Sikke-i Tasdik-i Gaybi - page 366

Bunlardı o gün halka-i tevhidi kuranlar,
Bunlardı o gün baltalayıp küfrü kıranlar.
Bunlardı mübarek yüce cem’iyet-i şûra,
Bunlardı o nurdan dizilen halka-i kübra.
Bunlardı alan Suriye, Irak, ülke-i Kisra,
Bunlarla ziyadar o karanlık koca sahra.
Bunlardı veren hasta, alil gözlere bir fer,
Bunlardı o tarihe geçen şanlı gazanfer.
Her hepsi de bir zerre-i nuru o Habibin,
Her an görünür gözlere ondan nice yüz bin.
Nur altına girmiş bulunan türlü cemaat,
Hem buldu beka, hem de bütün gördü adalet.
Derhal açılıp gökyüzü hem parladı ol nurdan gelen
Risalei’n-Nur
Hallak-ı Rahim eyledi mahlukunu mesrur.
Zulmet dağılıp başladı bir yep yeni gündüz,
Bir neş e duyup sustu biraz ağlayan o göz.
Bir dem bile düşmezken onun ahı dilinden,
Kurtuldu, yazık dertli beşer derdin elinden.
Ol taze güneş, ülkeye serptikçe ışıklar,
Hep şad olacak, şevk bulacak kalbi kırıklar.
Her kalbe sürur, her göze nur doldu bugünden,
Bir müjde verir sanki o bir şanlı düğünden.
aciz:
zayıf, güçsüz, zavallı
alil:
hasta, hastalıklı
beka:
bakîlik, ebedîlik, sonsuzluk
beşer:
insan, insanlık
cemaat:
topluluk
cemiyet-i şûra:
danışma meclisi.
dem:
an, vakit, zaman
Ecdad-ı izam:
nam ve şerefi yüce
atalar, ulu atalar.
elem:
dert, üzüntü, maddî-manevî
ıztırap
fer:
canlılık
gazanfer:
kahraman, cesaretli
insan
habîb:
sevilen, sevgili
halka-i kübra:
en büyük hal-
ka.
halka-i tevhid:
Allah'ın varlığı-
nı, birliğini kabul etme halkası.
Hallâk-ı Rahîm:
merhamet
sahibi olan yaratıcı, yarattıkla-
rına merhamet ve şefkatle ba-
kan, Allah.
keder:
kaygı, acı, hüzün
küfür:
Allah’ın varlığına, birliği-
ne inanmama, müşriklik,
imansızlık
mahlûk:
yaratık, Allah tarafın-
dan yaratılmış olan
mesrur:
sevinçli, memnun
mübarek:
feyizli, bereketli,
kutlu
nagâh:
aniden, birdenbire,
beklenmeyen bir anda.
nur:
aydınlık, parıltı, ışık
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin eser-
lerinin adı.
ruh:
dirilik kaynağı, hayatın te-
meli ve sebebi olan manevî
varlık
sahra:
büyük çöl, geniş saha
sürur:
sevinç, mutluluk
şâd:
sevinçli, mutlu, bahtiyar
şan:
şöhret, ün
şevk:
şiddetli arzu, istek; keyif,
neşe
ülke-i Kisra:
Kisra’nın ülkesi,
İran.
ya Rab:
Ey Allah!
zerre-i nur:
nur zerresi
ziyadar:
ziyalı, ışıklı, parlak,
aydınlık
zulmet:
karanlık, Allah’ın nu-
rundan mahrum olma hâli
P
ARLAK
F
IKRALAR
| 366 | SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBÎ
1...,356,357,358,359,360,361,362,363,364,365 367,368,369,370,371,372,373,374,375,376,...560
Powered by FlippingBook