Sözler - page 183

Hem hayat, “iman-› bilkader” rüknüne bak›yor, rem-
zen ispat eder. Çünkü madem hayat âlem-i flahadetin zi-
yas›d›r ve istilâ ediyor; ve vücudun neticesi ve gayesidir;
ve Hâl›k-› Kâinat›n en cami âyinesidir; ve faaliyet-i Rab-
baniyenin en mükemmel enmuzeci ve fihristesidir, tem-
silde hata olmas›n, bir nevi program› hükmündedir. El-
bette âlem-i gayp, yani mazi, müstakbel, yani geçmifl ve
gelecek mahlûkat›n hayat-› maneviyeleri hükmünde olan
intizam ve nizam ve malûmiyet ve meflhudiyet ve taay-
yün ve evamir-i tekviniyeyi imtisale müheyya bir vaziyet-
te bulunmalar›n› s›rr-› hayat iktiza ediyor.
Nas›l ki, bir a¤ac›n çekirdek-i aslîsi ve kökü ve münte-
has›nda ve meyvelerindeki çekirdekleri dahi, aynen a¤aç
gibi bir nevi hayata mazhard›rlar; belki a¤ac›n kavanin-i
hayatiyesinden daha ince kavanin-i hayat› tafl›yorlar.
Hem nas›l ki, bu haz›r bahardan evvel geçmifl güzün
b›rakt›¤› tohumlar ve kökler, bu bahar gittikten sonra,
gelecek baharlarda b›rakaca¤› çekirdekler, kökler, bu ba-
har gibi cilve-i hayat› tafl›yorlar ve kavanin-i hayatiyeye
tâbidirler. Aynen öyle de, flecere-i kâinat›n bütün dal ve
budaklar›yla her birinin bir mazisi ve müstakbeli var;
geçmifl ve gelecek tav›rlardan ve vaziyetlerinden müte-
flekkil bir silsilesi bulunur; her nev’i ve her cüz’ünün ilm-i
‹lâhiyede muhtelif tav›rlar ile müteaddit vücutlar› bir silsi-
le-i vücud-u ilmî teflkil eder; ve vücud-u haricî gibi, o vü-
cud-u ilmî dahi hayat-› umumiyenin manevî bir cilvesine
mazhard›r ki, mukadderat-› hayatiye o manidar ve canl›
elvah-› kaderiyeden al›n›r.
SÖZLER | 183
O
NUNCU
S
ÖZ
hayat-› maneviye:
manevî ha-
yat.
hayat-› umumiye:
genel hayat.
iktiza:
gerekme, gerektirme.
ilm-i ‹lâhiye:
Allah’a ait ilim.
iman-› bilkader:
kadere iman.
imtisal:
uyma.
intizam:
düzgün olma.
ispat:
kan›t.
istilâ:
kaplama.
kavanin-i hayat:
hayat prensip-
leri.
mahlûkat:
yarat›lm›fllar.
malûmiyet:
bilinme
manevî:
maddî olmayan.
manidar:
anlaml›.
mazhar:
sahip.
mazi:
geçmifl zaman, geçmifl.
meflhudiyet:
gözle görüfl.
müheyya:
haz›r.
muhtelif:
çeflit çeflit.
mukadderat-› hayatiye:
kader
kalemiyle yaz›lm›fl hayat›n prog-
ram›.
mükemmel:
noksans›z, tam.
münteha:
uç, son nota.
müstakbel:
gelecek zaman, gele-
cek.
müteaddit:
türlü türlü.
müteflekkil:
oluflmufl.
nev:
cins, tür; çeflit.
nevi:
çeflit.
nizam:
düzen.
remzen:
iflaretle.
rükün:
flart, temel esaslar.
flecere-i kâinat:
kâinat a¤ac›.
silsile:
birbirini takip etme.
silsile-i vücud-u ilmî:
bilgiden
ibaret varl›k silsilesi..
s›rr-› hayat:
hayat›n s›rr›.
taayyün:
meydana ç›kma, belir-
lenme.
tâbi:
uyan, itaat eden.
tav›r:
hâl, durum.
temsil:
benzetme.
teflkil:
meydana getirme.
vücud-u haricî:
ortaya ç›kan, gö-
rünen varl›k.
vücud-u ilmî:
bilgi olarak var
olan.
ziya:
›fl›k.
âlem-i gayp:
görünmeyen
âlem.
âlem-i flahadet:
gözle gördü-
¤ümüz âlem.
çekirdek-i aslî:
as›l çekirdek,
öz.
cilve:
yans›ma.
cilve-i hayat:
hayat görüntü-
sü, yans›mas›.
cüz:
k›s›m.
elvah-› kaderiye:
kader çizgi-
lerini (yaz›lar›n›) içeren levha-
lar.
enmuzeç:
örnek, model.
evamir-i tekviniye:
yarat›l›fl-
la ilgili ifller.
faaliyet-i Rabbaniye:
her fle-
yi terbiye ve idare eden Al-
lah’›n faaliyeti.
fihrist:
içindekiler.
Hâl›k-› Kâinat:
kâinat›n yara-
t›c›s›, Allah.
hata:
kusur, eksiklik.
hayat:
dirilik, canl›l›k.
1...,173,174,175,176,177,178,179,180,181,182 184,185,186,187,188,189,190,191,192,193,...1482
Powered by FlippingBook