Altnc Sualin Tetimmesi ve Hafliyesi:
Ehl-i dalâlet ve
ilhad, mesleklerini muhafaza ve ehl-i imann intibahlar-
na mukabele ve mümanaat etmek için, o derece garip
bir temerrüt ve acip bir hamakat gösteriyorlar ki, insan
insaniyetten piflman eder.
Meselâ, bu ahirde, beflerin bir derece umumiyet flekli-
ni alan zulümlü, zulümatl isyanndan, kâinat ve anasr-
külliye kzdklarndan ve Hâlk- Arz ve Semavat dahi, de-
¤il hususî bir rububiyet, belki bütün kâinatn, bütün âlem-
lerin Rabbi ve Hâkimi haysiyetiyle, küllî ve genifl bir te-
celli ile kâinatn heyet-i mecmuasnda ve rububiyetin da-
ire-i külliyesinde nev-i insan uyandrmak ve dehfletli tu¤-
yanndan vazgeçirmek ve tanmak istemedikleri Kâinat
Sultann tanttrmak için emsalsiz, kesilmeyen bir su, ha-
va ve elektrikten; zelzeleyi, frtnay ve Harb-i Umumî gi-
bi umumî ve dehfletli afat, nev-i insann yüzüne çarpa-
rak onunla hikmetini, kudretini, adaletini, kayyumiyetini,
iradesini ve hâkimiyetini pek zahir bir surette gösterdi¤i
hâlde; insan suretinde bir ksm ahmak fleytanlar ise, o
küllî iflarat- Rabbaniyeye ve terbiye-i lâhiyeye karfl eb-
lehâne bir temerrüt ile mukabele edip diyorlar ki, Tabi-
attr, bir madenin patlamasdr, tesadüfîdir. Güneflin ha-
rareti elektrikle çarpmasdr ki, Amerikada befl saat bü-
tün makineleri durdurmufl ve Kastamonu vilâyeti cevvin-
de ve havasnda semay kzartmfl, yangn suretini ver-
mifl diye manasz hezeyanlar ediyorlar.
Dalâletten gelen hadsiz bir cehalet ve zndkadan
neflet eden çirkin bir temerrüt sebebiyle bilmiyorlar ki,
SÖZLER | 283
O
N
D
ÖRDÜNCÜ
S
ÖZ
hamakat:
ahmaklk, beyinsizlik,
anlayflszlk.
hararet:
scaklk.
harb-i umumî:
dünya savafl.
hafliye:
açklayc not, dipnot.
haysiyetiyle:
itibaryla, dolaysy-
la.
heyet-i mecmua:
birlik ve bü-
tünlük içinde bulunan fleylerin
tamam.
hezeyan:
saçmalama, abuk sa-
buk konuflma.
hikmet:
her fleyin belirli gayelere
yönelik olarak faydal ve tam ye-
rinde olmas.
hususî:
sadece bir fleyi ilgilendi-
ren.
ilhad:
dinsizlik.
intibah:
uyanma, gerçeklerin far-
kna varma.
irade:
Allahn dilemesi ve iste-
mesi.
isyan:
bafl kaldrma.
iflarat- Rabbaniye:
Allahn kâ-
inattaki terbiye edicili¤ini ve ida-
resini gösteren olaylar.
Kâinat Sultan:
kâinatn hâkimi
Allah.
kâinat:
bütün âlemler, varlklar.
kayyumiyet:
ezelî ve ebedî ola-
rak varl¤ ile yarattklarnn da
varl¤n sa¤lama hâli.
kudret:
Allahn bütün kâinata
hükmeden sonsuz güç ve kuvve-
ti.
küllî:
umumî, her fleyi ilgilendi-
ren.
muhafaza:
koruma.
mukabele:
karfllk verme.
mümanaat:
engel olma, önleme.
neflet:
meydana gelme.
nev-i insan:
insan türü, insan cin-
si.
rab:
sahip, yaratan, büyüten.
rububiyet:
Allahn, yaratt¤ var-
lklarn ihtiyaçlarn gidermesi,
terbiye ve idare etmesi.
sema:
gökyüzü.
suret:
klk, flekil, biçim.
fleytan:
kendisi kötü olan ve kö-
tülü¤e sevk eden varlk.
tecelli:
Allahn isimlerinin mana-
larnn varlklar üzerinde görün-
mesi.
temerrüt:
inat, inat etme
terbiye-i lâhiye:
Allahn terbi-
yesi.
tesadüfî:
rastlant ile ilgili.
tetimme:
bir konuyu veya eseri
tamamlamak için eklenen ksm.
tu¤yan:
azma, azgnlk.
umumiyet:
genellik, ço¤unluk.
zahir:
görünen, açk.
zelzele:
yer sarsnts, deprem.
zndka:
dinsizlik, inançszlk.
zulümat:
karanlklar.
acip:
tuhaf.
adalet:
do¤ruluk, hakkaniyet.
afat:
afetler, büyük belâ ve
felâketler.
ahirde:
son zamanlarda.
ahmak:
kaln kafal, zekâca
geliflmemifl.
âlem:
kâinattaki farkl zaman
ve mekân boyutlarndan her
biri.
anasr- külliye:
külli unsur-
lar, dünyann her tarafna ya-
ylmfl olan unsurlar.
befler:
insanlk.
cehalet:
cahillik, bilgisizlik.
cev:
hava, boflluk.
daire-i külliye:
her fleyi kap-
layan, bütüne ve umuma ait
daire.
dalâlet:
iman ve slâmiyetten
ayrlma, batla yönelme.
dehflet:
korku, ürkme.
dehfletli:
tahrip edici, korku-
tucu.
eblehâne:
aklszcasna, ap-
talca.
ehl-i dalâlet ve ilhad:
dinsiz-
ler ve dinden çkanlar.
ehl-i iman:
Allaha inananlar,
Müslümanlar.
emsalsiz:
benzersiz.
hadsiz:
snrsz.
Hâkim:
her fleye hükmeden,
her fleyi hükmü altnda tutan,
her fleye galip olan Allah.
hâkimiyet:
Allahn kâinata
hâkim oluflu, hükmedifli ege-
menli¤i.
Hâlk- Arz ve Semavat:
yer-
yüzünün ve göklerin yaratc-
s, Allah.