"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İslâm birliği ve Yavuz Sultan Selim

Sami CEBECİ
01 Eylül 2024, Pazar
Osmanlı Devleti tarihinde ilk defa İslâm Birliğini gerçekleştirmeyi hedefine koyan padişah Yavuz Sultan Selim’dir.

Sekiz sene süren kısacık saltanatına çok büyük işler sığdıran bu cesur padişah, şairlik tarafı da olduğundan bu maksadını aşağıda şöyle ifade etmiştir:

İhtilâf ü tefrika endişesi,

Kûşe-i kabrimde hatta bîkarar eyler beni.

İttihatken savlet-i a’dayı def’e çaremiz,

İttihad etmezse millet, dağdar eyler beni.

Yani, ihtilâf ve ayrılıkların endişesi, kabrimin köşesinde bile beni kararsız eyler. Düşmanların istilâsını def etmenin çaresi ittihat ve birlik iken, ittihat etmezse millet, ciğerlerimi yakar benim, demek istemiştir.

Hayatı boyunca büyük maksatları içinde İslâm Birliği de olan Bediüzzaman Hazretleri “Sultan Selim’e biat etmişim. Onun İttihad-ı İslâmdaki fikrini kabul ettim. Zira O, Vilâyat-ı Şarkiyeyi [Doğu vilâyetlerini] ikaz etti; onlar da ona biat ettiler. Bu zamanki şarklılar o zamandaki şarklılardır. Bu meselede seleflerim, Şeyh Cemaleddin-i Efganî, allâmelerden Mısır müftüsü merhum Muhammed Abdüh, müfrit âlimlerden Ali Suavi, Hoca Tahsin ve İttihad-ı İslâmı hedef tutan Namık Kemâl ve Sultan Selim’dir.” (Tarihçe-i Hayat s. 106.) demektedir.

Yavuz Sultan Selim, 2. Beyazıt’ın oğlu olarak 10 Ekim 1470 yılında Amasya’da doğdu. On altı yaşından kırk yaşına kadar Trabzon sancak beyliği yaptı. 1512 yılında babasının yerine padişah olduktan sonra yaptığı ilk seferi, bozuk fikirleri ile Anadolu’yu karıştıran ve Sünnî inancından ayrı sapkın fikirleriyle taraftar toplayıp, doğu vilâyetlerinde sıkıntılar çıkaran ve İran devletini yöneten Şah İsmail’i, 23 Ağustos 1514 Çaldıran Meydan Muharebesiyle yendi ve Şah İsmail tacını tahtını bırakarak canını zor kurtarıp kaçtı. Yavuz Selim, Tebriz’e girerek adına hutbe okutup, Safevî Devleti’ne son verdi.

Memlük sultanına ait olan Mercidabık meydanında, Sultan Kansu Gavri’yi 24 Ağustos 1516 yılında yaptığı muharebe ile onların ordusunu da darmadağın etti. Bu arada, Mekke ve Medine emiri kendisine gelip biat etti ve Yavuz Sultan Selim adına hutbe okuttu. Hutbede Yavuz Sultan Selim için “Hâkimü’l-Haremeyn” denilmesine itiraz etti ve “Hâdimü’l-Haremeyn” denilmesini istedi. Yani, Mekke ve Medine’nin hizmetkârı olmayı tercih etti.

Yavuz Sultan Selim, ordusuyla birlikte yaptığı çok zorlu ve çetin bir yolculuktan sonra, Memlük sultanı ilan edilen Tomanbay’ın ordusu ile bu sefer 22 Ocak 1517 tarihinde Ridaniye mevkiinde muharebe etti. Topçu birlikleri ve ateşli silahların kullanıldığı bu savaşta, Tomanbay yenildi ve canını zor kurtararak kaçtı. Mısır’ın başkenti olan Kahire’ye giren Yavuz Sultan Selim, Halifelik ile birlikte oradaki bütün mukaddes emanetleri gemilerle İstanbul’a taşıttı. 22 Eylül 1520 tarihinde elli yaşında iken amansız bir hastalığa yakalanarak vefat eden Yavuz Sultan Selim, eğer biraz daha yaşasaydı belki Osmanlı Devleti çok daha büyük bir coğrafyaya hâkim olacaktı. Fakat, onun bıraktığı yerden oğlu Kanunî Sultan Süleyman o vazifeyi devam ettirdi.

Osmanlı devletinin ilk halifesi olan Yavuz Sultan Selim, ilk defa İslâm Birliğini kuran padişah olarak tarihe geçti. Osmanlı devletinin topraklarını üç misli büyüterek altı milyon altı yüz bin kilometrekareye çıkardı. Mısır dahil, orta doğu coğrafyası tamamen Osmanlı’ya geçti. Tam dört yüz yıl boyunca orta doğu coğrafyası huzur ve güven içinde yaşadı. Halifelik ile birlikte İslâm Birliğinin sağlanması, diğer dünya devletlerini dize getirdi.

Birinci Dünya Savaşı’nın bitmesinden önce, 1917 yılında İngilizler cetvelle çizer gibi orta doğu coğrafyasını küçük devletçiklere böldü. Irak, Suriye, Lübnan, Ürdün, Suudi Arabistan, Yemen, Umman Sultanlığı, Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Filistin gibi devletçiklerin yanında, 1948 yılında İsrail devletini Filistin toprakları üzerinde kurdu. Bütün bunlar dessas ve hilebaz İngiliz siyasetinin ürünü idi. Bu, “Böl, parçala ve yut” politikasıydı.

Osmanlı devletinin tarih sahnesinden çekilmesi ve İslâm Birliğinin bozulmasından bu yana, Orta Doğuda ne huzur kaldı ve ne de birlik ve beraberlik ruhu. Şimdi, İngiliz siyasetinin uygulayıcısı konumundaki Amerika, paranın ve silahın gücüne dayanarak içine düştüğü kibirle, Türkiye dahil bütün Orta Doğu coğrafyasını, İsrail lehine değiştirmek için çalışıyor. İslâm ülkeleri de sanki kör gibi bu durumu göremiyor. Sırayla yutulacaklarının farkında değiller gibi davranıyorlar.

Bahsi geçen bu gerçeklere dayanarak, şimdi İttihad-ı İslâm diye Bediüzzaman Hazretlerinin hayatı boyunca takip ettiği hedefinin bir an önce gerçekleştirmenin zamanıdır. Türkiye dahil, Orta Doğudaki küçük devletleri kurtarmanın başka bir yolu da yoktur. Milletçe böyle büyük bir neticenin gerçekleşmesi için dualar ediyoruz. Allah, şu anda bölük pörçük olan İslâm dünyasının yardımcısı olsun ve bir an evvel İslâm Birliğini kurmayı nasip etsin, âmin.

Okunma Sayısı: 2192
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • A. Yılmaz

    1.9.2024 08:23:26

    Allah Yavuz Sultan Selim den razı olsun. Bugün maalesef onun adının anılmasından rahatsız olanlar var ülkede. Allah onlara da hidayet nasip etleyin.

  • S.topuz

    1.9.2024 02:49:09

    "Aziz Nur kumandanı ve Kur'anın hâdimi kardeşim Re'fet Bey! Yahudi milleti hubb-u hayat ve dünyaperestlikte ifrat ettikleri için her asırda zillet ve meskenet tokadını yemeğe müstehak olmuşlar. Fakat bu Filistin mes'elesinde, hubb-u hayat ve dünyaperestlik hissi değil, belki Enbiya-i Benî-İsrailiyenin mezaristanı olan Filistin o eski peygamberlerin kendi milliyetlerinden bulunması cihetiyle bir cihette bir ehemmiyetli hiss-i millî ve dinî olmasından çabuk tokat yemiyorlar. Yoksa koca Arabistan'da az bir zümre hiç dayanamayacaktı, çabuk meskenete girecekti." Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Şualar - 507 ..."ÇABUK tokat yemiyorlar." Herhalde, geç de olsa, tekrar çok daha iyi bir TOKAT yiyeceklerini mi îmâ ediyor? Ne dersiniz? Allâhü e'lem! "Es SABRU MIFTAHUL FEREC!" SABIR KURTULUŞUN ANAHTAR'IDIR! 😢😭😪🙌🌹🤲🌹😢😭😪😡😤🕊🕊🕊🌍🇪🇺🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı