Sözler - page 1119

‹flte, kâinat›n mevcudat› kadar de¤il, belki mevcudat›n
s›fât ve mürekkebat› adedince imkânat noktas›ndan da
Vacibü’l-Vücud’
un vücuduna karfl› flahadetler geliyor.
‹flte ey gafil! Kâinat› dolduran bu flahadetleri, bu seda-
lar› iflitmemek!.. Ne derece sa¤›r ve ak›ls›z olmak lâz›m
geliyor; haydi sen söyle.
Otuz Birinci Pencere
l
äÉn
j'
G ¢p
Vr
Qn
’r
G p
‘n
h
1
@ m
Ë /
ƒr
?n
J p
ø°n
ùr
Mn
G =
? /
a n
¿É°n
ùr
fp
’r
G Én
ær
? n
?n
N r
ón
?n
d
2
n
¿ho
öp
ür
Ño
J n
Ón
an
G r
º o
µ
p
°ùo
Ør
fn
G =? /
an
h @ n
Ú/
æp
bƒo
ª r
?p
d
fiu pencere insan penceresidir ve enfüsîdir. Ve enfüsî
cihetinde flu pencerenin tafsilât›n› binler muhakkikîn-i
evliyan›n mufassal kitaplar›na havale ederek, yaln›z
feyz-i Kur’ân’dan ald›¤›m›z birkaç esasa iflaret ederiz.
fiöyle ki:
On Birinci Sözde beyan edildi¤i gibi, “
‹nsan öyle bir
nüsha-i camiad›r ki, Cenab-› Hak bütün esmas›n› insan›n
nefsi ile insana ihsas ediyor.
” Tafsilât›n› baflka Sözlere
havale edip yaln›z üç noktay› gösterece¤iz.
B‹R‹NC‹ NOKTA:
‹nsan üç cihetle esma-i ‹lâhiyeye bir
âyinedir.
Birinci vecih:
Gecede zulümat, nas›l nuru gösterir; öy-
le de, insan zaaf ve acziyle, fakr ve hacat›yla, naks ve ku-
suruyla bir
Kadîr-i Zülcelâl’
in kudretini, kuvvetini, g›nâs›-
n›, rahmetini bildiriyor ve hakeza, pek çok evsaf-› ‹lâhi-
yeye bu suretle âyinedarl›k ediyor. Hatta, hadsiz aczinde
SÖZLER | 1119
O
TUZ
Ü
ÇÜNCÜ
S
ÖZ
enfüsî:
nefse ait, kiflinin iç dünya-
s›yla ilgili.
esas:
as›l, temel.
esma:
adlar, isimler.
esma-i ‹lâhiye:
Allah’›n isimleri.
evsaf-› ‹lâhiye:
Allah’›n s›fatlar›.
fakr:
fakirlik, yoksulluk, muhtaç-
l›k.
feyz-i Kur’ân:
Kur’ân’›n verdi¤i il-
ham, bereket ve ilim bollu¤u.
gafil:
gerçekleri görmeyen,
önemsemeyen, iyi düflünmeyen.
g›nâ:
zenginlik.
hacat:
ihtiyaçlar.
hadsiz:
s›n›rs›z, sonsuz.
ihsas:
hissettirme.
iman:
Allah’a inanma.
imkânat:
olabilirlikler; varl›¤› ile
yoklu¤u eflitken Allah’›n var et-
mesiyle var olanlar, Allah’›n varl›-
¤›n› ispatlayan deliller.
Kadîr-i Zülcelâl:
sonsuz büyük-
lük, haflmet ve kudret sahibi, Al-
lah.
kâinat:
bütün âlemler, varl›klar.
kudret:
güç, kuvvet.
kusur:
eksiklik; yanl›fl, hata.
mevcudat:
varl›klar.
mufassal:
ayr›nt›l›, detayl›.
muhakkak:
flüphesiz, kesinlikle.
muhakkikîn-i evliya:
evliyadan
gerçekleri araflt›ran ve delilleriyle
bilen âlimler.
mürekkebat:
iki veya daha çok
maddenin kar›flmas›ndan mey-
dana gelmifl fleyler.
naks:
noksan, eksiklik.
nefis:
kendi, flah›s.
nüsha-i camia:
çok genifl ve bir-
çok özelli¤i içinde bulunduran
nüsha.
rahmet:
ac›ma, merhamet etme,
flefkat gösterme.
seda:
ses.
s›fât:
vas›flar, özellikler.
suret:
biçim, flekil.
flahadet:
flahitlik, tan›kl›k.
tafsilât:
ayr›nt›lar.
Vacibü’l-Vücud:
varl›¤› zarurî ve
zatî olan; varl›¤› baflkas›n›n varl›-
¤›na ba¤l› de¤il, kendinden olup
ezelî ve ebedî olan Allah.
vecih:
yön.
vücut:
varl›k.
zaaf:
zay›fl›k, kuvvetsizlik.
zulümat:
karanl›klar.
acz:
âcizlik, zay›fl›k, güçsüz-
lük.
âyine:
ayna.
Cenab-› Hak:
Allah; hakk›n tâ
kendisi olan, fleref ve azamet
sahibi yüce Allah.
cihet:
yön.
delil:
bir hükmün ya da fikrin
do¤rulu¤unu kan›tlayan fley.
1.
Muhakkak ki Biz insan› en güzel bir flekilde yaratt›k. (Tîn Suresi: 4.)
2.
Kesin olarak iman edenler için yeryüzünde nice deliller vard›r. • Kendi nefislerinizde de
böyle deliller vard›r. Hâlâ görmez misiniz? (Zariyat Suresi: 20-21.)
1...,1109,1110,1111,1112,1113,1114,1115,1116,1117,1118 1120,1121,1122,1123,1124,1125,1126,1127,1128,1129,...1482
Powered by FlippingBook