fiu r emi z l i nük t en i n s r r fl udu r k i :
Hakîm-i Ezelî, inayet-i sermediye ve hikmet-i ezeliye-
nin iktizas ile, flu dünyay, tecrübeye mahal ve imtihana
meydan ve Esma-i Hüsnasna âyine ve kalem-i kader ve
kudretine sahife olmak için yaratmfl. Ve tecrübe ve im-
tihan ise neflvünemaya sebeptir. O neflvünema ise, isti-
datlarn inkiflafna sebeptir. O inkiflaf ise, kabiliyetlerin
tezahürüne sebeptir. O kabiliyetlerin tezahürü ise haka-
ik- nisbiyenin zuhuruna sebeptir. Hakaik- nisbiyenin zu-
huru ise Sâni-i Zülcelâlin Esma-i Hüsnasnn nukufl-u te-
celliyatn göstermesine ve kâinat mektubat- Samedâni-
ye suretine çevirmesine sebeptir. flte flu srr- imtihan ve
srr- teklif iledir ki, ervah- âliyenin elmas gibi cevherle-
ri, ervah- safilenin kömür gibi maddelerinden tasaffi
eder, ayrlr.
flte, bu mezkûr srlar gibi daha bilmedi¤imiz çok ince,
âlî hikmetler için, âlemi bu surette irade etti¤inden, flu
âlemin tagayyür ve tahavvülünü dahi o hikmetler için ira-
de etti. Tahavvül ve tagayyür için ztlar birbirine hikmet-
le karfltrd ve karfl karflya getirdi. Zararlar menfaatle-
re mezcederek, flerleri hayrlara idhal ederek, çirkinlikle-
ri güzelliklerle cem ederek hamur gibi yo¤urarak flu kâ-
inat tebeddül ve tagayyür kanununa ve tahavvül ve tekâ-
mül düsturuna tâbi kld.
Vaktaki, meclis-i imtihan kapand, tecrübe vakti bitti,
Esma-i Hüsna hükmünü icra etti, kalem-i kader mektu-
batn tamamyla yazd, kudret nukufl-u sanatn tekmil
etti, mevcudat vezaifini ifa etti, mahlûkat hizmetlerini
SÖZLER | 867
Y
RM
D
OKUZUNCU
S
ÖZ
hikmet-i ezeliye:
ezelden beri
var olan lâhî hikmet, sr ve gaye.
icra:
yürütme.
ifa:
yerine getirme.
iktiza:
icap edici gerekme.
inayet-i sermediye:
Allahn ebe-
dî ve daimî lütuf ve yardm.
inkiflaf:
açlma.
irade:
dileme, isteme.
istidat:
kabiliyet.
ithal:
dahil etme, içine alma.
kabiliyet:
yetenek.
kâinat:
evren, bütün varlklar.
kalem-i kader:
Allahn olacak
hâdiseleri olmadan önce bilip
yazmas, takdir etmesi.
kudret:
güç, kuvvet.
mahal:
yerler.
mahlûkat:
yaratlmfllar, yaratk-
lar.
meclis-i imtihan:
imtihan mecli-
si.
mektubat:
mektuplar.
mektubat- Samedâniye:
her bi-
ri Cenab- Hakkn birer mektubu
olan, yani onun isim ve sfatlarn
anlatan varlklar.
menfaat:
fayda, kâr.
mevcudat:
varlklar.
mezcetme:
katma, karfltrma.
mezkûr:
ad geçen, anlan.
neflvünema:
geliflme, olgunlafl-
ma.
nukufl-u tecelliyat:
ortaya çkan
sanatl nakfllar.
nükte:
herkesin anlayamad¤ in-
ce mana.
remiz:
iflaret.
sahife:
sayfa.
Sâni-i Zülcelâl:
sonsuz büyüklük
sahibi, her fleyi sanatla yaratan
Allah.
suret:
biçim, flekil.
srr- imtihan:
imtihan srr.
srr- teklif:
insanlarn dünyaya
gelip Allah tarafndan görevlendi-
rilmelerinin srr.
tâbi:
boyun e¤en.
tagayyür:
de¤iflme, baflkalaflma.
tahavvül:
bir hâlden baflka hâle
geçme.
tasaffi:
saflaflma, durulaflma.
tebeddül:
baflkalaflma, de¤iflme.
tekâmül:
olgunlaflma.
tekmil:
tamamlama.
tezahür:
ortaya çkma, meydana
çkma.
vaktaki:
ne zaman ki.
vezaif:
vazifeler
zuhur:
meydana çkma.
âlem:
dünya, cihan.
âlî:
yüce.
âyine:
ayna.
cem:
toplama, toplanma.
cevher:
de¤erli tafl.
düstur:
kural, prensip, esas.
elmas:
çok kymetli bir mü-
cevher.
ervah- âliye:
yüce ruhlar.
ervah- safile:
alçak, kötü
ruhlar.
Esma-i Hüsna:
Allahn güzel
isimleri.
hakaik- nisbiye:
ölçüye göre
olan gerçekler, nisbî hakikat-
ler.
Hakîm-i Ezelî:
bafllangc ol-
mayan ve sonsuz hikmet sa-
hibi olan, Allah.
hayr:
iyilik.
hikmet:
kâinattaki ve yarat-
lfltaki lâhî gaye, fayda.