Sikke-i Tasdik-i Gaybi - page 362

Bir nur ki değil öyle muhat, hem dahi mahsur
Bir nur ki eder kalbi de pürnur, çeşmi de pürnur.
Bir lem’adır andan, şu büyük şems ve kamerler.
................
Hep işte o nurdan bu acaib koca âlem,
Halk oldu o nurdan yine cennetle cehennem.
Şek yok ki o nurdur okunan Hazret-i Kur’ân,
Ol nur-i ezel hem sebeb-i hilkat-i insan.
Her şeye odur mebde ve asıl ve esas hem,
Ondan görünür nev-i beşer böyle mükerrem.
Bir zerre değil, bahr-i muhit o bahr-i münirden,
Hem nasıl beşer hiç kalıyor hepsi de birden.
Şek yok ki cihan, katre-i nurundan o nurun,
Şek yok ki bu can, zerre-i nurundan o nurun.
Sönsün diye üflense, o derya gibi kaynar,
Söndürmeye hem kimde acep zerre mecal var?
Söndürmeye kalkmıştı asırlar dolu küffar,
Kahreyledi her hepsini ol Hazret-i Kahhar.
Hep sönmüş asırlar, yanıyor sönmeden ol,
Tarihe sorun, kimdir o nur, hem kimmiş menfur?
Alnında yanan nur-i Muhammeddi Halil’in,
Yetmezdi gücü bakmaya her çeşm-i alîlin.
acayip:
şaşırtıcı ve hayret verici
şeyler
acep:
şaşma, şaşa kalma, hayret
âlem:
dünya, cihan; bütün yaratıl-
mışlar
asr:
yüzyıl
bahr-i muhit:
okyanus.
bahr-i münir:
nurlandıran, aydın-
latan deniz.
beşer:
insan, insanlık
çeşm:
göz, ayn, dide.
çeşm-i alil:
ağlayan yaralı göz.
derya:
deniz
halk:
yaratma, yoktan var etme
Hazret-i Kahhar:
mutlak güç ve
kudret sahibi olan her an kahret-
meye gücü yeten Allah
kafir:
Allah’ı ve İslâmiyet’i in-
kar eden, dinsiz
kahr:
mahvetme, üstün gele-
rek helak etme
kamer:
ay
katre-i nur:
nur damlası
küffar:
kâfirler, hak dini, İslâ-
miyet’i inkâr edenler.
lem’a:
parıltı
mahsur:
hasredilmiş, sınırlan-
mış
mebde:
kaynak, başlangıç
mecal:
güç, kuvvet, iktidar, ta-
kat, tahammül
menfur:
kendisinden nefret
edilen, sevilmeyen
muhat:
ihata edilmiş, kuşatıl-
mış, etrafı çevrilmiş
mükerrem:
aziz, saygıdeğer,
muhterem.
nev’i beşer:
insanoğlu, insan-
lar
nur:
aydınlık, parıltı, ışık
nur-i ezel:
başlangıcı olmayan
uzayıp giden nur.
nur-i Muhammed:
Hz. Mu-
hammed’in (s.a.v) nuru, ışığı
pürnur:
nur dolu, nur içinde,
nurlu, aydınlık.
Rahim:
sonsuz merhamet sa-
hibi olan Allah
Rahman:
sonsuz merhamet
sahibi ve şefkatle bütün var-
lıkları rızıklandıran Allah
Saf:
Kur’ân’ı Kerîm’in 61. sure-
si. Medine’de nazil olmuştur
sebeb-i hilkat-i insan:
insanın
yaratılış sebebi.
sure:
Kur’ân-ı Kerîm’in ayrıldığı
114 bölümden her biri.
şek:
şüphe, zan, tereddüt
şems:
güneş
zerre:
pek ufak parça, en kü-
çük parça
zerre-i nur:
nur zerresi
P
ARLAK
F
IKRALAR
| 362 | SİKKE-İ TASDİK-İ GAYBÎ
1...,352,353,354,355,356,357,358,359,360,361 363,364,365,366,367,368,369,370,371,372,...560
Powered by FlippingBook