flte Kurânn bafltan bafla kâinata müteveccih olan
ayat flu esasa göre gider, hakikat-i dünyay oldu¤u gibi
açar gösterir, çirkin dünyay ne kadar çirkin oldu¤unu
göstermekle beflerin yüzünü ondan çevirtir, Sânia bakan
güzel dünyann güzel yüzünü gösterir, beflerin gözünü
ona diktirir, hakikî hikmeti ders verir, kâinat kitabnn
manalarn talim eder. Hurufat ve nukufllarna az bakar;
sarhofl felsefe gibi, çirkine âflk olup, manay unutturup,
hurufatn nukufluyla insanlarn vaktini malâyaniyatta sarf
ettirmiyor.
Üçüncü Ziya
kinci Ziyada hikmet-i befleriyenin hikmet-i Kurâniye-
ye karfl sukutuna ve hikmet-i Kurâniyenin icazna ifla-
ret ettik. fiimdi flu Ziyada, Kurânn flakirtleri olan asfiya
ve evliya ve hükemann münevver ksm olan hükema-i
flrakiyyunun hikmetleriyle, Kurânn hikmetine karfl
derecesini gösterip, flu cihette Kurânn icazna muhta-
sar bir iflaret edece¤iz:
flte Kurân- Hakîmin ulviyetine en sadk bir delil ve
hakkaniyetine en zahir bir bürhan ve icazna en kavi bir
alâmet fludur ki: Kurân, bütün aksam- tevhidin bütün
meratibini bütün levazmatyla muhafaza ederek beyan
edip muvazenesini bozmamfl, muhafaza etmifl; hem,
bütün hakaik- âliye-i lâhiyenin muvazenesini muhafaza
etmifl; hem, bütün Esma-i Hüsnann iktiza ettikleri ah-
kâmlar cem etmifl, o ahkâmn tenasübünü muhafaza
ahkâm:
emirler, hükümler.
aksam- tevhit:
tevhidin ksmla-
r, birli¤in çeflitleri.
asfiya:
safiyet, kemalât ve takva
sahibi olan zatlar.
âflk:
fliddetli muhabbet besle-
yen.
ayat:
Kurân ayetleri.
befler:
insanlk.
beyan:
anlatma, bildirme.
bürhan:
delil.
cem:
toplama, birlefltirme.
cihet:
yön.
delil:
bir davay, meseleyi ispata
yarayan fley, bürhan.
derece:
mertebe, de¤er.
esas:
asl.
Esma-i Hüsna:
Allahn güzel
isimleri.
evliya:
velîler, Allah dostlar.
felsefe:
madde ve hayat bafllan-
gç ve gaye bakmndan incele-
yen ilim
hakaik-i âliye-i lâhiye:
lâhî yü-
ce hakikatler.
hakikat-i dünya:
dünyann haki-
kati, asl.
hakikî:
gerçek.
hakkaniyet:
hak ve do¤ruluk.
hikmet:
her fleyin belirli gayelere
yönelik olarak, manal, faydal ve
tam yerli yerinde olmas.
hikmet-i befleriye:
insanlarn an-
layfl, bilgisi.
hikmet-i Kurâniye:
Kurânn
hikmeti.
hurufat:
harfler.
hükema:
filozoflar.
hükema-i flrakiyyun:
bilgiye,
ancak kalbin sezgileriyle ulaflla-
bilece¤ini savunan felsefe akm-
nn filozoflar.
icaz:
mucizelik.
iktiza:
gerektirme.
kâinat:
bütün âlemler, varlklar.
kavi:
kuvvetli.
Kurân- Hakîm:
her ayet ve su-
resinde saysz hikmet ve fayda-
lar bulunan Kurân.
levazmat:
lüzumlu ihtiyaç
maddeleri, lâzm olan fleyler.
malâyaniyat:
faydasz, bofl
fleyler.
mana:
anlam.
meratip:
mertebeler.
muhafaza:
koruma.
muhtasar:
ksaltlmfl, özet.
muvazene:
denge.
münevver:
nurlanmfl, aydn.
müteveccih:
yönelen.
nukufl:
nakfllar, süsler.
sadk:
do¤ru.
Sâni: yapan,
her fleyi sanatl
olarak yaratan Allah.
sarf:
harcama.
sukut:
de¤erden düflme.
flakirt:
talebe.
talim:
ö¤retmek.
tenasüp:
uygunluk.
ulviyet:
ulvîlik, yücelik.
vakit:
zaman.
zahir:
açk.
ziya:
flk.
712 | SÖZLER
Y
RM
B
EfiNC
S
ÖZ