Tarihçe-i Hayat - page 162

bu mübahasenin hulâsas›,
Hutbe-i fiamiye
adl› eserin
zeylinde yaz›lm›flt›r. Birkaç cümlesini aynen al›yoruz.
Hürriyetin bafl›nda, Sultan Reflad’›n Rumeli’ye seya-
hati münasebetiyle Vilâyat-› fiarkiye nam›na ben de re-
fakat ettim. fiimendiferimizde iki mektepli mütefennin
arkadaflla bir mübahase oldu.
Benden sual ettiler ki:
“
Hamiyet-i diniye mi, yoksa hamiyet-i milliye mi daha
kuvvetli, daha lâz›m?
”
Dedim:
“
Biz Müslümanlar indimizde ve yan›m›zda, din ve mil-
liyet bizzat müttehittir; itibarî, zahirî, ar›zî bir ayr›l›k var.
Belki, din milliyetin hayat› ve ruhudur. ‹kisine birbirinden
ayr› ve farkl› bak›ld›¤› zaman, hamiyet-i diniye avam ve
havassa flamil oluyor; hamiyet-i milliye yüzden birisine -
yani, menfaat-i flahsiyesini millete feda edene- münhas›r
kal›r. Öyle ise, hukuk-i umumiye içinde hamiyet-i diniye
esas olmal›; hamiyet-i milliye ona hadim ve kuvvet ve
kal
’
as› olmal›. Hususan biz fiarkl›lar, Garpl›lar gibi de¤i-
liz. ‹çimizde, kalplerde hâkim hiss-i dinîdir. Kader-i Ezelî
ekser enbiyay› fiarkta göndermesi iflaret ediyor ki, yaln›z
hiss-i dinî fiark› uyand›r›r, terakkiye sevk eder. Asr-› Sa-
adet ve Tâbiîn, bunun bir bürhan-› kat
’
îsidir.
”
Ey bu hamiyet-i diniye ve milliyeden hangisine daha
ziyade ehemmiyet vermek lâz›m geldi¤ini soran bu
ar›zî:
zatî ve ›rsî olmay›p, sonra-
dan ortaya ç›kan.
Asr-› Saadet:
mutluluk ça¤›, Pey-
gamber Efendimizin (a.s.m.) pey-
gamber olarak dünyada bulun-
du¤u devir.
avam:
s›radan biri, fakir halk ta-
bakas›; okuyup yazmas› az olan;
ilim ve irfân› az, basit yaflay›fla sa-
hip kimse.
bürhan-› kat’î:
ispatlanarak ke-
sinleflmifl deliller.
ehemmiyet:
önem.
ekser:
pek çok.
enbiya:
peygamberler.
eser:
yap›, birinin meydana getir-
di¤i fley, kitap; birfleyin varl›¤›na
iflaret eden tesir, iz.
feda:
fakir.
Garp:
Bat› dünyas›, Avrupa.
hadim:
hizmet eden, hizmetkâr.
hâkim:
egemen, hükmeden, hâ-
kimiyet sahibi; galip; hakl› ve
haks›z› ay›r›p hak ve adalet üzere
hükmeden, baflkas›n› müdahale
ettirmeden idare eden anlam›n-
da Allah’›n ismi.
hamiyet-i diniye:
dini gayret, ha-
miyet, fedâkârl›k.
hamiyet-i milliye:
milletin hak
ve hukukunu koruma konusunda
gösterilen gayret ve titizlik.
havas:
mârifet ve yaflay›flça üs-
tün olan, üst tabaka.
hiss-i dinî:
din hissi.
hukuk-i umumiye:
umumun
hak ve hukuku.
hülâsa:
birfleyin, bir bahsin özü;
k›saca esâs›.
hürriyet:
özgürlük, ba¤›ms›zl›k,
serbestlik.
iflaret:
iz, belirti, alâmet.
itibarî:
gerçek olmayan, varsay›-
lan.
Kader-i Ezelî:
olmufl ve olacakla-
r›n kaydedildi¤i ezelî program;
kader.
162 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
‹
LK
H
AYATI
kal’a:
kale.
mektep:
okul; yaz› yazacak
yer.
menfaat-i flahsiye:
flahsî
menfaat.
milliyet:
milliyetçilik fikri.
mübahase:
birfley hakk›nda
iki veya daha çok kifli aras›n-
daki konuflma.
münasebet:
iki fley aras›nda-
ki uygunluk, yak›nl›k, ba¤l›l›k,
yak›flmak, vesile, alâka.
münhas›r:
yaln›z birfleye ve-
ya kimseye âit olan, mahsus
olan.
mütefennin:
fen bilgisi olan,
fenlerden anlayan.
müttehit:
birleflmifl.
nam:
isim, ün, flan.
refakat:
arkadafll›k, beraber-
lik.
sevk:
önüne kat›p sürme.
seyahat:
gezme, dolaflma,
yolculuk.
flamil:
kaplayan, içine alan,
ihtivâ eden, çevreleyen.
fiark:
Do¤u milletleri.
flimendifer:
demiryolu katar›,
tren.
Tâbiîn:
Peygamber Efendimi-
zi (a.s.m.) sa¤ iken görmüfl
olan mü’minlerle, yâni saha-
bilerle görüflmüfl ve onlardan
ders alm›fl olan salih Müslü-
manlar.
terakki:
yükselme, ilerleme.
Vilâyat-› fiarkiye:
flark, do¤u
vilâyetleri.
zahirî:
görünüflte, d›fltan,
maddî yüze ait.
zeyil:
ek, parça, ilâve.
ziyade:
fazla, çok.
1...,152,153,154,155,156,157,158,159,160,161 163,164,165,166,167,168,169,170,171,172,...1390
Powered by FlippingBook