etmek, kâinata ve beflere öyle bir hazine ve bir nur-u
ezelî ve ebedî bir hediye getirmifltir ki; flu kâinat periflan
ve fânî ve karma karflk bir vaziyet-i mevhumeden çka-
rp, o nur ve o meyve ile, o kâinat kudsî mektubat- Sa-
medâniye, güzel âyine-i cemal-i Zat- Ehadiye vaziyeti
olan hakikatini göstermifl. Kâinat ve bütün zîfluuru se-
vindirip mesrur etmifl. Hem, o nur ve o meyve ile, befle-
ri müflevvefl, periflan, âciz, fakir, hacat hadsiz, adâs ni-
hayetsiz ve fânî, bekasz bir vaziyet-i dalâletkârâneden, o
insan, o nur, o meyve-i kudsiye ile ahsen-i takvimde bir
mucize-i kudret-i Samedâniyesi ve mektubat- Samedâ-
niyenin bir nüsha-i camias ve Sultan- Ezel ve Ebedin
bir muhatab, bir abd-i hass; ve kemalâtnn istihsancs,
halili; ve cemalinin hayretkâr, habibi; ve Cennet-i bâki-
yesine namzet bir misafir-i azizi suret-i hakikîsinde gös-
termifl. nsan olan bütün insanlara, nihayetsiz bir sürur,
hadsiz bir flevk vermifltir.
KNC MEYVE:
Sâni-i Mevcudat ve Sahib-i Kâinat ve Rabbülâlemîn
olan Hâkim-i Ezel ve Ebedin marziyat- Rabbaniyesi
olan slâmiyetin, baflta namaz olarak, esasatn cin ve in-
se hediye getirmifltir ki, o marziyat anlamak, o kadar
merakaver ve saadetaverdir ki, tarif edilmez. Çünkü,
herkes, büyükçe bir velî-i nimetini, yahut muhsin bir pa-
diflahnn uzaktan arzularn anlamaya ne kadar arzukefl
ve anlasa ne kadar memnun olur. Temenni eder ki,
Keflke bir vasta-i muhabere olsa idi, do¤rudan do¤ruya
o zat ile konuflsa idim, benden ne istiyor anlasa idim,
abd-i has:
özel ve ayrcalkl kul;
Hz. Muhammed.
âciz:
zayf, güçsüz.
adâ:
düflman.
ahsen-i takvim:
en güzel flekil,
bir kulun ulaflabilece¤i en güzel
kvam ve hâl.
arzu:
istek.
arzukefl:
arzulu, istekli.
âyine-i cemal-i Zat- Ehadiye:
bir
olan Allahn mukaddes ve ben-
zersiz güzelli¤inin aynas.
bekasz:
sürekli olmayan.
befler:
insan.
cemal:
güzellik.
Cennet-i Bâkiye:
bâkî, sonsuz
Cennet.
cin:
gözle görünmez, lâtif cisim-
lerden ibaret bir yaratk.
esasat:
esaslar, kökler, temeller.
fakir:
fakir, yoksul.
fânî:
ölümlü, muvakkat, geçici.
habip:
sevilen, seven.
hacat:
hacetler, ihtiyaçlar.
hadsiz:
snrsz, sonsuz.
hakikat:
gerçek.
hakikî:
gerçek.
Hâkim-i Ezel ve Ebed:
varl¤nn
bafllangc ve sonu olmayan, kud-
ret ve hâkimiyet sahibi, ezel ve
ebed hâkimi Allah.
halil:
samimî dost.
hayretkâr:
hayran kalan, hayran
olan.
ins:
insan.
istihsan:
güzel bulma, be¤enme.
kâinat:
yaratlmfl olan fleylerin
tamam, evren.
kemalât:
iyilikler, mükemmellik-
ler.
kudsî:
kutsal, kusursuz ve yüce.
marziyat:
raz olunacak fleyler.
marziyat- Rabbanîye:
Allahn
rzasna uygun olan hâl ve hare-
ketler.
mektubat- Samedâniye:
Al-
lahn yaratt¤ her biri birer mek-
tup gibi manalar ifade eden var-
lklar; hiçbir fleye ihtiyac olma-
yan ve bütün varlklarn Kendisi-
ne muhtaç oldu¤u Allahn yarat-
tklar.
merakaver:
merak verici, düflün-
dürücü.
mesrur:
sevinçli.
meyve-i kudsiye:
temiz yarat-
lan meyve.
misafir-i aziz:
aziz ve de¤erli say-
gn misafir.
mucize-i kudret-i Samedâniye:
her fleyin muhtaç oldu¤u lâhî
güç ve kuvvetin mucizeli¤i, hari-
ka oluflu.
muhatap:
kendisine söz söyleni-
len.
muhsin:
ihsan eden, iyilik yapan.
müflevvefl:
belirsiz, karmakarflk.
namzet:
aday.
nihayetsiz:
sonsuz.
nur:
aydnlk.
nur-u ezelî ve ebedî:
ezelî ve
ebedî aydnlk, öncesi olma-
yan ve sonsuza kadar devam
edecek olan nur.
nüsha-i camia:
çok genifl ve
kapsaml nüsha.
padiflah:
hükümdar, sultan.
periflan:
da¤nk, karflk, dü-
zensiz.
Rabbülâlemîn:
âlemlerin
Rabbi, bütün âlemleri idare
ve terbiye eden Allah.
saadetaver:
mutluluk veren.
Sahib-i Kâinat:
kâinatn sahi-
bi yaratan olan Allah.
Sâni-i Mevcudat:
her fleyi sa-
natl olarak yaratan Allah.
Sultan- Ezel ve Ebed:
ezel ve
ebed sultan; varl¤nn bafl-
langc ve sonu olmayan kud-
ret ve hâkimiyet sahibi, sulta-
n Allah.
suret:
flekil, biçim.
sürur:
sevinç.
flevk:
fliddetli arzu ve istek.
temenni:
dilek, istek, arzu.
vasta-i muhabere:
haberlefl-
me arac.
vaziyet:
durum, durufl.
vaziyet-i dalâletkârâne:
din-
sizce durum, küfür hâli.
vaziyet-i mevhume:
olmad-
¤ hâlde var saylan vaziyet,
durum.
velî-i nimet:
iyilik, lütuf sahi-
bi.
Zat:
Allah.
zîfluur:
fluur sahibi, bilinçli.
948 | SÖZLER
O
TUZ
B
RNC
S
ÖZ