Sözler - page 620

1
m
äÉn
jn
ôn
àr
Øo
e /
¬p
?r
ãp
e m
Qn
ƒo
°S p
ör
ûn
©p
H Gƒo
J r
Én
a
ilzam›yla der:
Haydi sizden manan›n do¤rulu¤unu istemiyorum,
müftereyat ve yalanlar ve bat›l hikâyeler olsun.
Bunu da yapam›yorsunuz; haydi bütün Kur’ân kadar
olmas›n, yaln›z
m
Qn
ƒo
°S p
ör
ûn
©p
H
on suresine nazire getiriniz.
Bunu da yapam›yorsunuz; haydi bir tek suresine na-
zire getiriniz.
Bu da çoktur; haydi k›sa bir suresine bir nazire ibraz
ediniz.
Hatta, madem bunu da yapamazsan›z ve yapamazs›-
n›z; hem bu kadar muhtaç oldu¤unuz hâlde, çünkü, hay-
siyet ve namusunuz, izzet ve dininiz, asabiyet ve flerefi-
niz, can ve mal›n›z, dünya ve ahiretiniz, buna nazire ge-
tirmekle kurtulabilir; yoksa dünyada haysiyetsiz, namus-
suz, dinsiz, flerefsiz, zillet içinde, can ve mal›n›z helâket-
te mahvolup ve ahirette,
2
o
In
QÉn
ép
?r
Gn
h ¢ o
SÉs
ædG Én
go
Oƒo
bn
h »/
à s
dG n
QÉs
ædG Gƒo
?s
JÉn
a
iflaretiyle, Cehennemde haps-i ebedî ile mahkûm ve sa-
nemlerinizle beraber atefle odunluk edeceksiniz. Hem
madem sekiz mertebe aczinizi anlad›n›z, elbette sekiz de-
fa, Kur’ân dahi mu’cize oldu¤unu bilmekli¤iniz gerektir.
Ya imana geliniz veyahut susunuz, Cehenneme gidiniz!
acz:
güçsüzlük, kuvvetsizlik, ye-
tersiz kalma.
ahiret:
k›yametten sonra kurula-
cak olan âlem.
asabiyet:
kendi ›rk›n›, dinini ve
benzeri fleyleri koruma gayreti.
bat›l:
gerçek olmayan, yalan, hu-
rafe, bofl, manas›z.
Cehennem:
ahiretteki yarg›lama-
dan sonra günahkâr kullar›n gire-
cekleri ve azap görecekleri yer.
haps-i ebedî:
sonsuza dek kal›-
nacak hapis.
haysiyet:
fleref, onur.
helâket:
mahvolma, yok olma.
hikâye:
olmufl ve olmas› müm-
kün olaylar› yaz›l› veya sözlü ola-
rak anlatma.
ibraz:
ortaya koyma, gösterme.
ilzam:
susturma, cevap veremez
hâle getirme.
iman:
inanma; Kur’ân’›n Allah sö-
zü oldu¤unu kabul etme.
izzet:
de¤er, itibar, fleref, yücelik.
kâfir:
Allah’›n varl›¤›n› ve birli¤ini
inkâr eden.
Kur’ân:
Allah taraf›ndan va-
hiy yoluyla Hz. Muhammed’e
indirilmifl, semavî kitaplar›n
sonuncusu.
mahkûm:
hükümlü, cezal›.
mahvolma:
yok olma, bitme.
mertebe:
derece.
mu’cize:
Allah taraf›ndan ve-
rilip, yaln›z peygamberlerin
gösterebilecekleri harika ifl.
muhtaç:
ihtiyaç içinde olan.
müftereyat:
iftiralar, uydur-
malar.
nazire:
benzeri.
sanem:
put.
sure:
Kur’ân-› Kerîm’in ayr›ld›-
¤› 114 bölümden her biri.
fleref:
onur, haysiyet.
veyahut:
yahut, ya da.
zillet:
alçakl›k, adîlik.
1.
Ve düzme ve uydurma da olsa onun gibi on tane sure getirin. (Hûd Suresi: 13.)
2.
Yak›t› insanlar ve tafllar olan, kâfirler için haz›rlanm›fl Cehennem ateflinden sak›n›n. (Baka-
ra Suresi: 24.).
620 | SÖZLER
Y
‹RM‹
B
Efi‹NC‹
S
ÖZ
1...,610,611,612,613,614,615,616,617,618,619 621,622,623,624,625,626,627,628,629,630,...1482
Powered by FlippingBook