Sözler - page 276

bir misafire ünsiyet edip, teselli bulmak ister. Onunla o
elîm âlâm-› firak› kapamak ister.
Ey nefis!
Baflta Habibullah, bütün ahbab›n kabrin öbür taraf›n-
dad›rlar. Burada kalan bir iki tane ise; onlar da gidiyor-
lar. Ölümden ürküp, kabirden korkup bafl›n› çevirme,
merdane kabre bak; dinle, ne talep eder. Erkekçesine
ölümün yüzüne gül; bak, ne ister. Sak›n gafil olup ikinci
adama benzeme.
Ey nefsim!
Deme: “Zaman de¤iflmifl, as›r baflkalaflm›fl; herkes
dünyaya dalm›fl, hayata perestifl eder, derd-i maifletle
sarhofltur.” Çünkü, ölüm de¤iflmiyor; firak bekaya kalbo-
lup, baflkalaflm›yor. Acz-i beflerî, fakr-› insanî de¤iflmiyor,
ziyadelefliyor. Befler yolculu¤u kesilmiyor, sür’at peyda
ediyor.
Hem deme: “Ben de herkes gibiyim.” Çünkü, herkes
sana kabir kap›s›na kadar arkadafll›k eder. Herkesle mu-
sibette beraber olmak demek olan teselli ise, kabrin öbür
taraf›nda pek esass›zd›r.
Hem kendini bafl›bofl zannetme. Zira flu misafirhane-i
dünyada, nazar-› hikmetle baksan, hiçbir fleyi nizams›z,
gayesiz göremezsin. Nas›l sen nizams›z, gayesiz kalabilir-
sin? Zelzele gibi vak›alar olan flu hâdisat-› kevniye, tesa-
düf oyunca¤› de¤iller. Meselâ, zemine nebatat ve hayva-
nat enva›ndan giydirilen birbiri üstünde, birbiri içinde,
acz-i beflerî:
insan›n güçsüzlü¤ü.
ahbap:
sevilenler, dost ve akra-
balar.
âlâm-› firak:
ayr›l›k ac›lar›.
as›r:
devir, zaman
beka:
sonsuzluk.
befler:
insanl›k.
derd-i maiflet:
geçim derdi, ge-
çim s›k›nt›s›.
elîm:
üzücü, ac› veren.
enva:
çeflitler, türler.
esass›z:
as›ls›z, geçersiz.
fakr-i insanî:
insan›n muhtaç olu-
flu.
firak:
ayr›l›k.
gafil:
sorumsuz, Allah’›n emirle-
rinden habersiz davranan.
Habibullah:
Allah’›n sevgili kulu
Hz. Muhammed.
hâdisat-› kevniye:
var olufl ve
varl›klarla ilgili olaylar.
hayat:
yaflam, dünya yaflant›s›.
hayvanat:
hayvanlar.
kabir:
mezar.
kalp olmak:
de¤iflmek.
merdane:
mertçe, erkekçe.
misafirhane-i dünya:
dünya mi-
safirhanesi.
musibet:
felâket, belâ.
nazar-› hikmet:
hikmetli bak›fl,
her fleyin bir amac›, bir faydas› ol-
du¤unu düflünerek bakma.
nebatat:
bitkiler.
nizams›z:
düzensiz, ölçüsüz.
pek:
çok, oldukça.
perestifl:
taparcas›na sev-
mek.
sür’at peyda etmek:
h›z ka-
zanmak.
talep etmek:
istemek.
tesadüf:
rastlant›.
teselli:
avunma.
ünsiyet:
yak›nl›k, dostluk.
vak›a:
olay.
zelzele:
yer sars›nt›s›, dep-
rem.
zemin:
yeryüzü.
ziyadeleflmek:
artmak.
276 | SÖZLER
O
N
D
ÖRDÜNCÜ
S
ÖZ
1...,266,267,268,269,270,271,272,273,274,275 277,278,279,280,281,282,283,284,285,286,...1482
Powered by FlippingBook