Yirmi befl sene evvel Ramazan’da ikindiden sonra fieyh Geylâ-
nî’nin (k.s.) Esma-i Hüsna manzumesini okudum. Bana bir arzu gel-
di ki, Esma-i Hüsna ile bir münacat yazay›m. Fakat, o vakit bu kadar
yaz›ld›. O kudsî üstad›m›n mübarek münacat-› esmaiyesine bir nazire
yapmak istedim. Heyhat, nazma istidad›m yok. Yapamad›m, noksan
kald›. Bu münacat, Otuz Üçüncü Sözün Otuz Üçüncü Mektubu olan
Pencereler Risalesine ilhak edilmiflti. Makam münasebetiyle buraya
al›nd›.
?
p
bÉ
n
Ñr
dG n
ƒ o
g
o
ABÉ n
ª s
°ùdGn
h ¢o
Vr
Qn
’r
G o
¬n
d o
?r
ón
©r
dG o
ºn
µ n
ër
dGn
ƒo
g@
p
¬ p
ªr
µ o
M¢p
† r
Ñn
b/
?a
o
ør
ë
n
f
Én
jÉn
°†n
?r
dG o
º«
p
µ n
M
o
ABG n
ôs
ãdGn
h ¢o
T r
ôn
©r
dG o
¬n
d o
?ƒ t
«n
?r
dG o
Qp
OÉn
?r
dG n
ƒo
g @
p
¬p
µr
? o
e
p
‘ p
܃ o
«o
¨r
dGn
h Én
jÉn
Øn
îr
dG o
º«
p
?n
Y
o
ABÉ n
¡n
Ñr
dGn
h o
ø° r
ùo
?r
G o
¬n
d o
Oho
On
ƒr
dG o
ôp
WÉn
Ør
dG n
ƒo
g @
p
¬p
©r
æ° o
U
p
‘ p
¢Tƒo
?t
ædGn
h Én
jGn
õn
ªr
dG o
?«
p
£n
d
o
A B É n
jp
ô r
Ñp
µr
dGn
h t
õp
©r
dG o
¬n
d o
¢Sh t
óo
?r
dG o
? p
?n
Ÿr
G n
ƒo
g @
p
¬p
?r
?n
N
p
‘ p
¿oD
ƒ t
°ûdGn
h Én
jGn
ôn
ªr
dG o
?«
p
?n
L
o
A B É n
?n
Ñr
dGn
h o
?r
?o
Ÿr
G o
¬n
d »
p
bÉn
Ñr
dG o
ºp
F B G s
ódG n
ƒo
g @
p
¬p
© r
æ° o
U p
¢ûr
?n
f r
øp
e o
ør
ën
f Én
jGn
ôn
Ñr
dG o
™j
p
ón
H
o
A B É n
æs
ãdGn
h o
ór
ªn
?r
G o
¬n
d ?
p
aÉn
µr
dG o
¥Gs
Rs
ôdG n
ƒo
g @
p
¬p
Ø r
«°n
V p
Ör
cn
Q r
øp
e o
ør
ën
f Én
jÉn
£n
©r
dG o
Ë
p
ôn
c
o
ABÉ n
£n
©r
dGn
h o
Oo
ƒr
÷G o
¬n
d ?
p
aGn
ƒr
dG o
?p
dÉn
ÿr
G n
ƒo
g @
p
¬p
ªr
?p
Y p
èr
°ùn
f r
øp
e o
ør
ën
f Én
jGn
ón
¡r
dG o
?«
p
ª n
L
o
ABÉ n
æs
ãdGn
h o
ôr
µ°t
ûdG o
¬n
d ?
p
aÉs
°ûdG o
ºp
MGs
ôdG n
ƒo
g @
p
¬p
?r
?n
îp
d p
ABÉ n
Y t
ódGn
h Én
jÉn
µ° s
ûdG o
™«
p
ªn
°S
o
¬n
d
o
º«
p
M s
ôdG o
QÉs
Øn
¨r
dG n
ƒo
g @ p
?p
ór
Ñn
©p
d p
܃o
ft
òdGn
h Én
jÉn
£n
îr
dG o
Qƒo
Øn
Z
1
o
ABÉ n
°V u
ôdGn
h
o
ƒr
Øn
©r
dG
Ey nefsim! Kalbim gibi a¤la ve ba¤›r ve de ki:
“Fânîyim, fânî olan› istemem. Âcizim, âciz olan› iste-
mem. Ruhumu Rahman’a teslim eyledim, gayr istemem.
âciz:
zay›f, güçsüz.
arfl:
gö¤ün en yüksek tabakas›.
arzu:
istek.
Bâkî:
ebedî, sonsuz olan Allah,
azamet: büyüklük.
beka:
ebedîlik, sonsuzluk.
ebedî, sonsuz.
emsalsiz:
benzersiz.
Esma-i Hüsna:
Allah’›n güzel
isimleri.
evvel:
önce.
fânî:
geçici, ölümlü.
Fât›r:
yarat›c›; yaratan Allah.
Gaffar:
kullar›n›n günahlar›n› çok
affeden, çok ba¤›fllayan Allah.
gayr:
baflkas›.
Hakem:
her fleyi gaye ve hikmet-
ler gözeterek yaratan Allah.
hamd:
övgü, medih.
heyhat:
ne yaz›k.
ihsan:
ba¤›fl, ikram.
ilhak:
eklemek, ilâve.
istidat:
kabiliyet, yetenek.
izzet:
yücelik, de¤er, fleref.
Kadir:
kudret sahibi ve her fleye
gücü yeten Allah.
Kâfi:
her muhtac›n ihtiyac›n› ver-
meye yeterli hazineler sahibi
olan Allah.
kafile:
gurup, k›s›m.
Kayyum:
her fleyin varl›¤› onunla
ayakta duran ve devam eden Al-
lah.
Kibriya:
Allah’›n her taraf› kapsa-
y›c› büyüklü¤ü.
k›ymet:
de¤er.
Kuddüs:
kusur, eksiklikten pak
temiz olan Allah.
kudsî:
aziz, yüce.
mahlûkat:
yarat›lm›fl varl›klar.
mahsus:
özel.
makam münasebetiyle:
konuyla
ilgisinden dolay›.
manzume:
düzenlenmifl kitap,
eser.
Melik:
idare eden padiflah.
meziyet:
üstünlük, de¤erlilik.
mübarek:
bereketli, feyizli.
münacat:
Allah’a yalvarma mak-
sad›yla yap›lan dua.
münacat-› esmaiye:
Allah’›n gü-
zel isimleriyle yap›lan dualar.
nak›fl:
süs, iflleme.
naz›m:
kafiyeli, vezinli söz.
nazire:
benzer.
noksan:
eksik, yar›m.
Rahman:
sonsuz merhamet sahi-
bi ve bütün yaratt›klar›na uygun
r›z›klar›n› veren Allah.
Ramazan:
mübarek Ramazan
ay›.
Rezzak:
bütün canl›lara r›z›k ve-
ren Allah.
Saltanat:
hâkimiyet.
sena:
medih, övme.
fluunat:
ifller, emirler, hâller, özel-
likler.
teslim eylemek:
teslim etmek.
üstat:
hoca, ö¤retmen.
vakit:
zaman.
Vedûd:
çok flefkatli olan ve çok
sevgi beslenen, seven sevilen Al-
lah.
1.
O Bâkîdir.
O, hükümleri hikmetli oland›r; biz Onun hükmünün kabzas›nday›z. • O, Hakem ve Adil’dir; yer
ve gök yaln›z Onundur. / O, mülkündeki gizlilik ve gayplar› bilendir. • O, Kadir ve Kayyum’dur;
Arfl ve yer Onundur. / O, sanat›ndaki meziyet ve nak›fllar lâtif oland›r. • O, Fât›r ve Vedûd’dur;
güzellik ve k›ymet Onundur. / O, yarat›klar›ndaki aynalar› ve fluunat› büyük oland›r. • O, Me-
lik ve Kuddüs’tür; izzet ve kibriya Onundur. / O, mahlûkat› emsalsiz güzellikte oland›r; biz
Onun sanat›n›n nak›fllar›ndan›z. • O, Daim ve Bâkî’dir; saltanat ve beka ona mahsustur. / O,
ihsanlar› cömertçe oland›r; biz Onun misafir kafilesindeniz. • O, Rezzak ve Kâfi’dir; hamd ve
sena Ona mahsustur. / O, hediyeleri güzel oland›r; biz Onun ilminin dokumas›n›n eseriyiz. •
O, her fleye bedel yeten Yarat›c›d›r; cömertlik ve ihsanlar Ona mahsustur. / O, flikâyet ve ya-
k›nmalar› ile mahlûkat›n›n dualar›n› çok iyi duyand›r. • O, flifa veren Merhametkârd›r; flükür
ve sena Ona mahsustur. / O, kusurlar› ve kullar›n›n günahlar›n› ba¤›fllayand›r. • O, merhamet-
li olan Gaffar’d›r; af ve hoflnutluk Ona mahsustur.
352 | SÖZLER
O
N
Y
ED‹NC‹
S
ÖZ