürülmesi şehit olma hükümlerindendir. Aynı zamanda Hak yolunda yürüyen kullarında yataklarında da olsa şehit olabilme ihtimali vardır. Şehitlerin öldüklerini bilmemeleri hatta vefat ettikleri halde kaldıklarını gören yine Ehl-i keşf kalplere kulak verdiğimizde anlıyoruz. Çanakkale Şehitliği’nde askerlik yapan kalp gözü açık biri bakmış ki, askerler cepheye su taşıyor ve kendilerini hâlâ savaşta sanıyorlar.
Benzer bir hadiseyi yine Üstad Birinci Dünya Savaşı’nda Ruslarla savaşırken şehit olan yeğeni Ubeyd için anlatmıştır: “Ubeyd sığınakta hâlâ savaşın sürdüğünü sanıyor ve amcasını arıyor olarak görmüş.”
Burada beni en çok hayrette bırakan Allah’u Teâlâ’nın sonsuz rahmeti olarak zaman boyutunu şehitlere kısa tuttuğu. Dünyadaki, zamanın Uzay Âleminde çok kısa bir dilimi oluşturduğu ve ona göre mi, oluşturuyor bunu bilemiyoruz. Yüce Yaradanın sonsuz rahmeti sevdiği kullarına nasıl nimetlendirdiği görülüyor. Tabi bunun kabir azabına hiç girmeyelim.
Yüce Rabbim bizi kul hakkından muhafaza etsin ve Hak yolunda yürüyen kullarından eylesin. Amin...