O muharebede yirmi talebe kadar kymettar ve
flara-
tü
l-
caz
tefsirinin kâtibi olan Molla Habip, ran cephe-
sinde kumandan Halil Pafla ile mühim bir muhabere va-
zifesini temin ettikten sonra Vastanda flehit düfler.
O muharebeler esnasnda, Ermeni fedaîleri baz yer-
lerde çoluk çocu¤u kesiyorlard. Buna karfl Ermenilerin
çocuklar da bazen öldürülüyordu. Bediüzzamann bu-
lundu¤u nahiyeye binlerle Ermeni çocu¤u toplanmflt.
Molla Said askerlere, Bunlara iliflmeyiniz! diye emret-
ti. Daha sonra bu Ermeni çoluk çocu¤unu serbest brak-
t; onlar da, Ruslarn içerisindeki ailelerinin yanna dön-
düler. Bu hareket Ermeniler için büyük bir ibret dersi
olup, Müslümanlarn ahlâkna hayran kalmfllard. Bu hâ-
dise üzerine, Ruslar bizi istilâ ettiklerinde, fedaî komite-
lerin reisleri Müslüman çoluk çocu¤unu kesmek âdetini
brakp, Madem Molla Said bizim çoluk çocuklarmz
kesmedi, bize teslim etti; biz de bundan sonra Müslü-
manlarn çocuklarn kesmeyece¤iz diye ahdettiler. Mol-
la Said, bu suretle o havalideki binlerle masumlarn felâ-
ketten kurtulmasn temin etmifl oldu.
Bir müddet sonra, Ruslar, Van ve Mufl tarafn istilâ
edip, üç frka ile Bitlise hücum etti¤i srada, Bitlis Valisi
Memduh Bey ile Kel Ali, Bediüzzamana, Elimizde bir
tabur asker ve iki bin kadar gönüllünüz var; biz geri çe-
kilmeye mecburuz, dediler.
Bediüzzaman onlara, Etraftan kaçp gelen ahalinin
ve hem de Bitlis halknn mallar, çoluk ve çocuklar
TARHÇE- HAYATI
| 177
LK
H
AYATI
bir fleyin devam etti¤i zaman par-
ças.
mühim:
önemli, ehemmiyetli.
nahiye:
civar, çevre, havali.
reis:
bafl, baflkan.
suret:
tarz, yol, flekil.
flehit:
Allahn ve yüce dininin u¤-
runda cann feda ederek savaflta
ölen Müslüman.
tabur:
dört bölükten meydana
gelen, bölük veya bataryadan
büyük, alaydan küçük askerî bir-
lik.
talebe:
ö¤renciler, tahsil görenler.
tefsir:
Kurân açklamak ve yo-
rumlamak maksadyla yazlan ki-
tap.
temin etmek:
sa¤lamak.
vali:
bir ili idare eden en büyük
memur.
vazife:
ödev, bir kimsenin yap-
mak zorunda bulundu¤u ifl.
âdet:
usul, alflkanlk.
ahali:
halk.
ahit:
söz verme.
ahlâk:
insann yaratlfltan ge-
len hususiyetleri ile Kurân-
Kerîm ve sünnet-i flerifte s-
nrlar çizilen kaidelerin haya-
ta geçirilmesiyle kazanlan iyi
ve güzel davranfllarn bütü-
nü.
cephe:
savafl alan, savafl ya-
plan yer.
esna:
sra, zaman, bir iflin ya-
pld¤ an.
fedaî:
cann esirgemeyen,
de¤er verdi¤i bir fley u¤runda
herfleyini gözden çkaran, her
fleyini veren.
felâket:
büyük dert, belâ.
frka:
tümen.
hâdise:
olay.
havali:
bölge.
hayran:
çok takdir eden, çok
be¤enen.
hücûm:
saldrma, hamle ile
ileri atlmak.
ibret:
ders verici olay, ifl.
istilâ etmek:
iflgal etmek.
kâtip:
yazan, yazc.
kymettar:
kymetli, de¤erli.
komite:
kötü bir maksat için
toplanmfl gizli cemiyet.
kumandan:
komutan.
masum:
suçsuz, kabahatsiz,
günahsz.
mecbur:
icbar edilmifl, zorla
bir ifle giriflmifl, bir ifli yapmak
zorunda kalmfl.
muhabere:
haberleflme.
muharebe:
savaflma, vurufl-
ma, savafl, cenk, harp.
müddet:
vakit, zaman, süre,