Sözler - page 806

iyiyiz” deseler, meseleleri tamam olmuyor. Çünkü, müç-
tehidîn, nazariyata ve kat’î olmayan teferruata kar›flabi-
lirler. Hâlbuki, bu mezhepsiz ehl-i dalâlet, zaruriyat-› di-
niyede dahi fikirlerini kar›flt›rmak ve kabil-i tebdil olma-
yan mesaili tebdil etmek ve kat’î erkân-› ‹slâmiyeye kar-
fl› gelmek istediklerinden, elbette zaruriyat-› diniyenin
hameleleri ve direkleri olan Sahabelere iliflecekler.
Heyhat! De¤il bunlar gibi insan suretindeki hayvanlar,
belki hakikî insanlar ve hakikî insanlar›n en kâmilleri
olan evliyan›n büyükleri, Sahabenin küçüklerine karfl›
müsavat davas›n› kazanamad›klar›, gayet kat’î bir suret-
te Yirmi Yedinci Sözde ispat edilmifltir.
,»/
HÉn
ër
°Un
G Gƒt
Ño
°ùn
J n
’ { n
?Én
b …/
ò s
dG n
?p
dƒo
°Sn
Q '
¤n
Y r
º u
?°n
Sn
h u
?n
°U -n
G
z.»/
HÉn
ër
°Un
G r
øp
e x
óo
e n
?r
°üp
f n
?n
?n
H Én
e Ék
Ñn
gn
P m
óo
Mo
G n
?r
ãp
e r
ºo
c o
ón
Mn
G n
?n
Ør
fn
G r
ƒ n
d
1
$G o
?ƒ o
°Sn
Q n
¥n
ón
°U
2
o
º«
/
µ n
`?r
G o
º«
/
? n
© r
dG n
âr
fn
G n
?s
f p
G BÉ
n
æ n
à r
ªs
? n
Y É
n
e
s
’ p
G BÉ
n
æ n
d n
ºr
? p
Y n
’ n
?n
fÉ n
ër
Ñ
°o
S
®
Ashabü’n-Nebî:
Peygamberimi-
zin arkadafllar›.
ehl-i dalâlet:
yoldan ç›kanlar.
erkân-› ‹slâmiye:
‹slâmiyetin
esaslar›.
evliya:
Allah dostlar›.
fikir:
düflünce.
gayet:
son derece.
hakikî:
gerçek.
hamele:
tafl›yanlar.
heyhat:
yaz›k, çok yaz›k, ne ya-
z›k.
hikmet:
kâinattaki ve yarat›l›flta-
ki ‹lâhî gaye, yüksek bilgi; her fle-
yin belirli gayelere yönelik olarak
manal› ve tam yerinde olmas›;
herkesin bilmedi¤i gizli sebep.
ispat:
do¤ruyu delil göstererek
meydana koyma.
kabil-i tebdil:
de¤ifltirilmesi
mümkün.
kâmil:
olgun.
kat’î:
kesin, flüphesiz.
menak›p:
menk›beler.
mesail:
meseleler.
mezhep:
dinde tutulan yol.
müçtehidin:
müçtehitler.
müsavat:
beraberlik , eflitlik.
nazariyat:
düflünceler, teoriler.
Sahabe:
Peygamberimiz Hz. Mu-
hammed’in mübarek yüzünü
görmekle flereflenen ve onun
sohbetlerine kat›lan mü’min kim-
se.
Sahabî:
Sahabe.
suret:
biçim.
tebdil:
de¤ifltirme.
teferruat:
ayr›nt›lar.
tenzih:
Allah’›n flan›na lây›k ol-
mayan her türlü eksik ve noksan-
dan uzak ve yüce tutma.
zaruriyat-› diniye:
dince yap›l-
mas› mecburî olan ifller.
1.
Allah’›m, “Sahabîlerime dil uzatmay›n›z. Biriniz Uhud Da¤› kadar alt›n› Allah yolunda harca-
sa, Sahabîlerimden birinin verdi¤i bir avuç kadar olmaz” (Allah’›n Resulü do¤ru söyledi) [
Müs-
lim
, Fezail: 221;
Tirmizî
, Menak›b: 58;
‹bni Mâce
, Mukaddime: 11;
Müsned
, 3:11;
Buharî
, Fezailü
Ashabü’n-Nebî: 5.] buyuran Resulün Muhammed’e salât ve selâm eyle.
2.
Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize ö¤retti¤inden baflka bizim hiçbir bilgi-
miz yoktur. Sen her fleyi hakk›yla bilir, her ifli hikmetle yapars›n. (Bakara Suresi: 32.)
806 | SÖZLER
Y
‹RM‹
Y
ED‹NC‹
S
ÖZ
1...,796,797,798,799,800,801,802,803,804,805 807,808,809,810,811,812,813,814,815,816,...1482
Powered by FlippingBook