Sözler - page 710

ç›kmalar› ve has›flar vuku bulmas›, saatleri sayan bir mil
gibi, dünyan›n flu ciheti a¤›rca mürur edicidir gösterir.
Dünya hanesinin tavan› olan sema mekân› ise, ecram-
lar›n harekât›yla, kuyruklu y›ld›zlar›n zuhuruyla, küsufat
ve husufat›n vuku bulmas›yla y›ld›zlar›n sukut etmeleri gi-
bi tagayyürat gösterir ki, sema dahi sabit de¤il, ihtiyarl›-
¤a, harabiyete gidiyor. Onun tagayyürat›, haftal›k saatte
günleri sayan bir mil gibi çendan a¤›r ve geç oluyor, fa-
kat her hâlde geçici ve zeval ve harabiyete karfl› gitti¤ini
gösterir.
‹flte dünya, dünya cihetiyle flu yedi rükün üzerinde bi-
na edilmifltir; flu rükünler, daim onu sars›yor. Fakat, flu
sars›lan ve hareket eden dünya, Sâniine bakt›¤› vakit, o
harekât ve tagayyürat, kalem-i kudretin mektubat-› Sa-
medâniyeyi yazmas› için o kalemin ifllemesidir. O tebed-
dülât-› ahval ise, esma-i ‹lâhiyenin cilve-i fluunat›n› ayr›
ayr› tavsifat ile gösteren, tazelenen âyineleridir.
‹flte dünya, dünya itibar›yla hem fenâya gider, hem öl-
meye koflar, hem zelzele içindedir. Hakikatte akarsu gibi
r›hlet etti¤i hâlde, gafletle sureten incimat etmifl, fikr-i ta-
biatla kesafet ve küduret peyda edip ahirete perde ol-
mufltur.
• ‹flte, felsefe-i sakime, tetkikat-› felsefe ile ve hikmet-i
tabiiye ile ve medeniyet-i sefihenin cazibedar lehviyat›y-
la, sarhoflâne hevesat›yla, o dünyan›n hem cümudetini
ziyade edip gafleti kal›nlaflt›rm›fl, hem küduretle bulan-
mas›n› taz’if edip Sânii ve ahireti unutturuyor.
ahiret:
k›yametten sonra kurula-
cak olan âlem.
âyine:
ayna.
bina:
yapma, kurma.
cazibedar:
çekici, cazibeli.
cihet:
yön.
cilve-i fluunat:
Cenab-› Allah’›n
zat›na has ifllerinin tecellisi.
cümudet:
sertlik, cans›zl›k.
çendan:
gerçi.
daim:
devaml›, sürekli.
ecram:
gezegenler.
esma-i ‹lâhiye:
Allah’›n isimleri.
felsefe-i sakime:
yanl›fl yoldaki
felsefe.
fenâ:
yokluk, son bulma.
fikr-i tabiat:
“Her fleyi tabiat ya-
p›yor,” düflüncesi.
gaflet:
Allah’tan uzaklafl›p nefsi-
nin arzular›na dalma.
hakikat:
gerçek.
hâl:
durum.
hane:
ev, mesken.
harabiyet:
harap olma, y›k›lma.
harekât:
hareketler.
hasf:
yere batmalar, göçükler.
hevesat:
hevesler.
hikmet-i tabiiye:
fizik bilgisi.
husufat:
ay tutulmalar›.
incimat:
donma.
itibar:
ehemmiyet, de¤er.
kalem-i kudret:
kudret kale-
mi; Allah’›n güç ve kudretiyle
yaratmas›.
kesafet:
bulan›kl›k, kesiflik,
kir, aç›k olmama.
küduret:
bulan›kl›k, kayg›.
küsufat:
günefl tutulmalar›.
lehviyat:
nefsi azd›ran oyun
ve e¤lenceler.
medeniyet-i sefihe:
zevk ve
e¤lenceye sevk eden mede-
niyet.
mekân:
yer, mahal.
mektubat-› Samedâniye:
her
biri Cenab-› Hakk›n isim ve s›-
fatlar›n› anlatan varl›klar.
mürur:
geçme.
peyda:
aç›kta, aflikâr.
r›hlet:
yolculuk.
rükün:
esas, temel.
Sâni:
her fleyi sanatl› olarak
yaratan Allah.
sarhoflâne:
sarhoflças›na.
sema:
gökyüzü.
sukut:
düflme.
suret:
biçim, görünüfl.
tagayyürat:
baflkalaflmalar,
de¤iflmeler.
tavsifat:
vas›fland›rmalar.
taz’if:
art›rma, ço¤altma.
tebeddülât-› ahval:
hâllerin
de¤iflmeleri.
tetkikat-› felsefe:
felsefenin
araflt›rmalar›, incelemeleri.
vakit:
zaman.
vuku:
olma, meydana gelme.
zelzele:
yer sars›nt›s›.
zeval:
sona erme, yok olma.
ziyade:
artma, ço¤alma.
zuhur:
görünme, ortaya ç›k-
ma.
710 | SÖZLER
Y
‹RM‹
B
Efi‹NC‹
S
ÖZ
1...,700,701,702,703,704,705,706,707,708,709 711,712,713,714,715,716,717,718,719,720,...1482
Powered by FlippingBook