Tarihçe-i Hayat - page 176

nazm›ndaki i
’
caz›na dair baz› iflaretleri tek bafl›ma kay-
detmeye bafllad›m. Fakat, Birinci Harb-i Umumînin pat-
lamas›yla, Erzurum
’
un, Pasinler
’
in da¤lar›na ve dereleri-
ne düfltük. O k›yametlerde, o da¤ ve tepelerde f›rsat bul-
dukça, kalbime gelenleri, birbirine uymayan ibarelerle, o
dehfletli ve muhtelif hâllerde yaz›yordum. O zamanlarda,
o gibi yerlerde, müracaat edilecek tefsirlerin, kitaplar›n
bulunmas› mümkün olmad›¤›ndan, yazd›klar›m yaln›z sü-
nuhat-› kalbiyemden ibaret kald›. fiu sünuhat›m, e¤er
tefsirlere muvaf›k ise, nurun ala nur; flayet muhalif cihet-
leri varsa, benim kusurlar›ma atfedilebilir. Evet, tashihe
muhtaç yerleri vard›r, fakat hatt-› harpte, büyük bir ihlâs
ile, flehitler aras›nda yaz›l›p giydirilen o y›rt›k ibarelerin
tebdiline -flehitlerin kan ve elbiselerinin tebdili gibi- cevaz
veremedim ve kalbim raz› olmad›; flimdi de raz› de¤ildir.
Çünkü, hakikat-i ihlâs ile bakt›m, tashih yerini bulama-
d›m. Demek, sünuhat-i Kur
’
âniye oldu¤undan, i
’
caz-›
Kur
’
âniye onu yanl›fllardan himaye etmifl.
Maahaza, kaleme ald›¤›m flu ‹flaratü
’
i-‹
’
caz adl› eseri-
mi, hakikî bir tefsir niyetiyle yapmad›m; ancak ulema-i
‹slâmdaki ehl-i tahkikin takdirlerine mazhar oldu¤u tak-
dirde, uzak bir istikbalde yap›lacak yüksek bir tefsire bir
örnek ve bir mehaz olmak üzere, o zamanlar›n insanla-
r›na bir yadigâr maksad›yla yapt›m.
‚è
at›f:
ba¤lama; yükleme.
cevaz:
caiz olma, izin, müsaade,
ruhsat, yasak olmama, yap›lmas›-
na teflvik olunmayan, ancak mâ-
ni de olunmayan amel, ifl.
cihet:
yan, yön, taraf.
dair:
alâkal›, ait, ilgili.
dehflet:
büyük korku hâli, kork-
ma, ürkme.
ehl-i tahkik:
gerçe¤i araflt›ranlar,
gerçe¤in peflinden gidenler.
hakikat-i ihlâs:
ihlâs›n mahiyeti,
hakikati; ihlâs›n ölçü ve prensip-
leri.
hakikî:
gerçek, sahici.
harb-i umumî:
dünya savafl›.
hatt-› harp:
savaflta düflman kar-
fl›s›nda bulunan yer; cephe.
himaye:
koruma, esirgeme.
ibare:
cümle.
ibaret:
meydana gelen, oluflan.
i’caz:
taklidi mümkün olmayacak
derecede güzel ve düzgün söz
söyleme.
ihlâs:
bir ifli, bir ameli, baflka bir
karfl›l›k beklemeksizin, s›rf Allah
r›zas› için yapma.
istikbal:
gelecek, gelecek zaman.
kay›t etmek:
yaz›ya geçirmek,
deftere yazmak.
k›yamet:
son derece büyük y›-
k›m, katlan›lmas› güç belâ, büyük
s›k›nt›, belâ.
kusur:
eksiklik, noksan.
maahaza:
bununla beraber.
maksat:
kastedilen, var›lmak is-
tenen nokta, niyet, amaç.
mazhar olmak:
nail olmak, fleref-
lenmek, kavuflmak, eriflmek.
mehaz:
bir eser haz›rlan›rken
176 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
‹
LK
H
AYATI
baflvurulan kaynak.
muhalif:
ayk›r›l›k gösteren,
uymayan.
muhtaç:
ihtiyac› olan, kendi-
sine bir fley lâz›m olan, ihti-
yaç içinde bulunan, bir eksi¤i
olup onu tamamlamak iste-
yen.
muhtelif:
türlü türlü, çeflitli,
çeflit çeflit, farkl›.
muvaf›k:
yerinde, uygun,
uyar, münasip.
müracaat:
her hangi bir eser-
den yararlanma.
naz›m:
düzen, s›ra.
niyet:
maksat, amaç.
nurun alâ nur:
nur üstüne
nur.
sünuhat:
içe do¤an fleyler,
kalbe gelen manalar, do¤ufl-
lar.
sünuhat-› kalbiye:
kalbe ge-
len manalar.
sünuhat-i
Kur’âniye:
Kur’ân’›n kalbe gelen manala-
r›.
flayet:
e¤er.
flehit:
Allah’›n ve yüce dininin
u¤runda can›n› feda ederek
savaflta ölen Müslüman.
takdir:
be¤enme, be¤endi¤ini
belirtme.
tashih:
düzeltme, daha iyi ve
daha do¤ru hale getirme.
tebdil:
de¤ifltirme, dönüfltür-
me, baflka bir hâle getirme.
tefsir:
Kur’ân’› aç›klamak ve
yorumlamak maksad›yla ya-
z›lan kitap.
ulema-i ‹slâm:
‹slâm âlimleri.
yadigâr:
arma¤an, hediye,
hat›ra.
1...,166,167,168,169,170,171,172,173,174,175 177,178,179,180,181,182,183,184,185,186,...1390
Powered by FlippingBook