BEDÜZZAMAN SAD NURSÎ
NN GÖNÜLLÜ
ALAY KUMANDANI OLARAK VATAN VE MLLETE
FEDAKÂRÂNE HZMETLER
Bediüzzaman, Kafkas Cephesinde Enver Pafla ve fr-
ka kumandannn hayranlkla takdir ettikleri hizmet-i ci-
hadiyeyi yaptktan sonra, Rus kuvvetlerinin ilerlemesin-
den dolay Vana çekildi. Vann tahliyesi ve Ruslarn hü-
cumu srasnda, bir ksm talebeleriyle Van Kalesinde fle-
hit oluncaya kadar müdafaaya katî karar verdikleri hâl-
de, geri çekilen Van Valisi Cevdet Beyin sraryla, Vastan
kasabasna çekildi. Vali, kaymakam, ahali ve asker Bitlis
tarafna çekilirken, bir alay Kazak süvarisi Vastan üzeri-
ne hücum etmiflti. Molla Said, Vandan kaçan ahalinin
mal ve çoluk çocuklarnn düflman eline geçmemesi için
otuz-krk kadar kaçamamfl asker ve bir ksm talebeleriy-
le o Kazaklara karfl koymufl ve hepsinin kurtulmasn
sa¤lamfltr. Hatta, hücum eden Kazaklara dehflet ver-
mek için, geceleyin onlarn üstündeki yüksek bir tepeye
hücum tarznda çkyor; güya büyük bir imdat kuvveti
gelmifl zannettirerek, Kazaklar oyalayp, ilerletmiyordu.
Böylelikle, Vastann Rus istilâsndan kurtulmasna sebep
olmufltur.
O muharebe zamanlarnda sipere döndü¤ü vakit, ky-
mettar talebesi Molla Habip ile,
flaratü
l-
caz
namnda-
ki tefsirini telif ediyordu. Bazen avc hattnda, bazen at
üzerinde, bazen da sipere girdikleri zaman, kendisi söy-
lüyor, Molla Habip de yazyordu.
flaratü
l-
caz
n büyük
ahali:
halk, bir memlekette otu-
ranlar, yaflayanlar.
alay:
üç tabur piyade veya befl
bölük süvari askerinden oluflan
askeri kuvvet.
bazen:
zaman zaman, ara sra.
cephe:
savafl sahas, savafl yap-
lan yer.
dehflet:
büyük korku hâli, kork-
ma, ürkme.
fedakârâne:
fedakârca, de¤er ve-
rilen bir fley u¤runda her fleyi
gözden çkararak.
frka:
tümen.
güya:
sanki.
hayran:
flaflran, hayrette kalan.
hizmet:
bir u¤urda bir iflin yapl-
170 |
BEDÜZZAMAN SAD NURSÎ
LK
H
AYATI
mas için çalflma, o ifl için
gayret gösterme, çabalama.
hizmet-i cihadiye:
cihad hiz-
meti.
hücum etmek:
saldrmak.
imdat:
yardm.
flaratül-caz:
Bediüzzaman
Said Nursînin, Risale-i Nur
Külliyatnda yer alan bir eseri.
istilâ:
iflgal etme.
kasaba:
flehirden küçük, köy-
den büyük yerleflim merkezi.
katî:
kesin.
kymettar:
kymetli, de¤erli.
kumandan:
komutan.
kuvvet:
silâhl güç.
muharebe:
savafl, harp.
müdafaa:
karfl koyma, sa-
vunma.
nam:
ad, isim.
siper:
düflmandan korunmak
için s¤nlan yer.
süvari:
atl asker.
flehit:
Allahn ve yüce dininin
u¤runda cann feda ederek
savaflta ölen Müslüman.
tahliye:
boflaltma, terk etme.
takdir:
be¤enme, be¤endi¤ini
belirtme.
talebe:
ö¤renci.
tarz:
biçim, flekil.
tefsir:
Kurân açklamak ve
yorumlamak maksadyla ya-
zlan kitap.
telif etmek:
yazmak.
vali:
bir ili idare eden en bü-
yük memur.
vatan:
ülke, yurt.
zan:
zannetme, sanma, kesin
olarak bilmeksizin kuvvetli
ihtimalle hükmetme.