Sözler - page 591

Ve flu s›rdand›r ki, “Kelâmullah” ünvan›, kemal-i liya-
katle Kur’ân’a verilmifl ve daima da veriliyor.
Kur’ân’dan sonra, sair enbiyan›n kütüp ve suhuflar›
derecesi gelir.
Sair nihayetsiz kelimat-› ‹lâhiyenin ise; bir k›sm› dahi
has bir itibarla, cüz’î bir ünvan ile, hususî bir tecelli ile,
cüz’î bir isim ile ve has bir rububiyet ile ve mahsus bir sal-
tanat ile ve hususî bir rahmet ile zahir olan ilhamat sure-
tinde bir mükâlemedir. Melek ve befler ve hayvanat›n il-
hamlar›, külliyet ve hususiyet itibar›yla çok muhteliftir.
ÜÇÜNCÜ CÜZ
Kur’ân, as›rlar› muhtelif bütün enbiyan›n kütüplerini
ve meflrepleri muhtelif bütün evliyan›n risalelerini ve
meslekleri muhtelif bütün asfiyan›n eserlerini icmalen ta-
zammun eden ve cihat-› sittesi parlak ve evhamüflübeha-
t›n zulümat›ndan musaffa; ve nokta-i istinad› bilyakîn
vahy-i semavî ve kelâm-› ezelî; ve hedefi ve gayesi bilmü-
flahede saadet-i ebediye; içi bilbedahe halis hidayet, üstü
bizzarure envar-› iman, alt› biilmelyakîn delil ve bürhan,
sa¤› bittecrübe teslim-i kalp ve vicdan, solu biaynelyakîn
teshir-i ak›l ve iz’an, meyvesi bihakkalyakîn rahmet-i
Rahman ve dâr-› cinan, makam› ve revac› bilhads-i sad›k
makbul-ü melek ve ins ü can bir kitab-› semavîdir.
Kur’ân’›n tarifine dair üç cüz’ündeki s›fatlar›n her biri
baflka yerlerde kat’î ispat edilmifl veya ispat edilecektir;
davam›z mücerret de¤il, her birisi bürhan-› kat’î ile mü-
berhendir.
* * *
SÖZLER | 591
Y
‹RM‹
B
Efi‹NC‹
S
ÖZ
hayvanat:
hayvanlar.
hedef:
var›lacak nokta, amaç.
hidayet:
do¤ru ve hak olan; do¤-
ruya ulaflt›ran yolu gösterme.
hususî:
özel.
hususiyet:
ay›r›c› özellik.
icmalen:
k›saca, özet olarak.
ilham:
Allah’tan kalbe gelen ma-
na.
ilhamat:
ilhamlar, Allah’tan kalbe
gelen manalar.
itibar›yla:
bak›m›ndan, yönüyle.
kat’î:
kesin, flüphesiz.
kelâm-› ezelî:
varl›¤›n›n bafllang›-
c› olmayan Allah’a ait oldu¤u için
manen ezelî olan söz.
kelâmullah:
Allah’›n sözleri;
Kur'ân.
kelimat-› ‹lâhiye:
Allah’a ait keli-
meler, ‹lâhî kelimeler.
kemal-i liyakat:
tam lây›k olma.
kitab-› semavî:
Cenab-› Hakk›n
gönderdi¤i kitap.
külliyet:
genellik, bütünlük.
kütüp:
kitaplar.
makam:
de¤er, seviye.
makbul-ü melek ve insücan:
meleklerin, insanlar›n ve cinlerin
kabul edip be¤endi¤i fley.
meslek:
gidilen, tutulan yol.
meflrep:
kiflinin gitti¤i yolda ken-
di yap›s›na göre takip etti¤i, usul.
musaffa:
safîleflmifl, temizlenmifl.
müberhen:
delillerle ispatlanm›fl
olan.
mücerret:
yaln›z; delilsiz.
mükâleme:
konuflma.
nihayetsiz:
sonsuz.
nokta-i istinat:
dayanak noktas›.
rahmet:
flefkat ve merhamet
gösterme, ac›ma.
rahmet-i Rahman:
Rahman olan
Allah’›n rahmeti.
revaç:
k›ymet, de¤er; geçerlik
risale:
yaln›zca bir konuyla ilgili
küçük kitap.
rububiyet:
Cenab-› Hakk›n bütün
varl›klar›n ihtiyaçlar›n› gidermesi,
yetifltirmesi ve onlar› uyum için-
de idare etmesi.
saadet-i ebediye:
sonsuz mutlu-
luk.
saltanat:
hâkimiyet, yönetim.
s›fat:
nitelik, özellik; tan›mlama.
suhuf:
sahifeler.
tazammun:
içine alma.
tecelli:
görünme, belirme, yans›-
ma.
teshir-i ak›l ve iz’an:
akl› ve an-
lay›fl› emrine itaat ettirme.
teslim-i kalp ve vicdan:
kalp ve
vicdan›n do¤ru ve hakka boyun
e¤mesi.
vahy-i semavî:
Allah taraf›ndan
melekle Peygambere gönderilen
vahiy.
zahir:
görünen, ortaya ç›kan.
zulümat:
karanl›klar.
asfiya:
Peygamberimizin yo-
lundan gidip, ilim ve takvala-
r›yla Peygamber Efendimizin
gerçek vârisi olanlar.
befler:
insan.
biaynelyakîn:
görür derece-
de kesin olarak bilme.
bihakkalyakîn:
yaflar gibi
do¤rulu¤undan flüphe etme-
yecek flekilde bilme.
biilmelyakîn:
bir fleyi ilimle
ve baz› iflaretleriyle kesin bir
flekilde bilme.
bilbedahe:
apaç›k bir flekilde.
bilhads-i sad›k:
do¤ru bir
sezgi ile.
bilmüflahede:
gözlem ile, gö-
rerek.
bilyakîn:
flüphesiz, kesin bir
biliflle.
bittecrübe:
tecrübe ile.
bizzarure:
kesinlikle.
bürhan:
delil, kan›t.
bürhan-› kat’î:
kesin ve sa¤-
lam delil.
cihat-› sitte:
alt› yön, taraf.
cüz:
k›s›m, parça.
cüz’î:
az.
dâr-› cinan:
Cennet yurtlar›,
Cennetler.
dava:
iddia, mesele.
enbiya:
peygamberler.
envar-› iman:
iman nurlar›.
evhamüflübehat:
kuruntular
ve flüpheler.
evliya:
velîler, Allah’a manen
yak›n ve Ona dost olan kullar.
gaye:
hedef; sonuç.
halis:
saf, hilesiz.
has bir itibar:
sadece kendi-
ne ait olan bir yönüyle.
has:
özel.
1...,581,582,583,584,585,586,587,588,589,590 592,593,594,595,596,597,598,599,600,601,...1482
Powered by FlippingBook