Uyeyne ile onun zekâveti derecesinde birinin muvazene-
sinde ispat etmifliz ki, Süfyann on senede kazand¤n
öteki yüz senede kazanamyor.
kinci Vecih
: Sahabelerin kurbiyet-i lâhiye nokta-
sndaki makamlarna velâyet aya¤yla yetiflilmez. Çünkü,
Cenab- Hak bize akrebdir ve her fleyden daha ziyade
yakndr. Biz ise, ondan nihayetsiz uza¤z. Onun kurbiye-
tini kazanmak iki suretle olur:
Birisi
: Akrebiyetin inkiflafyladr ki, nübüvvetteki kurbi-
yet ona bakar ve nübüvvet veraseti ve sohbeti cihetiyle
Sahabeler o srra mazhardrlar.
kinci Suret
: Budiyetimiz noktasnda kat- meratip
edip bir derece kurbiyete müflerref olmaktr ki; ekser
seyrüsülûk-ü velâyet ona göre ve seyr-i enfüsî ve seyr-i
afakî bu suretle cereyan ediyor.
flte, birinci suret srf vehbîdir, kisbî de¤il; incizaptr,
cezb-i Rahmanîdir ve mahbubiyettir. Yol ksadr, fakat
çok metin ve çok yüksektir ve çok halistir ve gölgesizdir.
Di¤eri kisbîdir, uzundur, gölgelidir; acayip harikalar çok
ise de, kymetçe, kurbiyetçe evvelkisine yetiflemez.
Meselâ, nasl ki dünkü güne bugün yetiflmek için, iki
yol var:
Birincisi
, zamann cereyanna tâbi olmayarak,
bir kuvvet-i kudsiye ile fevkazzaman çkp, dünü bugün
gibi hazr görmektir.
kincisi
, bir sene kat- mesafe edip,
dönüp dolaflp, düne gelmektir; fakat yine dünü elde tu-
tamyor, onu brakp gidiyor.
SÖZLER | 799
Y
RM
Y
EDNC
S
ÖZ
kat- mesafe:
mesafe alma.
kisbi:
kazanlmfl, sonradan elde
edilmifl.
kurbiyet:
yaknlk.
kurbiyet-i lâhiye:
Allaha yakn-
lk.
kuvvet-i kudsiye:
kutsal kuvvet.
mahbubiyet:
sevilecek hâlde bu-
lunma.
makam:
derece, seviye.
mazhar:
eriflmifl, kavuflmufl.
muvazene:
karfllafltrma.
müflerref:
flereflendirilmifl.
nihayetsiz:
sonsuz.
nübüvvet:
peygamberlik.
Sahabe:
Peygamberimiz Hz. Mu-
hammedin mübarek yüzünü
görmekle flereflenen ve onun
sohbetlerine katlan mümin kim-
se.
seyr-i afakî:
manevî olarak tekâ-
mül için hariçten delil ve vasta
getirme.
seyr-i enfüsî:
nefsin iç âleminde-
ki delil ve vastalarla tekâmül et-
me usulü.
seyr-i sülûk-ü velâyet:
velâyet
yoluyla çklan manevî yolculuk.
sr:
manevî hakikat, marifet.
srf:
sade.
suret:
biçim.
Süfyan ibni Uyeyne:
bkz. fiahs
Bilgileri.
vecih:
yön.
vehbî:
do¤ufltan.
velâyet:
Allah dostlu¤u.
veraset:
vârislik, mirasçlk.
zekâvet:
zekilik, kavrama, kabili-
yeti.
ziyade:
çok, fazla.
acayip:
flaflrtc ve hayret ve-
rici fleyler.
akreb:
yakn.
akrebiyet:
Cenab- Allahn
insana olan yaknl¤.
budiyet:
uzaklk.
Cenab- Hak:
Allah.
cezb-i Rahmanî:
Cenab- Hak
tarafndan hayr ve rahmet
için verilen ve vehbî olarak
duygulara yerlefltirilen mana-
lar, bilgiler.
cihet:
yön.
ekser:
daha çok.
fevkazzaman:
zaman üstü.
halis:
katksz, saf, duru.
harika:
ola¤anüstü olay.
incizap:
cezp edilme, kapl-
ma, çekilme.
inkiflaf:
açlma.
ispat:
do¤ruyu delillerle gös-
terme.
kat- meratip:
mertebelerde
yükselme, ilerleme.