Sözler - page 631

dersini dinleyenleri, müttefikan diyorlar ki: “Dersimizi
güzelce anl›yoruz.”
Elhâs›l, sair makamlar gibi, ifham ve talim makam›n-
da dahi Kur’ân’›n lemaat-› i’caz› parl›yor.
‹kinci fiua
Kur’ân’›n camiiyet-i harikulâdesidir.
fiu fiua›n, Befl Lem’as› var.
B‹R‹NC‹ LEM’A:
Lâfz›ndaki camiiyettir.
Elbette, evvelki Sözlerde, hem bu Sözde zikrolunan
ayetlerden flu camiiyet aflikâre görünüyor. Evet,
1
l
¿ƒo
æo
an
h l
¿ƒ°o
üo
Zn
h l
¿ƒo
é°o
T mq
?o
µp
dn
h l
™n
? s
£o
en
h w
ón
Mn
h l
ø r
£n
Hn
h l
ôr
¡ n
X m
án
j'
G pq
?o
µp
d
olan hadisin iflaret etti¤i gibi, elfaz-› Kur’âniye, öyle bir
tarzda vazedilmifl ki, her bir kelâm›n, hatta her bir keli-
menin, hatta her bir harfin, hatta bazen bir sükûtun çok
vücuhu bulunuyor; her bir muhatab›na ayr› ayr› bir kap›-
dan hissesini verir.
• Meselâ,
2
Gk
OÉn
Jr
hn
G n
?Én
Ñp
÷r
Gn
h
yani, “
Da¤lar› zemininize ka-
z›k ve direk yapt›m
,” bir kelâmd›r.
Bir âmînin flu kelâmdan hissesi: Zahiren yere çak›lm›fl
kaz›klar gibi görünen da¤lar› görür, onlardaki menafiini
ve nimetlerini düflünür, Hâl›k’›na flükreder.
SÖZLER | 631
Y
‹RM‹
B
Efi‹NC‹
S
ÖZ
yararlar.
meselâ:
örnek olarak.
muhatap:
kendisine söz söyleni-
len.
müttefikan:
söz birli¤i ederek,
ayn› fikirde birleflerek.
nimet:
iyilik, lütuf, ihsan, ba¤›fl.
sair:
di¤er, baflka.
sükûn:
durgunluk, hareketsizlik;
bir harfin “a, e, i, ü “ gibi sesli
okunmay›p, yaln›z kendi sesiyle
okunmas›.
flua:
›fl›k demeti.
flükür:
Allah’›n verdi¤i nimetlere
karfl› memnunluk göstererek te-
flekkür etmek.
talim:
e¤itme ö¤retme.
tarz:
biçim, flekil.
vaz’:
konulma, yerlefltirilme.
vücuh:
vecihler, yönler.
zahiren:
görünüfle göre.
zemin:
yeryüzü.
zikrolunma:
söylenme, an›lma.
âmî:
cahil, bilgisiz.
aflikâre:
apaç›k.
ayet:
Kur’ân’›n her bir cümle-
si.
camiiyet:
toplay›c› olma, bir-
çok mana ve hakikati içinde
bulundurma.
camiiyet-i harikulâde:
görül-
medik derecede çok özellik-
leri ve manalar› toplay›c› ve
her fleyle ilgili olufl.
elfaz-› Kur’âniye:
Kur’ân-›
Kerîm’e ait lâf›zlar.
elhâs›l:
sonuç olarak.
evvelki:
önceki.
hadis:
Hz. Peygamberin sözü.
Hâl›k:
her fleyi yoktan var
eden, yarat›c›; Allah.
hisse:
pay.
ifham:
anlatma, bildirme.
kelâm:
söz, cümle.
lâf›z:
ifade, kelime, söz.
lem’a:
par›lt›.
lemaat-› i’caz:
mu’cizelik pa-
r›lt›lar›.
makam:
durak, mevki, yer.
menafi:
menfaatler, faydalar,
1.
Birkaç hadisin birlefltirilmifl ifadesi olup, aç›klamas› Üstad›m›z taraf›ndan, peflinden yap›l-
m›flt›r.
2.
Nebe Suresi: 7.
1...,621,622,623,624,625,626,627,628,629,630 632,633,634,635,636,637,638,639,640,641,...1482
Powered by FlippingBook