Tarihçe-i Hayat - page 720

aksine zuhur etmedi¤i hâlde elbette benimle görüflenden
tevehhüm etmek pek manas›zd›r.
è@‚
“Kendi Kendime Hasbihâl”nam›ndaki parçaya
lâhika olarak
ADL‹YE VEK‹L‹YLE VE R‹SALE-‹ NURLA
ALÂKADAR MAHKEMELER‹N HÂK‹MLER‹YLE
B‹R HASB‹HÂLD‹R
Efendiler,
Siz, ne için sebepsiz bizimle ve Risale-i Nur’la u¤rafl›-
yorsunuz? Kat’iyen size haber veriyorum ki, ben ve Ri-
sale-i Nur, sizinle de¤il mübareze, belki sizi düflünmek
dahi vazifemizin haricindedir. Çünkü, Risale-i Nur ve ha-
kiki flakirtleri, elli sene sonra gelen nesl-i âtiye gayet bü-
yük bir hizmet ve onlar› büyük bir vartadan ve millet ve
vatan› büyük bir tehlikeden kurtarmaya çal›fl›yorlar. fiim-
di bizimle u¤raflanlar, o zaman kabirde elbette toprak
oluyorlar. Farz›muhal olarak, o saadet ve selâmet hizme-
ti bir mübareze olsa da, kabirde toprak olmaya yüz tu-
tanlar› alâkadar etmemek gerektir.
Evet, hürriyetçilerin ahlâk-› içtimaiyede ve dinde ve
seciye-i milliyede bir derece lâubalilik göstermeleriyle,
yirmi-otuz sene sonra dince, ahlâkça, namusça flimdiki
vaziyeti gösterdi¤i cihetinden, flimdiki vaziyette de, elli se-
ne sonra bu dindar, namuskâr, kahraman seciyeli milletin
nesl-i âtisi, seciye-i diniye ve ahlâk-› içtimaiye cihetinde,
ahlâk-› içtimaiye:
sosyal ahlâk,
toplum ahlâk›.
alâkadar:
ilgili, iliflki.
cihet:
yön.
dindar:
dinin emirlerini yerine
getiren.
Farz-› muhal:
imkâns›z› farz et-
me, olmayacak bir fleyi olacak-
m›fl gibi düflünme.
gayet:
son derece.
720 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
E
M‹RDA/
H
AYATI
hakikî:
gerçek.
hariç:
bir fleyin d›fl›, d›flar›s›,
d›flta kalan.
hasbihal:
hâlleflme; görüflüp
konuflma, sohbet.
Kat’iyen:
kat’î olarak, kesin
olarak, kesinlikle.
lâhika:
ek, ilâve.
mübareze:
çat›flma, kavga.
nam:
ad.
namus:
edep, hayâ, ahlâk,
do¤ruluk gibi faziletlerin so-
nucu olan ve yüksek de¤er
tafl›yan haslet.
namuskâr:
namuslu, haysi-
yetli, flerefli.
nesli ati:
gelecek nesil.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin ad›.
saadet:
mutluluk.
seciye:
iyi huy, karakter.
seciye-i diniye:
dinî seciye,
dine ait karakter, ahlâk.
seciye-i milliye:
millî seciye,
millî karakter; her milletin
kendine has olan huy ve ka-
rakteri.
selâmet:
salimlik, eminlik,
kurtulufl, korku ve endifleden
uzak olma.
flakirt:
talebe, ö¤renci.
tevehhüm:
vehimlenme, yok
olan› var zannetmekle ümit-
sizli¤e ve korkuya düflme.
varta:
tehlike, büyük tehlike.
vazife:
görev.
vaziyet:
durum.
Vekil:
naz›r, bakan.
zuhur:
görünme, belli olma,
ortaya ç›kma.
1...,710,711,712,713,714,715,716,717,718,719 721,722,723,724,725,726,727,728,729,730,...1390
Powered by FlippingBook