son sözüm,
(1)
zn
¿ƒo
©p
LGn
Q p
¬r
«`n
dp
G B É s
fp
Gn
h ! És
fp
G{ m
án
Ñ«p
°üo
e u
?o
µp
d
’dur.
Said Nursî
@
lÂHİKA
sorgu hâkimliğinin son tahkikat kararnamesinin arka-
sında denilmiş ki: “Heyet-i Vekile
Mu’cizat-ı Kur’âniyeyi
,
yani yalnız Yirmi Beşinci söz risalesini, üç ayetin mede-
niyete karşı beyanatı, şimdiki kanun-i medeniyete uygun
gelmediği bahanesiyle resmen dağılmasının yasak edil-
mesine ve toplanmasına dört ay evvel bir karar vermiş”
diye yazılı gördüm.
Buna cevaben: Mu’cizat-ı kur’âniye şimdi zülfikar’da-
dır ve zülfikar’ın dört yüze yakın sahifesinden yalnız iki
sahifesinde otuz sene evvel medeniyetin kur’ân’a karşı
tenkitlerine itiraz edilmez bir tarzda cevap verilen ve üç
eski risalelerimde bulunan üç ayetin tefsiridir.
Biri
teset-
tür-i nisvan hakkındaki ayet,
ikincisi
irsiyet hakkında
(2)
¢o
So
ó° t
ùdG p
¬u
eo
Óp
`n
a
,
üçüncüsü
yine irsiyet hakkında
(3)
p
ør
«n
«n
ãr
fo
’r
G u
ßn
M o
?r
ãp
e p
ôn
cs
ò?p
?n
a
ayetlerindeki hakikatlerin hik-
metini, feylesofları ilzam edecek bir surette iki sahifeyi
Şualar | 621 |
o
n
d
ördÜncÜ
Ş
ua
lâhika:
ek, ilâve.
medeniyet:
ilim, teknik, sanayi
ve ticaretin nimetlerinden gerçek
anlamda yararlanarak, bolluk, gü-
venlik ve rahatlık içinde yaşayış.
mu’cizat-ı Kur’âniye:
Kur’ân’ın
mu’cizeleri.
resmen:
resmî olarak, resmî bir
şekilde.
sahife:
sayfa.
suret:
biçim, şekil, tarz.
tahkikat:
araştırmalar, soruştur-
malar.
tarz:
biçim, şekil, suret.
tefsir:
Kur’ân’ın mana bakımından
izahı, açıklaması.
tenkit:
eleştirme.
tesettür-i nisvan:
kadınların ör-
tünmesi.
ayet:
Kur’ân’ın her bir cümle-
si.
bahane:
yalandan özür, asıl
sebebi gizlemek için ileri sü-
rülen uydurma sebep.
beyanat:
açıklamalar, izahlar.
cevaben:
cevap olarak, karşılık
şeklinde.
evvel:
önce.
feylesof:
sapık fikirli, felsefe
ile uğraşan.
hakikat:
gerçek, esas.
hâkim:
yargıç.
Heyet-i Vekile:
vekiller heyeti,
bakanlar kurulu, kabine.
hikmet:
İlâhî gaye, gizli sebep,
fayda.
ilzam:
susturma, cevap vere-
mez hâle getirme.
irsiyet:
veraset, miras intikali.
itiraz:
kabul etmediğini belirt-
me, karşı çıkma.
kanun-i medeniyet:
medeni-
yetin kanunu.
kararname:
sorgu hâkiminin
hazırladığı, suçlamaya veya
aklamaya dair resmi yazı.
1.
Her musibette deriz: “Biz Allah’ın kullarıyız; sonunda yine Ona döneceğiz. (Bakara Suresi:
156.)”
2.
O zaman annenin mirastan hakkı altıda birdir. (Nisa Suresi: 11.)
3.
Eğer vârisler hem erkek, hem de ki kardeşler ise, erkeğe iki kız hissesi vardır. (Nisa Suresi:
176.)