Sözler - page 1117

Kur’ân’›n feyzi ile, bütün Pencereler ve bütün Sözler o
esas üzerine gitmifller. Bununla beraber, imkân noktas›-
n›n hadsiz bir vüs’ati var, hadsiz cihetlerle
Vacibü’l-Vü-
cud’
un vücudunu gösteriyor. Yaln›z mütekellimînin tesel-
sülün kesilmesi yoluna—elhak, genifl ve büyük olan o
caddeye—münhas›r de¤ildir. Belki had ve hesaba gelme-
yen yollar ile Vacibü’l-Vücud’un marifetine yol açar. fiöy-
le ki:
Her bir fley, vücudunda, s›fât›nda, müddet-i bekas›n-
da, hadsiz imkânat, yani gayet çok yollar ve cihetler için-
de mütereddit iken, görüyoruz ki, o hadsiz cihetler için-
de vücutça muntazam bir yolu takip ediyor. Her bir s›fa-
t› da mahsus bir tarzda ona veriyor. Müddet-i bekas›nda
bütün de¤ifltirdi¤i s›fat ve hâller dahi böyle bir tahsis ile
veriliyor. Demek, bir muhass›s›n iradesiyle, bir mürecci-
hin tercihiyle, bir mucid-i hakîmin icad›ylad›r ki; hadsiz
yollar içinde, hikmetli bir yolda onu sevk eder. Munta-
zam s›fât› ve ahvali ona giydiriyor.
Sonra, infirattan ç›kar›p, bir terkipli cisme cüz yapar;
imkânat ziyadeleflir. Çünkü, o cisimde binler tarzda bulu-
nabilir. Hâlbuki, neticesiz o vaziyetler içinde neticeli
mahsus bir vaziyet ona verilir ki, mühim neticeleri ve
faydalar› ve o cisimde vazifeleri gördürülüyor.
Sonra, o cisim dahi di¤er bir cisme cüz yapt›r›l›yor.
‹mkânat daha ziyadeleflir. Çünkü, binlerle tarzda buluna-
bilir. ‹flte, o binler tarz içinde bir tek vaziyet veriliyor, o
vaziyet ile mühim vazifeler gördürülüyor, ve hakeza...
SÖZLER | 1117
O
TUZ
Ü
ÇÜNCÜ
S
ÖZ
imkânat:
olabilirlikler; varl›¤› ile
yoklu¤u eflitken Allah’›n var et-
mesiyle var olanlar, Allah’›n varl›-
¤›n› ispatlayan delilleri.
infirat:
yaln›z kalma, tek bafl›na
olma.
irade:
dileme, isteme, tercih.
mahsus:
özel.
marifet:
bilme, tan›ma.
Mucid-i Hakîm:
her fleyi hikmet-
le yaratan, yoktan var eden Allah.
muhass›s:
tahsis edici, ay›r›c›, bir
tarafa ait k›lan.
muntazam:
düzenli.
müddet-i beka:
devaml›l›k süre-
si.
mühim:
önemli.
münhas›r:
ait, mahsus.
mütekellimîn:
kelâm âlimleri;
iman esaslar›n› izah ve ispat eden
âlimler.
mütereddit:
tereddütte kalm›fl,
karars›z.
netice:
sonuç.
neticesiz:
sonuçsuz.
sevk:
gönderme, yollama, ulaflt›r-
ma.
s›fat:
vas›f, özellik.
s›fât:
vas›flar, özellikler.
tahsis:
bir tarafa ait k›lma, ay›r-
ma.
tarz:
biçim, flekil.
tercih:
seçme.
terkipli:
birlefltirilmifl.
teselsül:
art arda gelme, birbirini
takip etme, zincirleme.
Vacibü’l-Vücud:
varl›¤› zarurî ve
zatî olan; varl›¤› baflkas›n›n varl›-
¤›na ba¤l› de¤il, kendinden olup
ezelî ve ebedî olan Allah.
vazife:
görev.
vaziyet:
durum, hâl.
vücut:
var olma, varl›k.
vüs’at:
genifllik.
ziyade:
çok.
ziyadeleflmek:
artmak, fazlalafl-
mak.
ahval:
hâller, durumlar, vazi-
yetler.
cihet:
yön.
cisim:
varl›k; beden, madde.
cüz:
k›s›m, parça.
elhak:
gerçekten.
esas:
as›l, temel.
feyiz:
ilim, irfan.
gayet:
çok.
had:
s›n›r.
hadsiz:
s›n›rs›z, sonsuz.
hakeza:
bunun gibi.
hâl:
durum.
hesap:
say›.
hikmet:
her fleyin belirli ga-
yelere yönelik olarak, manal›,
faydal› ve tam yerli yerinde
yap›lmas›.
icat:
yoktan var etme, yarat-
ma.
imkân:
olabilirlik; varl›¤› ile
yoklu¤u eflitken Allah’›n var
etmesiyle var olan, Allah’›n
varl›¤›n› ispatlayan delil.
1...,1107,1108,1109,1110,1111,1112,1113,1114,1115,1116 1118,1119,1120,1121,1122,1123,1124,1125,1126,1127,...1482
Powered by FlippingBook