aksine zuhur etmedi¤i hâlde elbette benimle görüflenden
tevehhüm etmek pek manaszdr.
è@
Kendi Kendime Hasbihâlnamndaki parçaya
lâhika olarak
ADLYE VEKLYLE VE RSALE- NURLA
ALÂKADAR MAHKEMELERN HÂKMLERYLE
BR HASBHÂLDR
Efendiler,
Siz, ne için sebepsiz bizimle ve Risale-i Nurla u¤rafl-
yorsunuz? Katiyen size haber veriyorum ki, ben ve Ri-
sale-i Nur, sizinle de¤il mübareze, belki sizi düflünmek
dahi vazifemizin haricindedir. Çünkü, Risale-i Nur ve ha-
kiki flakirtleri, elli sene sonra gelen nesl-i âtiye gayet bü-
yük bir hizmet ve onlar büyük bir vartadan ve millet ve
vatan büyük bir tehlikeden kurtarmaya çalflyorlar. fiim-
di bizimle u¤raflanlar, o zaman kabirde elbette toprak
oluyorlar. Farzmuhal olarak, o saadet ve selâmet hizme-
ti bir mübareze olsa da, kabirde toprak olmaya yüz tu-
tanlar alâkadar etmemek gerektir.
Evet, hürriyetçilerin ahlâk- içtimaiyede ve dinde ve
seciye-i milliyede bir derece lâubalilik göstermeleriyle,
yirmi-otuz sene sonra dince, ahlâkça, namusça flimdiki
vaziyeti gösterdi¤i cihetinden, flimdiki vaziyette de, elli se-
ne sonra bu dindar, namuskâr, kahraman seciyeli milletin
nesl-i âtisi, seciye-i diniye ve ahlâk- içtimaiye cihetinde,
ahlâk- içtimaiye:
sosyal ahlâk,
toplum ahlâk.
alâkadar:
ilgili, iliflki.
cihet:
yön.
dindar:
dinin emirlerini yerine
getiren.
Farz- muhal:
imkânsz farz et-
me, olmayacak bir fleyi olacak-
mfl gibi düflünme.
gayet:
son derece.
720 |
BEDÜZZAMAN SAD NURSÎ
E
MRDA/
H
AYATI
hakikî:
gerçek.
hariç:
bir fleyin dfl, dflars,
dflta kalan.
hasbihal:
hâlleflme; görüflüp
konuflma, sohbet.
Katiyen:
katî olarak, kesin
olarak, kesinlikle.
lâhika:
ek, ilâve.
mübareze:
çatflma, kavga.
nam:
ad.
namus:
edep, hayâ, ahlâk,
do¤ruluk gibi faziletlerin so-
nucu olan ve yüksek de¤er
taflyan haslet.
namuskâr:
namuslu, haysi-
yetli, flerefli.
nesli ati:
gelecek nesil.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursînin
eserlerinin ad.
saadet:
mutluluk.
seciye:
iyi huy, karakter.
seciye-i diniye:
dinî seciye,
dine ait karakter, ahlâk.
seciye-i milliye:
millî seciye,
millî karakter; her milletin
kendine has olan huy ve ka-
rakteri.
selâmet:
salimlik, eminlik,
kurtulufl, korku ve endifleden
uzak olma.
flakirt:
talebe, ö¤renci.
tevehhüm:
vehimlenme, yok
olan var zannetmekle ümit-
sizli¤e ve korkuya düflme.
varta:
tehlike, büyük tehlike.
vazife:
görev.
vaziyet:
durum.
Vekil:
nazr, bakan.
zuhur:
görünme, belli olma,
ortaya çkma.