Sözler - page 717

Sâni-i Zülcelâl’i tan›tt›r›r. Kur’ân’›n bahrinden tereflfluh
eden Arabî Katre risalesinde ve sair Sözlerde flu hakikat,
fiilen ispat edilmifl ve göstermifliz.
‹flte hem flu s›rdand›r ki, bât›n-› umura gidip, sünnet-i
seniyeye ittiba etmeyerek, meflhudat›na itimat ederek
yar› yoldan dönen ve bir cemaatin riyasetine geçip bir
f›rka teflkil eden f›rak-› dâllenin bütün imamlar› hakaik›n
tenasübünü, muvazenesini muhafaza edemedi¤indendir
ki, böyle, bid’aya, dalâlete düflüp, bir cemaat-i befleriye-
yi yanl›fl yola sevk etmifller. ‹flte bunlar›n bütün aczleri,
ayat-› Kur’âniyenin i’caz›n› gösterir.
@
SÖZLER | 717
Y
‹RM‹
B
Efi‹NC‹
S
ÖZ
med’in yüksek hâl, söz, tav›r ve
tasvipleri.
tenasüp:
uygunluk.
tereflfluh:
s›zma.
teflkil:
flekillendirme, vücut ver-
me.
acz:
zay›fl›k, güçsüzlük.
Arabî:
Arapça.
ayat-› Kur’âniye:
Kur’ân’›n
ayetleri.
bahir:
deniz.
bât›n-› umur:
ifllerin iç yüzü.
bid’a:
dinin asl›na uymayan
âdet ve uygulamalar.
cemaat:
topluluk.
cemaat-i befleriye:
insan
toplulu¤u.
dalâlet:
iman ve ‹slâmiyetten
ayr›lmak.
fiilen:
iflleyerek.
f›rak-i dâlle:
sap›k f›rkalar.
f›rka:
cemaat.
hakaik:
hakikatler, gerçekler.
hakikat:
gerçek.
i’caz:
mu’cizelik.
imam:
önder.
ispat:
do¤ruyu delillerle gös-
terme.
itimat:
güvenme.
ittiba:
tâbi olma, uyma.
Katre:
Bediüzzaman Said
Nursî Hazretlerinin
Mesnevî-i
Nuriye
adl› eseri içinde yer
alan bir risale.
meflhudat:
görünenler.
muhafaza:
koruma.
muvazene:
denge.
risale:
belli bir konuda yaz›l-
m›fl küçük kitap.
riyaset:
reislik, baflkanl›k.
sair:
di¤er, baflka.
Sâni-i Zülcelâl:
sonsuz bü-
yüklük sahib ve her fleyi sa-
natla yaratan Allah.
sevk:
yönlendirme, gönder-
me.
s›r:
gizli ifl veya söz.
sünnet-i seniye:
Hz. Muham-
1...,707,708,709,710,711,712,713,714,715,716 718,719,720,721,722,723,724,725,726,727,...1482
Powered by FlippingBook