1
o
¬n
fÉn
ër
Ño
°S /
¬p
ªr
°SÉp
H
Aziz, s›dd›k kardefllerim,
Ben hem Risale-i Nur’u, hem sizleri, hem kendimi,
Hüsrev ve H›fz› ve Bart›nl› Seyyid’in k›ymettar müjdele-
riyle hem tebrik, hem tebflir ediyorum.
Evet, bu sene Hacca gidenler, Mekke-i Mükerreme’de
Nurun kuvvetli mecmualar›n› büyük âlimlerin hem Arap-
ça, hem Hindce tercüme ve neflre çal›flmalar› gibi; Me-
dine-i Münevvere’de dahi o derece makbul olmufl ki,
Ravza-i Mutahhara’n›n Makber-i Saadeti üstünde konul-
mufl. Hac› Seyyid kendi gözüyle
Asâ-y› Mûsa
mecmuas›-
n› kabr-i Peygamberî (a.s.m.) üzerinde görmüfl. Demek
makbul-i Nebevî olmufl ve r›za-i Muhammedî Aleyhissa-
lâtü Vesselâm dairesine girmifl. Hem niyet etti¤imiz ve
buradan giden hac›lara dedi¤imiz gibi, Nurlar bizim be-
delimize o mübârek makamlar› ziyaret etmifller. Hadsiz
flükür olsun, Nurun kahramanlar› bu mecmualar› tashih-
li olarak neflretmeleriyle pek çok faydalar›ndan birisi de,
beni tashih vazifesinden ve merak›ndan kurtard›¤› gibi,
kalemle yaz›lan sair nüshalara tam bir mehaz olmak ci-
hetinde yüzer tashihçi hükmüne geçtiler. Cenab-› Erha-
mürrâhimîn o mecmualar›n herbir harfine mukabil, on-
lar›n defter-i hasenatlar›na bin hasene yazd›rs›n. Âmin.
Said Nursi
„@ò
aleyhissalâtü vesselâm:
salât ve
selâm onun üzerine olsun’ anla-
m›nda Hz. Muhammed’e dua.
âlim:
ilim ile u¤raflan, ilim adam›.
âmin:
Yâ Rabbi! Öyle olsun, ka-
bul eyle!” anlam›nda duan›n so-
nunda söylenir.
aziz:
izzetli, muhterem, sayg›n.
bedel:
karfl›l›k.
Cenab-› Erhamürrâhimîn:
inayet
ve rahmet, yard›m ve lütuf sahip-
lerinin en merhametlisi olan, fle-
ref ve azamet sahibi olan yüce
Allah (c.c.).
cihet:
yön.
defter-i hasenat:
iyilikler, güzel-
likler defteri, insanlar›n yapt›¤›
iyiliklerin yaz›ld›¤› manevî defter.
faide:
fayda.
Hadsiz:
s›n›rs›z, sonsuz.
hasene:
hay›rl› amel, Allah r›zas›-
na uygun ifl.
hükmüne:
yerine, de¤erine.
kabr-i Peygamberi:
Hz. Peygam-
berin mezar›.
k›ymettar:
k›ymetli, de¤erli.
makam:
yer.
Makber-i Saadet:
saadet kabri,
Peygamber Efendimizin (a.s.m.)
mübarek kabr-i flerifleri.
makbul:
kabul edilmifl, geçerli.
makbul-i Nebevî:
peygamberin
tasvibi, peygamberin kabul et-
mesi, be¤enmesi.
mecmua:
toplan›p, biriktirilmifl,
düzenlenmifl yaz›lar›n hepsi.
Medine-i Münevvere:
Nurlu Me-
dine flehri.
mehaz:
menba, bir fleyin asl›n›n
al›nd›¤› kaymak.
Mekke-i Mükerreme:
ke-
remli, aziz, mukaddes Mekke
flehri.
mübarek:
feyizli, bereketli,
kutlu.
mukabil:
karfl›l›k.
neflir:
kitap yazma, basma,
ç›karma; herkese duyurma,
yayma.
nüsha:
birbirinin ayn› olan
suretlerin her biri.
Ravza-i Mutahhara:
Pey-
gamber Efendimizin (a.s.m.)
Medine’deki mübarek kabr-i
flerifleri.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin ad›.
r›za-i Muhammedî:
Resulul-
lah›n (a.s.m.) r›zas›.
sair:
di¤er, baflka, öteki.
s›dd›k:
çok do¤ru, dürüst,
hakk› ve hakikati tereddütsüz
kabullenen.
flükür:
Allah’›n nimetlerine
karfl› memnunluk gösterme,
gerek dil ile gerekse hâl ile
Allah’› hamd etme.
tashih:
bas›lacak bir eserin
dizgilerini kontrol ederek
yanl›fllar› düzeltme.
tebflir:
müjde verme, müjde-
leme.
vazife:
görev.
1.
Allah’›n ad›yla. Onu her türlü kusur ve noksanl›ktan tenzih ederiz.
894 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
A
FYON
H
AYATI